Uluslararası haber organları tarafsızlıkları ile itibar kazanır. Haber kaynakları, bölgesel olarak araştırmalarını internet kullanıcılarına sunarak hizmet vermeli, araştırmalar ve çalışmalar için tarafsız ve güvenilir olmalıdır. EU Observer, Kıta Avrupası haberleri konusunda güvenilir bir görünüm çizerken, Dağlık-Karabağ gibi hassas bir konu ile ilgili yaptığı haberlerle Azerbaycanlı ve Türk takipçilerini hayal kırıklığına uğratmıştır. Dil sürçmesi olmadığı aşikâr olan haber metinleri, EU Observer’ın haberci tarafsızlığını koruyamadığını ortaya koymaktadır.

EU Observer, özellikle son bir ay içindeki haberlerdeki ‘taraflılığını’ çekinmeden ortaya koymuştur. EU Observer haber sitesinde yer alan ‘Hakkımızda’ (‘About Us’) kısmında EU Observer’ın özgür düşünceye ve açık ifadelere değer veren bağımsız bir internet gazetesi olduğu belirtilmiştir. Avrupa Birliği (AB) kurumlarından finansal olarak bağımsız olduğu ifade edilen EU Observer, AB ile ilgili uluslararası ilişkiler konularını ele aldığını belirtmektedir[1]. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Dağlık Karabağ sorunu ile ilgili olarak, Dağlık Karabağ’da mevcut durumun sürdürülemeyeceğini, sorunun uluslararası kurallar çerçevesinde çözülmesi gerektiğini ve askeri bir çözümü olmadığını ifade etmiştir. Ermenistan ve Azerbaycan’a müzakere çağrısında bulunulmuş, NATO’nun Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) sorunun çözümü için uğraşlarını desteklediklerini ifade etmiştir[2]. Oysa EU Observer, uluslararası olarak tanınmayan bir devletin Dışişleri Bakanı Karen Mirzoyan ile gerçekleştirdiği bir röportaja internet sayfalarında yer vermektedir. ‘Artsakh’ olarak adlandırılan ve uluslararası hiçbir kuruluş tarafından tanınmayan ülkenin Dışişleri Bakanı Mirzoyan, EU Observer’a, düzenlediği toplantılara katılamayan Avrupalı, Rus ve Amerikalı diplomatların sözde başkent Stepanakert’e gelmelerine tarafsızlıklarını korumaları için izin verilmediğini mağduriyet psikolojisi ile anlatmıştır. Ayrıca daha önce AB yetkilileri ve diğer üst düzey yetkililerle görüştüğünü bu röportajında söyleyen Mirzoyan, AB ülkelerinin dışişleri bakanları ile görüşmediğini de belirtmiştir[3].

Görüldüğü gibi, eğer AB kurumları ve Dağlık Karabağ arasında bir ilişki varsa bu ilişkinin ‘sorun çözümü’ olarak ifade edilmesi gerekir. Çünkü Dağlık Karabağ’daki sorun henüz çözülmemiştir. Dağlık Karabağ yirmi yılı aşkın bir süredir Ermenistan işgali altındadır. Uluslararası kurumlar tarafından henüz tanınmamış bir yönetimin işgali söz konusudur. Dağlık Karabağ bölgesinde yaşayan halkın karşı karşıya kaldığı durum için, 22 Şubat 2017’de, JW Marriot Hotel’de Türk Keneşi tarafından düzenlenen “Uluslararası Konerans – Hocalı Soykırımı, İnsanlığa Karşı Suçlar ve Terörizm – Hocalı Soykırımının 25. Yılı” başlıklı konferansın birinci panelinde konuşmacı olarak bulunan Tarihçi Dr. Oleg Kuznetsov, Karabağ savaşında kullanılan metotların uluslararası bir terör eylemi olduğuna işaret ettiğini belirtmiştir. Bu röportaj, EU Observer’ın tarafsızlığını zedeleyen tek haber değildir. EU Observer, tarafsızlığı bir yana bırakıp terör metotlarını kullanan işgalcilere dair haberler hazırlayarak güvenilir haber kaynağı olma özelliğini daha önce de zedelemiştir. 2 Mart tarihli, “In Artsakh, the distance between a minister and a citizen is so small. Artsakh FM” başlıklı haberi sunulabilir. Ermenistan tarafından işgal altında bulunan Dağlık Karabağ yerine “Artsakh Cumhuriyeti” olarak adlandırılması ve uluslararası siyasete ilişkin haber yapan tarafsız bir haber organı tarafından benimsenmesi çelişkili bir durumdur. Buna benzer şekilde, EU Observer, Ermenilerin yaşadığı zorlukları anlatan “The Armenia – Azerbaijan War: A Refugee’s Story”[4] başlıklı ve “The Armenian Genocide: Yepraksi’s Story”[5] başlıklı ve benzeri haberlere yer verirken, Hocalı’da yakınlarını kaybeden Azerbaycanlıları ve 1915’te Anadolu’da katledilen Müslümanları göz ardı etmektedir.

Uluslararası ilişkilerde tarafsız haber organlarının varlığına muhtaç kalınan bu çağda, EU Observer Türkleri ve Azerbaycanlılar göz önünde bulundurulduğunda tarafsızlığını koruyamadığı görülmektedir. Buna karşın, sitede Ermenilerin hikâyelerine fazlasıyla yer verilmektedir. Bu yaklaşım, bölgesel işbirliğini baltalamakta ve sorunların doğru bir şekilde değerlendirilmesini engellemektedir. Bu durum da, çözüme hizmet etmekten çok sorunları karmaşıklaştırmaktadır.