Suriye’de yaşanan iç savaş, bölgesel ve küresel pek çok dinamiği şekillendirmiştir. Esad rejiminin en büyük destekçisi Rusya ve İran olurken Esad rejimini destekleyen önemli bir başka aktör ise Çin olmuştur. Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde on kez Esad rejimi lehinde oy kullanmıştır. Daha önceki dönemlerde çekimser kalmayı daha fazla tercih eden Pekin yönetimi, Suriye konusunda veto yetkisini kullanmıştır. Bu durum, daha proaktif bir dış politikanın göstergesi olarak yorumlanmıştır. 8 Aralık 2024 tarihinde 61 yıllık Baas rejiminin Suriye’de sona ermesiyle, Esad rejiminin destekçilerinden olan Çin’in; Suriye konusunda yeni bir yaklaşıma ihtiyacı olup olmadığı veya Suriye savaşının kaybeden bir tarafı olup olmadığı bir tartışma konusu olmuştur. Söz konusu soruları cevaplayabilmek için Çin’in yakın dönemdeki Suriye ve Ortadoğu’ya yönelik uyguladığı politikaları kısaca incelemek gerekmektedir.
Halihazırda Rusya ve İran ile iyi ilişkiler içinde olan Pekin yönetimi, Devlet Başkanı Xi Jinping döneminde geliştirdiği proaktif dış politika anlayışı doğrultusunda, Ortadoğu’da yeni dış politika yaklaşımları geliştirmiştir. Bu bağlamda; çeşitli siyasi, diplomatik ve ekonomik girişimlerde bulunmuştur. Öncelikle 2021 yılında İran ile “25 Yıllık Kapsamlı İş Birliği Anlaşması” imzalanmıştır. Anlaşmanın detayları paylaşılmamış olsa da, ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi hedeflenmiştir. 2023 yılında Çin; siyasi ve dini pek çok anlaşmazlık içinde bulunan, diplomatik ilişkilerini kesmiş olan, Ortadoğu’nun iki önemli bölgesel gücü, İran ve Suudi Arabistan arasında arabuluculuk girişimi başlatmıştır. Belirtilen arabuluculuk, Gazze Savaşı’nın etkisiyle kesintiye uğramış olsa da yakın zamanda İran ve Suudi Arabistan görüşmelerinin devam edeceği ifade edilmiştir. Pekin yönetiminin Ortadoğu’daki bir başka önemli arabuluculuk girişimi ise, bölgenin en önemli sorunu olan Filistin sorununa yöneliktir. Gazze Savaşı’ndan birkaç ay önce, Hamas’ı da içeren, Filistin’deki 14 farklı grup Çin önderliğinde bir araya gelmiş ve ardından uzlaşı belgesi olan “Pekin Deklarasyonu” yayınlanmıştır.[1] Ek olarak Pekin yönetimi Filistin ve İsrail arasında rol oynayabileceğini ifade etmiştir. Ancak kısa süre sonra Gazze Savaşı yaşanmıştır. Ayrıca Çin, Körfez İş Birliği Konseyi ve Arap Birliği ile zirve diplomasisi yürütmüştür. İfade edilen girişimler, Çin’in “uluslararası sorumlu bir aktör” olma çabasının Ortadoğu politikasındaki yansımasıdır. ABD’nin Ortadoğu’daki varlığını azaltma kararına karşın, Çin’in ekonomik, siyasi ve diplomatik yöntemlerle bölgede etkisini arttırmak istediği görülmektedir.
Çin, 2022 yılından itibaren Esad rejimine verdiği desteği arttıracak bazı adımlar atmıştır. Öncelikle 2022 yılında Suriye, “Kuşak ve Yol Girişimi”ne (KYG) dahil edilmiştir.[2] 2023 yılında ise Beşar Esad, 19. Asya Oyunları sırasında Pekin’e davet edilmiştir. Başkan Xi’nin Esad ile görüşmesinde ticaret ve Suriye’nin yeniden inşası gibi konular ele alınmıştır.[3] Görüşmenin ardından, iki ülke arasında “stratejik ortaklığın” kurulmasına ilişkin ortak bildiri yayınlanmıştır.[4] Böylece ilişkiler bir üst seviyeye taşınmıştır. Ancak, belirtilen iki önemli gelişmeye rağmen Çin’in Suriye’deki yatırımları incelendiğinde, ekonomik yatırımlarda ve ikili ticarette önemli bir artış görülmemektedir.[5] Bu durum, Suriye’nin Pekin tarafından yatırımlar için uygun görülmediğini göstermektedir. Dolayısıyla bu durum, Orta Koridor’un, Güney Koridoru’ndan daha güvenli bir rota sunuyor olmasının bir başka göstergesidir.
8 Aralık 2024 tarihine gelindiğinde, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki Suriyeli muhaliflerin ilerlemesi sonucunda, kısa süre içinde Esad rejimi devrilmiştir. Rusya ve İran, Suriye’deki bu dönüşümü engellememiştir. Çin ise “bekle-gör” politikası izlemiş, ilk olarak vatandaşlarının güvenliği ile ilgili bir açıklamada bulunmuştur. Tepki vermekte ise geç kalmıştır. Bazı uzmanlar bu durumu; Çin’in istihbari bilgi yetersizliği, değişen koşullara uyum sağlamadaki başarısızlığı, Ortadoğu politikasındaki sınırlılıklar olarak yorumlamaktadır.[6] Ayrıca bölgeye yönelik bilgi birikiminin de eksik olduğu öne sürülmüştür.[7] Çin, Hamas saldırıları başladığı sırada da benzer bir tutum sergileyerek “bekle-gör” politikası uygulamış ve tarafları itidale çağırmakla yetinmiştir. Ayrıca belirtilen Pekin Deklarasyonu’ndan kısa bir süre sonra Gazze Savaşı başlamıştır. Bu gelişmeler Çin’in prestijini sarsmıştır. Öte yandan Esad yönetiminin devrilmesi, Çin için farklı bir güvenlik tehdidini gündeme getirmiştir. Suriyeli muhalifler arasında Uygur ayrılıkçılarının olduğu iddia edilmektedir.[8] Türkistan İslam Partisi üyelerinin HTŞ üyeleri ile birlikte Suriye’de savaştığı iddiası gündeme gelmiştir.[9] 2017 yılında, Suriye’nin Çin Büyükelçisi Suriye’de 5000 Uygurlunun olduğunu ileri sürmüştür.[10] Ancak Çin’in Suriye’de askeri varlık göstermekten ziyade ekonomik varlık göstermesi sebebiyle bir kaybeden olmadığı; aksine ülkenin yeniden inşasına katkı sağlayarak kazanç elde etme potansiyeline sahip olduğu ileri sürülen farklı görüşler de vardır.[11] Pekin yönetimi, yaşadığı prestij kaybının üstesinden gelmeyi, algıladığı güvenlik tehdidiyle başa çıkmayı, ekonomik ve siyasi kazanç elde etmeyi hedefliyorsa; Suriye’de kurulacak olan yeni yönetim ile ilişki kurmaya çalışmak durumundadır. Çin’in, Afganistan’daki siyasi kargaşaya rağmen Taliban yönetimi ile kurduğu diyalog göz önüne alındığında, çeşitli siyasi ve ekonomik uzlaşılar sayesinde yeni yönetimle ilişki kurma ihtimali bulunmaktadır. Bir başka açıdan, özellikle KYG’ye dahil edilen Suriye’de yeni yönetim ile ilişki kurulamaması, KYG’nin devamlılığı ve tutarlılığını da sorgulatabilecek bir gelişme olacaktır.
Bazı analistler, Çin’in Ortadoğu bölgesine geliştirdiği politika araçlarının, esasen İran’ın bölgedeki gücüne ve İran ile olan yakın ilişkisine dayandığını belirtmektedir. Bu nedenle Esad sonrası dönemde Suriye’de etkisi azalan İran yerine; Suriye iç savaşının başından itibaren muhaliflere verdiği destek sebebiyle, ülkede etki gösterebilen bir aktör konumundaki Türkiye ile yakın ilişkiler kurmayı seçeceği ileri sürülmektedir.[12] Ancak, 28 Aralık tarihinde İran Dışişleri Bakanı, Çin Dışişleri Bakanı ile Pekin’de bir araya gelmiştir.[13] Bu ziyaret İran’daki yeni hükümet yetkilisinin, Pekin’e gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaret olması sebebiyle önemlidir. Görüşme sırasında Suriye konusu ile ilgili olarak “toprak bütünlüğüne saygı” ve “insani sürecin kolaylaştırılması” gerektiği belirtilmiştir.[14] 29 Aralık tarihinde ise China Daily’de İran Dışişleri Bakanı Araghci imzalı, Çin ve İran arasındaki yakın bağlardan bahseden bir makale yayınlanmıştır.[15] Ziyaretin ardından Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Çin’in Ortadoğu’da yapıcı bir rol oynamaya devam edeceğini belirtmiştir.[16] Bu gelişmeleri, Tahran ve Pekin arasındaki yakın ilişkilerin devam ettirilmek istenmesinin bir göstergesi olarak görmek mümkündür. Ancak, yine de Suriye’de Çin’in etki gösterebilmesinin bir yolunun Türkiye ile uzlaşı içinde olmasına bağlı olduğu öne sürülmektedir.[17] Diğer taraftan, Suriye’nin geleceği ile ilgili 14 Aralık tarihinde Ürdün’de düzenlenen Uluslararası Suriye Toplantısı’nda Çin, yer almamıştır. Çin’in Suriye’de kurulacak yeni yönetim ile ilişki geliştirmesinin temel yöntemi ise, ülkenin yeniden inşası için ekonomik ve ticari iş birliği oluşturması ve insani sürece katkı sunmasıdır. Türkiye’nin, Suriye’nin yeniden inşasında başat rol oynamasının öngörüldüğü göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye ve Çin’in Suriye’nin yeniden inşası konusunda karşı karşıya gelmesi riski bulunsa da sağlanabilecek eş güdümle bu risk aşılabilir. Böylece iki ülke arasında yeni bir iş birliği alanı meydana gelebilir. Sonuç olarak Çin’in, uluslararası sorumlu bir aktör olarak uluslararası statü ve prestijini arttırma hedefine ulaşmak için, bölgesel ve küresel sorunlara erken tepki vermesi ve yaşanan dönüşümlere uyum sağlayan politikalar geliştirme olasılığı güçlüdür.
[1] "Pekin Deklarasyonu’na Dair Tüm Bilinenler". (2024, 23 Temmuz).Independent Türkçe. 31 Aralık 2024 tarihinde https://www.indyturk.com/node/739666/d%C3%BCnya/pekin-deklarasyonuna-dair-t%C3%BCm-bilinenler adresinden erişildi.
[2] "Syria Joined China’s Belt and Road Initiative". (2022, 30 Ocak).Food Export Trade News. 30 Aralık 2024 tarihinde https://foodexporttrade.com/news/syria-joined-china-s-belt-d-road-initiative/ adresinden erişildi.
[3] "Xi ve Esad, Çin-Suriye Stratejik Ortaklık İlişkilerinin Kurulduğunu Duyurdu". (2023, 22 Eylül).CGTN Türk. 30 Aralık 2024 tarihinde https://turkish.cri.cn/2023/09/22/ARTI4madkXOJomrXewLxbuE0230922.shtml adresinden erişildi.
[4] Gezer, G. (2023, 25 Eylül). "Suriye-Çin Stratejik Ortaklığı". Independent Türkçe. 30 Aralık 2024 tarihinde https://www.indyturk.com/node/663086/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/suriye-%C3%A7in-stratejik-ortakl%C4%B1%C4%9F%C4%B1 adresinden erişildi.
[5] Palmer, J. (2024, 10 Aralık). "China Needs a New Approach in Syria". Foreign Policy. 30 Aralık 2024 tarihinde https://foreignpolicy.com/2024/12/10/china-syria-assad-fall-rebel-offensive/ adresinden erişildi.
[6] Chen, L., Pomfret, J. ve Slodkowski, A. (2024, 15 Aralık). "Assad’s Fall Shows Limits of China’s Middle East Policy". Taipei Times. 31 Aralık 2024 tarihinde https://www.taipeitimes.com/News/editorials/archives/2024/12/15/2003828514 adresinden erişildi.
[7] Koyuncu, M. C. (2024, 14 Aralık). "China’s Stance on Syria’s Turmoil: New Chapter in Geopolitical Strategy". Türkiye Today. 2 Ocak 2025 tarihinde https://www.turkiyetoday.com/region/chinas-stance-on-syrias-turmoil-new-chapter-in-geopolitical-strategy-93021/ adresinden erişildi.
[8] Blanchard, B. (2017, 11 Mayıs). "Syria Says up to 5,000 Chinese Uighurs Fighting in Militant Groups". Reuters. 3 Ocak 2025 tarihinde https://www.reuters.com/article/world/syria-says-up-to-5000-chinese-uighurs-fighting-in-militant-groups-idUSKBN1840UM/ adresinden erişildi.; Korybko, A. (2024, 17 Aralık). "Uyghur Separatist Threat Could Reach Beyond China’s Xinjiang". Asia Times. 30 Aralık 2024 tarihinde https://asiatimes.com/2024/12/uyghur-separatist-threat-could-reach-beyond-chinas-xinjiang/ adresinden erişildi; Palmer, J. (2024, 10 Aralık). "China Needs a New Approach in Syria". Foreign Policy. 30 Aralık 2024 tarihinde https://foreignpolicy.com/2024/12/10/china-syria-assad-fall-rebel-offensive/ adresinden erişildi.
[9] Korybko, A. (2024, 17 Aralık). "Uyghur Separatist Threat Could Reach Beyond China’s Xinjiang". Asia Times. 30 Aralık 2024 tarihinde https://asiatimes.com/2024/12/uyghur-separatist-threat-could-reach-beyond-chinas-xinjiang/ adresinden erişildi.
[10] Blanchard, B. (2017, 11 Mayıs). "Syria Says up to 5,000 Chinese Uighurs Fighting in Militant Groups". Reuters. 3 Ocak 2025 tarihinde https://www.reuters.com/article/world/syria-says-up-to-5000-chinese-uighurs-fighting-in-militant-groups-idUSKBN1840UM/ adresinden erişildi.
[11] Yong, J. (2024, 14 Aralık). "China’s new Silk Road might go through Syria, skipping Russia". Asia Times. 2 Ocak 2025 tarihinde https://asiatimes.com/2024/12/chinas-new-silk-road-might-go-through-syria-skipping-russia/ adresinden erişildi.
[12] Palmer, J. (2024, 10 Aralık). "China Needs a New Approach in Syria". Foreign Policy. 30 Aralık 2024 tarihinde https://foreignpolicy.com/2024/12/10/china-syria-assad-fall-rebel-offensive/ adresinden erişildi.
[13] "Top Chinese Diplomat Meets Visiting Iranian FM in Beijing, Emphasizes Enhanced Coordination and Cooperation". (2024).Global Times. 2 Ocak 2025 tarihinde https://www.globaltimes.cn/page/202412/1325923.shtml adresinden erişildi.
[14] Zhao, J. (2024, 29 Aralık). "China, Iran Reaffirm Commitment to Peace". China Daily. 31 Aralık 2024 tarihinde https://www.chinadaily.com.cn/a/202412/29/WS67714e91a310f1265a1d57da.html adresinden erişildi.
[15] Araghchi, S. A. (2024, 29 Aralık). "Joint Actions Define Strategic Depth of Beijing-Teheran Ties". China Daily. 31 Aralık 2024 tarihinde https://www.chinadaily.com.cn/a/202412/29/WS677156f7a310f1265a1d57e9.html adresinden erişildi.
[16] "Çin: Ortadoğu’daki Yapıcı Rolümüzü Sürdüreceğiz". (2024, 30 Aralık).CGTN Türk. 2 Ocak 2025 tarihinde https://turkish.cri.cn/2024/12/30/ARTI1735551159118700 adresinden erişildi.
[17] Palmer, J. (2024, 10 Aralık). "China Needs a New Approach in Syria". Foreign Policy. 30 Aralık 2024 tarihinde https://foreignpolicy.com/2024/12/10/china-syria-assad-fall-rebel-offensive/ adresinden erişildi.
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
ESAD REJİMİNİN ARDINDAN SURİYE VE ÇİN
Seyda Nur OSMANLI 03.01.2025 -
APEC LİMA ZİRVESİ
Seyda Nur OSMANLI 03.12.2024 -
D-8 TEŞKİLATI KAHİRE ZİRVESİ
Seyda Nur OSMANLI 25.12.2024
-
ANTALYA DİPLOMASİ FORUMUNUN BAŞDÖNDÜREN TRAFİĞİNDE ÖNEMLİ KAVŞAKLARDAN BİRİ GÜNEY KAFKASYA
Tutku DİLAVER 17.03.2022 -
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ’NİN COVID-19 İLE MÜCADELESİ VE AZERBAYCAN-ERMENİSTAN ÇATIŞMASINA MUHTEMEL ETKİLERİ
Selim SEÇKİN 20.05.2020 -
ERMENİ ARAŞTIRMALARI ÖZEL SAYISI – " ‘DROŞAK’ GAZETESİ: AÇIK AÇIK TERÖRİZMİ SAVUNAN BİR ORGAN” – JEAN-LOUİS MATTEİ
AVİM 09.08.2015 -
ERMENİSTAN DOĞRU YOLDA İLERLEMEKTEDİR
AVİM 15.05.2024 -
KİTAP TANITIMI: HİTLER’İN ALTINLARI – NAZİ SAVAŞ YAĞMALARININ HİKAYESİ
Hazel ÇAĞAN ELBİR 16.01.2018
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
“ERMENİ HARFLİ TÜRKÇE METİNLER VE AKABİ HİKÂYESİ” BAŞLIKLI KONFERANS