SURİYE’DEKİ “ERMENİ SÖYLEMİ” NE KADAR GÜVENİLİR?
Yorum No : 2019 / 14
04.02.2019
6 dk okuma

Ermenistan’daki Suriye-Ermeni cemaatinin başkanı George Barseghyan, 10 Ocak 2019’da ArmenPress’e, Suriye Cumhurbaşkanı Beşer Esad ve mevcut Suriye rejiminin üst düzey memurları ile bir grup Ermeni işadamının da katıldığı toplantı hakkında bir röportaj verdi[1]. Bu heyetin görevinin Suriye-Ermenistan ilişkilerinin artmasına katkıda bulunarak, Başkan Esad’a desteklerini göstermek olduğunu belirtti.

Toplantı taleplerine çok kısa sürede yanıt veren Suriye başkanını öven Barseghyan iki devlet arasındaki derin ilişkilerden bahsetti. Bununla beraber uluslararası camianın çoğunluğunun Esad rejiminden yüz çevirmesine rağmen[2] Ermeni hükümetlerinin, Suriye hükümetiyle ilişkilerini sürdürdüğünü vurguladı.

Ermenistan’daki Suriye-Ermeni cemaati başkanı, bu sebeplerden dolayı, Suriye rejiminin iş faaliyetleri ve restorasyon çalışmalarında Ermenilere öncelik tanıyacağını öne sürdü. Buna ek olarak, Barseghyan, Başkan Esad’dan, El-Nusra Cephesi teröristleri tarafından yıkılmış olan Deyrizor’daki “Ermeni Soykırımı Anıt Kilisesinin[3]” restorasyonu için aldığı söz hakkında hoşnutluğunu dile getirdi.

Başkanın, Esad’ın Deyrizor’daki kilise için verdiği söz üzerine duyduğu sevincin arkasında tartışmalı bir tarihi geçmiş yatıyor. Şöyle ki, bu bölge Birinci Dünya Savaşı döneminde “sevk ve iskân” sırasında göç eden Ermeniler için başlıca yerlerden birisiydi. On yıllarca Ermeni “trajedileri” Deyrizor ile ilişkilendirildi. Ermeniler, çölde yaşamaya sürüldüklerini, “ölüme terk edildiklerini” iddia ederek, tüm karşı görüşlere kendisini kapatan bir hikâye geliştirdi. Tarihçilerin ortaya çıkardığı gerçeklere kör ve sağır olan bazı Ermeniler, Deyrizor’u, Auschwitz ile karşılaştırmaktan bile çekinmediler. Bu iddialar Suriye’deki güncel olaylar ve bu olayların neticesinde uluslararası kamuoyunun Suriye coğrafyası hakkında daha detaylı bilgi edinmesi sonucunda bir kez daha çürütüldü. Deyrizor’un da içinde bulunduğu, Mezopotamya’nın en verimli yeri olan Fırat kıyılarında, Suriye savaşında yer alan yerel ve uluslararası oyuncular, Ermenilerin on yıllardır desteklediği tarihi anlatımın ne kadar çarpıtılmış olduğunu ortaya çıkardı.

Ermenistan doğumlu, Suriye parlamento üyesi Zhirayr Reisian da ArmenPress’e verdiği röportajda Suriye’deki Ermeni topluluğunun, 2019’da milli yapıların restorasyonu ile ilgili çalışmalarını sürdüreceğini belirtti.[4]

Reisian, restorasyon çalışmalarının 2018’de Halep’in kurtuluşuyla beraber başladığını bildirdi. Reisian’ın söylediğine göre Halep Ermeni Milli Sığınma Evi, Karen Jeppe Kolejinin binaları, iki Ermeni kilisesi, Halep Kilikya Koleji[5] geçen yıl restore edildi. Reisian, restore çalışmalarının yalnızca Ermeni yapılarıyla sınırlı olmadığını ve diğer yapıların da restore edildiğinden bahsetti. Reisian’ın açıklamalarının tartışmalı tarafı ise Suriye’deki Türk mevcudiyetiyle alakalı olmuştur. Reisian Türkiye’yi Suriye’de istila ile suçlayarak, Türkleri “can kaybı ve yağmacılıktan” sorumlu tuttu.

Bölgedeki anıtların Suriye’deki terörist gruplar tarafından yıkılması, uluslararası kamuoyunun tümü tarafından kınanması gereken bir durum. Suriye’de yaşayan antik uygarlıkların ve küçük milletlerin tarihi mirasları, dünya üzerinden sadece insan hayatını değil, insan izlerini de silmek isteyen teröristlerden korunmalıdır. Bu sebeple, Ermenistan’daki Suriye-Ermeni cemaatinin başkanı ile Ermenistan doğumlu Suriye parlamento üyesinin Suriye’deki Ermeni yapılarının restorasyonları konusundaki ifadeleri anlaşılır ve desteklenmelidir.

Türkiye’nin krizin başından beri aralarında Suriyeli Ermenilerin de bulunduğu 3,5 milyon Suriyeliyi barındıran bir ülke olması ve çeşitli bölgelerde DEAŞ’ın yenilmesinin ardından Suriye’nin yeniden yapılanmasına sağladığı katkılar göz önünde bulundurulunca Reisian’ın, Suriye’deki Türk mevcudiyeti konusundaki suçlamaları, Türkiye’nin tutumuna karşı kasti bir çarpıtma olarak değerlendirilebilir. Şaşırtıcı değildir ki, böyle iddialar Taşnak Ermenilerinin son zamanlarda Suriyeli Ermenilere yaptığı, Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonlarına karşı PYD/YPG terörist grubu içerisinde bulunan Kürt militanlara destek çağrılarıyla benzerlik taşıyor[6].

Barseghyan’ın Deyrizor’daki “Ermeni Soykırımı Anıt Kilisesinden” söz etmesi ve Reisian’ın Suriye’deki, Türk mevcudiyeti konusunda yaptığı suçlamalar, bazı Ermeni yetkililerin büyük resme Türklere nefret çerçevesinde bakmayı tercih ettiğini gösteriyor. Ermeni yetkililerinin konu ne olursa olsun bu saldırgan söylemi kullanması, onların tarihi ve kültürel miraslar ve Suriye’nin geleceği konusu ile ilgili dile getirdikleri endişelerdeki samimiyeti sorgulatıyor. Türkler ve Türkler hakkındaki asılsız iddialara olan takıntı, katıldıkları her platformda Ermenilerin duruşunu güçsüzleştirmekten başka bir işe yaramıyor. Sonuç itibariyle, Ermeni söylemi ancak durumun ciddi bir şekilde değerlendirilip, Türklere karşı düşmanlıkla beslenmekten kurtarılabilirse güvenilir olabilir.

 


[1] "Assad  to  Rebuild  Armenian  Genocide  Memorial  Church  in  Deir  Ezzor." AMN  -  AlMasdar  News. January  10,  2019.  https://www.almasdarnews.com/article/assad-to-rebuild-armenian-genocide-memorial-church-in-deir-ezzor/.

[2] Ibid.

[3] Ibid.

[4] "Armenian  Community  of  Syria  to  Continue  Full-swing  Restoration  Works  in  2019."

Armenpress.  January  09,  2019. https://armenpress.am/eng/news/960028.html?fbclid=IwAR1hhfze3iq7cOCqvutTXgJSvnc_mA8RLgE4gKcAnBmtMV5AH02U9mDufs.

[5] Ibid.

[6] "SURİYE'DE  ERMENİ-  KÜRT  KOALİSYONU:  TÜRK  DÜŞMANLIĞI  BAZI  KÖTÜ  NİYETLİ

ERMENİ  MİLLİYETÇİLERİNİN  DÜŞMANLIK  DUYGULARINI  KÖRÜKLÜYOR." Avrasya

İncelemeleri  Merkezi  -  AVİM.  January  18,  2019.  https://avim.org.tr/tr/Yorum/SURIYE-DE-ERMENI-KURT-KOALISYONU-TURK-DUSMANLIGI-BAZI-KOTU-NIYETLI-ERMENI-MILLIYETCILERININ-DUSMANLIK-DUYGULARINI-KORUKLUYOR.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten