TÜRKİYE - ERMENİSTAN İLİŞKİLERİNİN YAKIN GEÇMİŞİ VE PAŞİNYAN’IN AÇIKLAMALARI
Yorum No : 2025 / 26
19.03.2025
8 dk okuma

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın geçtiğimiz günlerde Erivan’da Türk gazetecilere yaptığı açıklamalar, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde uzun süredir devam eden gerginliğin yerini yapıcı bir diyaloga bırakabileceğine dair umutları yeniden canlandırmıştır. Paşinyan’ın açıklamaları, hem Türkiye ile normalleşme sürecine dair iyimser bir ton hem de 1915 olayları gibi tarihsel meselelere pragmatik bir yaklaşım sergilemektedir. Ancak, Paşinyan’ın geçmişteki söylem-eylem tutarsızlıkları göz önüne alındığında, bu açıklamaların ne ölçüde somut politikalarla destekleneceği sorgulanmaya açıktır. Türkiye-Ermenistan ilişkileri bağlamında, Paşinyan’ın açıklamaları tarihsel olarak, mevcut jeopolitik dinamikler göz önünde bulundurulduğunda ve Türkiye’nin stratejik öncelikleri çerçevesinde değerlendirilebilir.

 

Paşinyan’ın Açıklamalarının Temel Noktaları ve İlk İzlenimler

Paşinyan’ın Türk gazetecilere yaptığı açıklamalar, birkaç temel noktada yoğunlaşmaktadır: Türkiye ile diplomatik temasların sürekliliği, tarihin siyasi bir algı olarak görülmesi, 1915 olaylarının uluslararası tanınmasının Ermenistan’ın güncel dış politika öncelikleri arasında yer almaması ve “Batı Ermenistan” kavramının anayasal bir dayanağı olmadığına dair vurgusu. Ayrıca, Türkiye-Ermenistan normalleşmesinin “zaman meselesi” olduğunu belirtmesi ve Ermenistan-Azerbaycan barış sürecine dair iyimserliği, Paşinyan’ın bölgesel istikrarı önceleyen bir vizyon sunduğunu göstermektedir.

Bu açıklamaların, Paşinyan’ın geçmişteki söylemlerinden farklı bir ton içerdiği açıktır. Örneğin, 2020’deki Karabağ Savaşı sırasında Türkiye’yi “soykırımı devam ettirmekle” suçlayan Paşinyan[1], şimdi daha uzlaşmacı bir dil kullanmaktadır. Bu değişim, Ermenistan’ın İkinci Karabağ Savaşı sonrası yaşadığı yenilgi ve Rusya’ya olan geleneksel bağımlılığını dengelemek için Batı’ya ve Türkiye’ye yönelme ihtiyacından kaynaklanıyor olabilir. Türkiye açısından ise bu açıklamalar, Kafkasya’da istikrarlı bir düzen kurma ve Azerbaycan’la koordineli bir normalleşme süreci yürütme hedefleriyle uyumlu görünmektedir.

 

Türkiye’nin Dış Politika Çıkarları Açısından Değerlendirme

Türkiye’nin Ermeni meselesi bağlamındaki dış politika öncelikleri, tarihsel anlatıların siyasallaşmasını engellemek, Azerbaycan’la dayanışmayı sürdürmek ve Güney Kafkasya’da ekonomik ve güvenlik odaklı bir işbirliği alanı yaratmaktır. Paşinyan’ın “1915 olaylarının uluslararası tanınmasının dış politika önceliği olmadığı” yönündeki açıklaması, Türkiye’nin bu hedeflerinden birine doğrudan hizmet etmektedir. Türkiye, uzun süredir Ermeni diasporasının “soykırım” iddialarını uluslararası alanda gündeme getirmesini, ikili ilişkileri zehirleyen bir unsur olarak görüyor. Paşinyan’ın bu söylemi, en azından resmi düzeyde, bu meselenin normalleşme sürecinin önünde bir engel olmaktan çıkarılabileceği sinyalini vermektedir.

“Batı Ermenistan” ifadesinin Ermenistan Anayasası’nda yer almadığına dair vurgu ise Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yönelik algılanan tehditleri bertaraf etme çabalarına katkı sağlayabilir. Ermenistan’ın bağımsızlık bildirgesinde ve bazı resmî belgelerde tarihsel olarak Türkiye’nin doğu bölgelerine atıfta bulunulması, Ankara’da normalleşme sürecine düşen gölge olarak görülüyordu. Paşinyan’ın “Batı Ermenistan”ı Armavir ve Şirak bölgeleriyle sınırlı bir coğrafi algı olarak tanımlaması, bu tehdidi minimize etmeye yönelik sembolik bir adım olarak okunabiliyor gibi görünse de anayasada yer alan bu ifadenin Ermenistan iç politikasında ve diasporada nasıl yorumlandığı bilinmektedir.

Normalleşme sürecinin “zaman meselesi” olduğu yönündeki iyimserlik, Türkiye’nin sınırların açılması ve diplomatik ilişkilerin tesisi gibi somut adımları Azerbaycan-Ermenistan barış sürecine paralel götürme stratejisiyle örtüşüyor. Türkiye, 2020 sonrası Kafkasya’daki güç dengelerinin Azerbaycan lehine değişmesiyle, Ermenistan’la ilişkileri iyileştirmeyi Azerbaycan – Ermenistan ilişkilerinin de normalleşmesi ile bölgesel istikrarı güçlendirecek şekilde tasarlıyor. Paşinyan’ın Azerbaycan’la barışa dair olumlu mesajları da bu bağlamda Türkiye için cesaret vericidir.

 

Paşinyan’ın Yapıcı Adımları ve Tutarsızlık Riski

Nikol Paşinyan, Ermenistan tarihinde göreve gelen diğer liderlere kıyasla Türkiye’yle ilişkilerde daha yapıcı bir yaklaşım sergilemektedir. Örneğin, 2009’daki “futbol diplomasisi” döneminde Serj Sarkisyan yönetiminin imzaladığı protokoller, Azerbaycan’ın tepkisi diasporada ve Ermenistan içindeki milliyetçi direnç, Ermenistan yönetiminin buna direnememesi nedeniyle hayata geçememişti. Paşinyan ise hem 2021’den bu yana özel temsilciler aracılığıyla yürütülen görüşmeleri destekliyor hem de söylem düzeyinde uzlaşmacı bir çizgi izliyor. Türk gazetecilere konuşması, bu yapıcı tutumun bir göstergesi olarak tarihsel bir ilk niteliğindedir[2].

Ancak Paşinyan’ın geçmiş performansı, söylem ve eylem arasındaki uyumsuzluklara işaret ediyor. Bu konuda çok örnek bulunmaktadır. Bu bağlamda, Türk gazetecilere yapılan açıklamaların iç politikada milliyetçi kesimlerden tepki çekmesi halinde, Paşinyan’ın geri adım atma ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Ermenistan’da muhalefet ve diaspora, esasen Paşinyan’ı “ulusal çıkarları feda etmekle” suçlayarak bu süreci baltalamaya çalışmaktadır.

 

Jeopolitik Bağlam ve Türkiye’nin Stratejik Kazanımları

Paşinyan’ın açıklamaları, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Kafkasya’daki güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir döneme denk geliyor. Ermenistan’ın, Rusya’nın güvenilir bir müttefik olarak zayıfladığını görerek NATO, AB ve Türkiye’yle ilişkilerini çeşitlendirme arayışında olduğu bilinmektedir. Türkiye ise bu fırsatı hem Azerbaycan’la ortak çıkarlarını koruyarak hem de bölgesel ticaret ve enerji koridorlarında (örneğin, Zengezur Koridoru) stratejik pozisyonunu güçlendirerek değerlendirebilecektir. Paşinyan’ın “sınırların açılması” vurgusu, Türkiye’nin Orta Asya’ya erişimini kolaylaştıracak ekonomik projeler için umut vaadetmektedir. Ancak, Paşinyan’ın söylemlerinden yapılan iyimserlik çıkarımı, Paşinyan’ın tutarlılık sorunu ve Ermenistan içindeki olası dirençler dikkate alındığı zaman normalleşme için hala zamana ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.

 

Sonuç

Paşinyan’ın açıklamaları, Türkiye’nin Ermeni meselesinde dış politika çıkarlarını savunma açısından önemli bir fırsat sunmaktadır. 1915 olaylarının uluslararası siyasette bir baskı unsuru olmaktan çıkarılması gerektiğine vurgu yapması, Azerbaycan’la koordineli bir normalleşme süreci yürütülmesini istediğini dile getirmesi ve Kafkasya’da ekonomik işbirliği potansiyelinin farkında olması, Türkiye’nin stratejik hedefleriyle uyumlu bir tablo çizse de bu sürecin başarısı, Paşinyan’ın iç politikada bu söylemi sürdürebilme kapasitesine ve Ermenistan-Azerbaycan barış görüşmelerinin ilerlemesine bağlıdır. Türkiye, bu aşamada diplomatik temasları yoğunlaştırarak ve somut adımları (örneğin, sınır kapılarının açılması) Azerbaycan’la eşgüdüm içinde planlayarak süreci yönlendirebilecektir. Paşinyan, Ermenistan tarihindeki diğer liderlere göre daha yapıcı bir profil çizse de, tutarsızlık riski, iç politik dinamikler ve söylemlerin henüz hiçbir somut eyleme dönüşmemiş olması bu iyimser tabloyu gölgeleyebilir. Türkiye’nin dış politikası, bu fırsatları değerlendirirken aynı zamanda temkinli bir şekilde hareket etmeyi gerektirmektedir. Normalleşme, gerçekten de “zaman meselesi” olabilir; ancak bu zamanın ne kadar uzayacağı, tarafların kararlılığına ve bölgesel aktörlerin tutumuna bağlıdır.

 

 

*Görsel: https://t24.com.tr/haber/ermenistan-basbakani-pasinyan-dan-tarihi-aciklamalar-soykirimin-uluslararasi-taninmasi-oncelik-degil-turkiye-ile-normallesme-artik-sadece-zaman-meselesi,1225578.

 


[1] “Ermenistan Başbakanı Paşinyan: Türkiye'nin aktif katılımı olmasaydı bu savaş başlamazdı,” BBC News Türkçe, 7 Ekim 2020, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54444854.

[2] Barçın Yinanç, “Ermenistan Başbakanı Paşinyan’dan tarihî açıklamalar: Soykırımın uluslararası tanınması öncelik değil; Türkiye ile normalleşme artık sadece zaman meselesi,” T24, 13 Mart 2025, https://t24.com.tr/haber/ermenistan-basbakani-pasinyan-dan-tarihi-aciklamalar-soykirimin-uluslararasi-taninmasi-oncelik-degil-turkiye-ile-normallesme-artik-sadece-zaman-meselesi,1225578.


© 2009-2025 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.