SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN ERMENİ SORUNUNA BAKIŞI HAKKINDA YENİ MAKALE
Yorum No : 2025 / 61
18.06.2025
6 dk okuma

Bu yazı, ilk olarak AVİM tarafından 22 Mayıs 2025’te yayınlanan İngilizce bir makalenin Türkçe çevirisidir.

Profesör Kemal Çiçek kısa süre önce yayınlanan bir makalesinde Sultan II. Abdülhamid’i ve Osmanlı İmparatorluğu bağlamında Ermeni Sorununu ele almaktadır.[i] Söz konusu makale, Abdülhamid'in Osmanlı Ermenilerine yönelik kişisel görüş ve tutumlarını ve bu bağlamda Ermeni Sorunu hakkındaki karmaşık meseleleri incelediği için Osmanlı-Ermeni çalışmaları alanına önemli bir katkı sunmaktadır.

Osmanlı Ermenilerinin imparatorluk bünyesindeki tarihsel bağlamını ve konumunu ele alan kapsamlı bir girişle başlayan Profesör Çiçek, ardından 1878'den sonra Ermeni Sorununun ortaya çıkışı ile Hınçak ve Taşnak komiteleri gibi milliyetçi Ermeni örgütlerinin rollerine değinmektedir. Ermenilerin ve Batılı destekçilerinin ısrarlı iddialarına rağmen, bu komiteler yalnızca Ermeni nüfusunun şartlarının iyileştirilmesi ve reformlar istemekle yetinmemiş, ayrıca imparatorluktan bir parça koparmayı amaçlamış ve bu hedefe ulaşmak için en aşırı eylemlere başvurmaktan çekinmemişlerdir. Hınçakların 1893'te yayınladıkları bir bildiri bu bakış açısını özetlemektedir: Hınçaklar bağımsızlık hedefine ulaşmak için gerekirse “milletlerinin yarısını” feda etmeye hazır olduklarını belirtmişlerdir. Bu saldırgan ve radikal zihniyet, Ermeni komitelerini özellikle imparatorluğun Müslüman nüfusuna karşı şiddet uygulamaya yöneltmiştir. Söz konusu komiteler, galeyana gelecek Müslümanların yapacağı misillemelerin Avrupalı güçlerin müdahalesine yol açacağını ve nihayetinde Ermeniler için bağımsızlığın güvence altına alınacağını ummuşlardır.

Giriş bölümünden sonra Profesör Çiçek, II. Abdülhamid’in 1890’lardaki Ermeni krizine ilişkin bakış açısını irdelemektedir. Yazar konuyu çoğunlukla misyonerlerden elde edilen “bilgi” ile yönlendirilen ve Batı basını tarafından yayılan padişah hakkındaki yanıltıcı varsayımları ana hatlarıyla ele alarak tartışmaya başlamaktadır.

Makale daha sonra padişahın görüşlerini sekiz alt başlık altında özetlemektedir. İlk alt başlıkta yazar, padişahın meseleye ilişkin bakış açısını sunmakta, Osmanlı Ermenilerinin Osmanlı İmparatorluğu içinde hoşgörü ve saygıyla muamele gördüğünü ve Ermeni cemaatine ait kurumlarının çoğunun devlet tarafından tanındığını ve korunduğunu belirtmektedir.

İkinci alt başlıkta II. Abdülhamid’den alıntı yapılarak, Ermenilere karşı olan geleneksel hoşgörülü ve saygılı tutumun padişahın kendisine atalarından miras kaldığı ifade edilmektedir. Çiçek, imparatorluğun kuruluşundan bu yana padişahların ve imparatorluğun dini ileri gelenlerinin Ermenilere saygı gösterdiğini ve onları himaye ettiğini vurgulamaktadır.

Üçüncü alt başlık, II. Abdülhamit'in konuya ilişkin görüşlerini dini bir bakış açısıyla ele almaktadır. Padişah Osmanlı Ermenilerinin ve imparatorluğundaki diğer grupların refahını korumayı ve güvence altına almayı dini görevi olarak benimsemiştir.

Dördüncü alt başlıkta II. Abdülhamid’in Ermenilerle olan dostluğu ele alınmaktadır. Sultan, Ermenilerle çok sayıda yakın dostluk kurmuş ve bunlar arasında birkaç çocukluk arkadaşı da olmuştur. Örneğin, çocukluk dönemde II. Abdülhamit kardeşiyle birlikte Dadyan ailesini ziyaret etmiş ve konaklarında iki gece misafir olarak kalmıştır.

Beşinci alt başlık altında II. Abdülhamid’in imparatorlukta Ermenilere sağlanan ekonomik fırsatlar hakkındaki görüşleri incelenmektedir. Sultan, kendilerine sunulan fırsatlar sayesinde birçok Osmanlı Ermeni’sinin refaha kavuştuğunu ve kalkındığını ve imparatorluk içinde ekonomik olarak hâkim bir konuma ulaştığını gözlemlemiştir.

Altıncı alt başlıkta II. Abdülhamid’in imparatorluk bürokrasisinde görev alan Ermenilere ilişkin bakış açısı ele alınmaktadır. Padişah aralarında bakanlar, müsteşarlar ve hatta büyükelçilerin de bulunduğu çok sayıda önemli pozisyonun başına Ermenileri getirmiştir. Örneğin, Mikail Portakal Paşa Hazine Bakanı olarak görev yapmış ve padişaha ait arazi ve mülkleri yönetmekten sorumlu olmuştur. II. Abdülhamid döneminde en az 106 Ermeni yüksek rütbeli pozisyonlarda görev yapmış ve en yüksek maaş ve unvanları alanlar arasında yer almıştır.

Bir sonraki alt başlıkta II. Abdülhamid'in 1890’lardaki Ermeni krizi ve ilgili komiteler hakkındaki görüşleri sunulmaktadır. Padişah, kaos ve dış müdahale elde etmeyi hedefleyen bu gelişmeleri haklı bir şekilde imparatorluğunu baltalama girişimleri olarak görmüştür. Ancak kendisi bu zorluklara rağmen Osmanlı Ermenilerine karşı kin beslememiştir. II. Abdülhamid; çalkantılı 1895 senesinde Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçan ve daha sonra pişmanlık duyduğunu ve imparatorluğa geri dönmek istediğini, ancak bunun için parası olmadığını ifade eden bir Osmanlı Ermeni’sinin ülkeye geri dönmesine yardımcı olmak için şahsi servetinden bin frank göndermiştir.

Sekizinci ve son alt başlıkta, II. Abdülhamid’in Batılı gazetelerin 1890’lardaki krizi yanıltıcı bir şekilde ele almasına ilişkin şikayetleri sunulmaktadır. Bu yayınların birçoğu krizi sanki tamamıyla bir din çatışmasıymış gibi tasvir etmiştir. Ne var ki Müslümanlar ve Ermeniler arasındaki dini farklılıklar imparatorluğun kuruluşundan bu yana mevcut olmuş, ancak hiçbir zaman önemli bir sorun teşkil etmemiştir. Padişah 1820’lerdeki Yunan isyanı sırasında on binlerce Türk’ün Yunanlılar tarafından katledildiğini, ancak Batı medyasının bu Türklerin akıbetine dair hiçbir sempati göstermediğini belirtmiştir. Ermeni komitelerinin hedeflerine ulaşmayı başarması durumunda ise Müslümanlar benzer bir akıbeti bu kez de Anadolu’da yaşama endişesini taşımaktaydılar.

1890’lardaki krize ilişkin olarak Osmanlı valileri ve imparatorluktaki diplomatlar tarafından yapılmış yazışmaları temel alan çok sayıda çalışma olmasına rağmen, II. Abdülhamid’in bu konuya dair kişisel görüşleri şimdiye kadar nadiren belgelenmiş ve sunulmuştur. Bu nedenle Profesör Çiçek'in makalesi Osmanlı-Ermeni çalışmaları alanına önemli bir katkı sağlamaktadır ve konuya ilgi duyanlar tarafından büyük bir ilgiyle okunacaktır.

 

[i] Kemal Çiçek, “II. Abdülhamid'in Ermeni Sorununa Bakışı”, Türk Yurdu, Sayı 452, Özel Sayı: “1915 Tehciri Ve Ermeni Meselesi - Diaspora, Propaganda Ve Kimlik İnşası”, Nisan 2025, https://www.turkyurdu.com.tr/urunler/550/turk-yurdu-nisan-2025


© 2009-2025 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.