Beş Orta Asya ülkesinin bağımsızlığının 27. yıldönümündeyiz. Bu zaman zarfında küresel ve bölgesel dinamiklerin oldukça değiştiğini söylemek mümkündür. Bu kapsamda, gecikmeli de olsa, bölgenin Batı için de ciddi bir ilgi alanı haline geldiği görülmektedir. Bölgede özellikle “yumuşak ve normatif güç” yaklaşımıyla varlık gösteren Avrupa Birliği (AB) de 2007’den bu yana bölgeye özel bir ilgi göstermeye başlamıştır[1].
AB 2007 yılında Orta Asya’ya yönelik ilk stratejisini geliştirmiştir. Bu strateji çokça alanda işbirliğini ön görmektedir. On yıl sonra Haziran 2017’de ise Dış İlişkiler Konseyi Orta Asya stratejilerini yeniden gözden geçirmiştir. Bu gelişmenin sonucunda 2019 sonuna kadar geçerli olması öngörülen revize edilmiş bir strateji planı görmekteyiz[2].
AB dış faktörler dışında bölgesel ve ülkelerin kendi iç dinamiklerinin de strateji geliştirme konusunda zorluk yarattığı anlayışındadır. Bu ülkelerde istihdam sıkıntısının yarattığı göç, ya da düşünce özgürlüğünün hala tam olarak sağlanamamasından kaynaklanan insan hakları ihlalleri örnek olarak verilmektedir. AB kendini bölgede dengeleyici bir güç ve güvenilir bir partner olarak tanımlarken, Orta Asya’da ki jeopolitik oyunlara odaklanmadığını, AB için esas prensibin “kazan-kazan” olduğunu vurgulamaktadır. Yakın geçmişten farklı olarak bugün bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden, bölge güvenliğini ve siyasi kalkınmayı önemseyen bir AB görmekteyiz[3].
İkinci bir husus ise “ekonomik işbirliği”dir. Burada AB’nin temel odak noktaları özel sektörün geliştirilmesi ve Doğrudan Yabancı Yatırımın (FDI) bölgeye akmasıdır. AB perspektifinden ekonomik işbirliğinin geliştirilmesinin temel iki yöntemi bunlardır. Orta Asya Yatırım (Central Asia Invest)[4] programıyla AB bölgede sürdürülebilir ekonomiye verdiği önemi göstermektedir. AB’nin bu bağlamda önceliklerinden bir diğeri ise “standartlaştırma”dır. Bu standartlaştırma kalite, yönetim ve lojistiğin standartlaştırılmasıdır. AB bu çerçevede OECD’nin Avrasya Programını da desteklemektedir.
Üçüncü temel husus ise “insan hakları”dır. AB bölge ülkelerinin kalkınmalarının hukukun üstünlüğü, cinsiyet eşitliği gibi temel prensipler ve uygulanır insan hakları temelinde olması taraftarıdır. Bu sebeple AB’nin bölgede normatif gücü ağırlık taşımaktadır. AB bölgede demokratik gelişme hareketlerini güçlendirmek gibi bir misyonu da üstlenmiştir[5].
Orta Asya ülkelerinin son yirmi yedi yılda kendi ayakları üzerinde durarak, bölgede var oluşlarını güçlendirdikleri söylenebilir. Bununla beraber bölge ülkelerinin Batı’nın desteğine de ihtiyacı olduğu inkâr edilemez. Bu konuda ilk adımı bölge ülkelerinin bağımsız olmasıyla eş zamanlı olarak Türkiye atmıştır. Fakat bu adım ne yazık ki hayal kırıklığıyla ciddi bir sekteye uğramıştır. Bu hayal kırıklığı karşılıklıdır. Bölge ülkeleri umdukları yardımı ve desteği görememişken, Türkiye’de ne yazık ki arzu ettiği ve öngördüğü yardımı bölgeye sağlayamamıştır. Türkiye’nin hayal kırıklığının önde gelen bir sebebi, o dönemde Avrupa’nın bölgeye karşı tutumu olmuştur. Bölge ülkelerinin bağımsızlıklarını ilan ettikleri dönemde AB bölge gelişmelerine karşı tabiri caizse üç maymunu oynamış, dünyanın bu yöresini kendi bölgeselci bakış açısıyla adeta dışlamış, dönem gelişmelerinin gerektirdiği küreselleşmeyi yakalayamamıştır. Bu dar görüş neticesinde Türkiye’nin bölgede yardım ve destek sağlamak istediği dönemde AB, Türkiye’nin çabasını değerlendirmemiş ve Türkiye’ye destek olmamıştır.
AB yukarıda da belirtildiği üzere bu konudaki tutumunu 2007 itibariyle değiştirmiş, bölgenin farkına varmıştır. Ancak on altı yıl sonra meydana gelen bu tutum değişikliği ne yazık ki yeterli olmamıştır. Yirmi yedi yıldır bağımsız bir biçimde mevcudiyetlerini sürdüren bölge ülkeleri tahmin edilebileceği gibi ilk on altı yılda yönetimsel yapılarını mevcut imkanlar ve ilgi duyan komşular inşa etmiştir ki bugün AB yürürlükteki strateji planıyla bu yapılardaki eksiklikleri açıkça tanımlamış fakat bu eksiklikler meydana gelirken müdahil olmamıştır. AB bölgede jeopolitik çıkar çatışmalarının parçası olmadığı vurgusunu yaparken, bölgede güç merkezlerinin Orta Asya ülkeleri üzerine strateji geliştirdiği ve güçlendiği 16 yıl boyunca bölgede ciddi bir farkındalığa sahip olmamıştır.
AB 2007 sonrası, belki de bu yüzleşmenin sonucunda 2017’de adapte edilmiş bir strateji planını yürürlüğe koymuştur. Bu durumun AB’nin bölgede kaybettiği yılları telafi çabası olarak mı yoksa dünya güç eksenlerinin bölgeye karşı kazandırdığı ilginin yarattığı farkındalığın sonucu mu olduğu değerlendirmeye açıktır.
Türkiye bugün Doğu’nun en batısı ve Batı’nın en doğusundadır. Bizim anlayışımızla Türkiye merkez Avrasya olarak tanımlanabilir. Bu da AB’nin Orta Asya politikaları inşa ederken Türkiye’yi dışlayamayacağı sonucunu doğurmaktadır. Türkiye ve Orta Asya ülkelerin arasında derin ve çok yönlü jeopolitik, sosyolojik, tarihsel, din ve dil bağları bulunmaktadır. Türkiye bugün, yirmi yedi yıldan sonra Orta Asya politikalarında daha gerçekçi ve istikrarlıdır. Dün olduğu gibi bugün de bölgeye özel önem atfetmektedir. Yumuşak gücü, bölgede kurduğu iyi ikili ilişkiler ve bölge ülkelerinin üye oldukları çatı organizasyonlarla da iyi ilişkiler geliştirerek bunu kuvvetlendirmektedir. Türkiye Orta Asya’ya katkı sağlama konusunda AB ile işbirliğinin ve eşgüdümünün öneminin bilincindedir, AB bölgede sürdürebilir stratejiler inşa etme hususunda kararlı ise Türkiye ile işbirliği ve Orta Asya’ya açılımında Türkiye ile birlikte hareket etme siyaseti ciddiyetinin ve başarısının göstergesini oluşturacaktır.
[1] The EU and Central Asia: Strategy for a New Partnership. PDF. Brussel: Council of European Union, May 31, 2007.
[2] "EU Strategy for Central Asia: Council Adopts Conclusions." Consilium. June 19, 2017. Accessed March 28, 2018. http://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2017/06/19/conclusions-central-asia/.
[3] "EU-Central Asia Relations, Factsheet - EEAS - European External Action Service - European Commission." EEAS - European External Action Service. Accessed March 28, 2018. https://eeas.europa.eu/headquarters/headquarters-homepage/34927/eu-central-asia-relations-factsheet_en.
[4] "Central Asia Invest Boosting Small Business Competitiveness." European Commission. doi:10.3917/eufor.375.0010.
[5] "Central Asia - International Cooperation and Development - European Commission." International Cooperation and Development. July 27, 2015. Accessed March 28, 2018. https://ec.europa.eu/europeaid/regions/central-asia-0_en.
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
KAZAKİSTAN’DAN “TÜRKİSTAN” HAMLESİ
Vuslat Nur ŞAHİN 09.07.2018 -
KİLİKYA ERMENİ KATOLİKOSLUĞU KOZAN DAVASI BİZE NE ANLATIYOR?
Vuslat Nur ŞAHİN 31.10.2017 -
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BARIŞ GÜCÜ VE HAKKI TURAYLİÇ CİNAYETİ
Vuslat Nur ŞAHİN 13.02.2018 -
AMERİKASIZ TRANS PASİFİK TİCARET ANLAŞMASI: DOĞU ASYA’DA HAREKET ALANI ARTAN JAPONYA
Vuslat Nur ŞAHİN 04.01.2019 -
ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (ŞİÖ) 18. LİDERLER KONSEYİ TOPLANTISI’NA BAKIŞ
Vuslat Nur ŞAHİN 18.06.2018
-
TÜRKİYE ERMENİLERİNİ DİASPORALAŞTIRMA ÇABALARI – II
AVİM 18.01.2019 -
UKRAYNA’DAN “YERLİ HALK STATÜSÜ” KARARI
Şevval Beste GÖKÇELİK 03.08.2021 -
ABD’NİN YENİ DIŞİŞLERİ BAKANI JOHN KERRY
Alev KILIÇ 01.02.2013 -
NSU DAVASI SONUÇLANDI VE HUKUKİ OLARAK KAPATILDI: DAVANIN TOPLUMSAL VE SİYASİ YANSIMALARINDAN KAÇINMAK MÜMKÜN MÜ?
Teoman Ertuğrul TULUN 23.12.2021 -
ERMENİ MALLARI II
Ömer ZEYTİNOĞLU 21.12.2010
-
THE TRUTH WILL OUT -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2023 -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2022 -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2021 -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2020 -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2019 -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2018 -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
Ermeni Sorunu Temel Bilgi ve Belgeler (2. Baskı)
-
EU-TÜRKİYE COOPERATION IN CENTRAL ASIA AND SOUTH CAUCASUS: TOWARDS SUSTAINABLE ENGAGEMENT IN ENERGY AND CONNECTIVITY -
AVİM 2023 YILLIK RAPOR | ANNUAL REPORT -
ÇAĞDAŞ BATI AVRUPA AKADEMİ DÜNYASINDA IRKÇILIĞIN VE YABANCI DÜŞMANLIĞININ ARAŞTIRILMASININ ZORLUĞU: FRANSA ÖRNEĞİ
-
"BİR ERMENİ OKULUNUN PANORAMASI: SANASARYAN KOLEJİ" BAŞLIKLI KONFERANS