İsminin karıştığı skandallar dolayısıyla bir zamanlar gündeme gelen Frontex (Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı) eski başkanı Fabrice Leggeri, bugün gerçek yerini bulmuş gibi görünmektedir. Yaklaşık 10 yıl önce Leggeri, insan haklarına toz kondurmayacak bir tavır içerisinde göçmenlerin suçlu gibi bir muameleye maruz kaldıklarını, sınırları yasadışı yollardan geçmenin suç olmadığını savunurken (ki, bu söylem dahi kendi içinde hukuksuzluk barındırmaktadır), 17 Şubat Cumartesi günü, Fransa’nın aşırı sağ cephesinde on yıl önceki söyleminin tam tersi bir yaklaşımla ön saflarda yer aldığını açıklamıştır.

Avrupa seçimlerinde aşırı sağcı Rassemblement National için yarışacak olan AB sınır ajansı Frontex’in eski başkanı Fabrice Leggeri, 19 Şubat Pazartesi günü Fransa-İtalya sınırında Avrupa’nın göç politikasını eleştirmiş ve Avrupa’nın “sınırlarının kontrolünü yeniden ele alması” gerektiğini söylemiştir[1].

Leggeri aday olarak ilk ziyaretini Pazartesi günü Fransa’nın güneyinde İtalya sınırında yer alan Menton’a, Rassemblement National’in Başkanı ve partinin Avrupa seçimleri liste başı Jordan Bardella ile birlikte yapmıştır.

“Jordan Bardella’nın listesine katılıyorum çünkü Fransa ve Avrupa’nın sınırlarının kontrolünü yeniden ele geçirmesini istiyorum. Frontex, Avrupa Komisyonu tarafından ele geçirilmiştir ve onu sınır muhafızı rolüne geri döndürmemiz gerekmektedir,” demiştir.

2015-2022 yılları arasında Frontex’in başkanlık görevinde bulunan Leggeri, sivil toplum kuruluşları tarafından düzenli olarak göçmenlerin yasadışı yollardan geri gönderilmesine göz yummakla suçlanmıştı. Alman der Spiegel gazetesine göre Leggeri, göçmenlerin iltica başvurularının incelenmeden reddedilmesi anlamına gelen “geri itme” olaylarının suç ortağı olarak bilinmektedir.

Rassemblement National lideri Bardella gazetecilere yaptığı açıklamada, “Frontex, Fabrice Leggeri’nin yapmak istediği gibi sınırlarımızı ve medeniyetimizi koruma misyonuna doğru yeniden yönlendirilmelidir,” demiştir. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz günlerde Bardella ve Marine Le Pen, ırkçı eğilim gösteren aşırı sağ liderleriyle de bir araya gelmişlerdi. Hatta bu isimlerden biri, Rassemblement National’in Alman müttefiki Alternativ für Deutschland (AfD) partisinden bir Bavyera Milletvekili Holokost’un mimarlarından Heinrich Himmler tarafından imzalanmış bir SS emrini sergilemiş, 30 Ekim’de de evinde Adolf Hitler’i öven diğer yazılardan ve silahlardan dolayı tutuklanmıştı. Bu gelişmeyle AfD’nin neo-Nazi çevrelere yakınlığı ile ilgili şüpheler kuvvetlenmiştir[2].

Frontex’in, Avrupa Birliği’nin (AB) tarafsız, göçmenler için çıkış yolu oluşturacak bir yapı haline hareket etmesi beklenirken, Leggeri’nin Avrupa Komisyonu’nu suçlayıcı ifadelerine karşılık verilmemiştir. Bundan önce yaşanan onca skandala rağmen, AB aşırı sağ ve yolsuzluk eğilimleri gösteren bir isimle çalıştığı için sorumluluğu üzerine alıp özür dahi dilememiştir.

*Fotoğraf: https://www.euractiv.com/section/migration/news/eu-border-agency-hijacked-by-eu-commission-its-former-boss-says/