ORTA ASYA ÜLKELERİ ARASINDA İŞ BİRLİĞİNİN İLERLETİLMESİ İÇİN DOĞRU ZAMAN
Yorum No : 2021 / 47
27.08.2021
7 dk okuma

Taliban’ın kontrolü ele geçirmesiyle birlikte, uluslararası basına yansıyan hayli rahatsız edici görüntülerin de etkisiyle, son zamanlarda Afganistan dikkatlerin odaklandığı bir yer haline geldi. 1996-2001 yıllarındaki Taliban iktidarının karanlık hatıraları, Taliban’ın ikinci iktidar dönemine dair endişeleri haklı olarak arttırıyor. Böylesi bir ortamda, siyasi analistler ortaya çıkan yeni durumun ulusal ve uluslararası siyasete dair neden ve olası sonuçlarını anlama ve açıklama çabasındalar. Benzer şekilde, üçüncü ülkeler de Taliban’ın iktidara gelmesi sonucunda kendileri için ortaya çıkabilecek olumsuzlukların – veya bu durumdan en fazla nasıl fayda sağlayabileceklerinin – hesabını yapmaya başladılar. Sonuçta, Afganistan’daki son gelişmeler küresel satranç oyununa yeni boyutlar ekleyen bir faktör olarak gündeme oturdu.  

Ortaya çıkan belirsiz ve riskli ortam, Orta Asya ülkeleri olan Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’ın da, deyim yerindeyse, alarm durumuna geçmelerine neden oldu. Bu elbette oldukça anlaşılır bir durum. Afganistan’daki olumsuz gelişmelerin Orta Asya ülkelerine yansıması olasılığı bu ülkeler için gerçek bir tehdit.  Bir takım olumlu mesajlarına rağmen, Taliban yönetimindeki Afganistan’ın orta ve uzun vadede uluslararası hukuk ve ilkelere sadık iyi bir komşu olacağını kimse garanti edemez. Köktenci cihatçı İslamcı ideoloji ve grupların Orta Asya’da yayılması, bölgedeki toplumsal uyum, barış, refah ve güvelik için bir tehdit. Ayrıca böylesi bir olasılık, dış güçlerin manipülasyonları karşısında Orta Asya ülkelerinin savunma mekanizmalarının zayıflaması anlamına gelecek.   

Belirsizlikler ve riskler dikkate alındığında, her bir Orta Asya ülkesinin gerekli tedbirleri alması gerektiği açık. Şüphesiz, Orta Asya ülkeleri birbirleriyle koordineli politikalar yürütürlerse bu tedbirler daha etkili olacaktır. Bu nedenle, Afganistan’da ortaya çıkan yeni durum, beş Orta Asya ulusu için yalnızca işbirliği mekanizmalarını değil aynı zamanda bölgesel iş birliğine yönelik bir zihniyet geliştirmeleri için bir itki olmalıdır; bölgesel iş birliği ülkelerin tek başlarına alacakları tedbirlerden çok daha verimli sonuçlar yaratacaktır. 

Ancak, Orta Asya ülkelerini birlikte hareket etmeye yöneltecek tek şey ortaya çıkan tehditler değildir. Son yıllarda bu ülkeler için önemli fırsatlar da ufukta görülmektedir ve bu fırsatlardan faydalanabilmek için bölgesel iş birliği bir gerekliliktir. Başka bir deyişle, Afganistan’da ortaya çıkan yeni gerçeklikler Orta Asya ülkeleri arasında iş birliğini gerekli kılan ‘negatif’ neden iken, aynı sonuca neden olması gereken ‘positif’ nedenler de söz konusudur. Bu pozitif nedenler, günümüzde küresel jeopolitiğin en başat unsurlarından olan Pasifik ve Hint okyanuslarını Atlantik’e bağlayacak olan Doğu-Batı ve Güney-Batı doğrultusundaki ekonomik ve ulaşım hatları konusudur.  Bu hatlar konusundaki projelerin gerçekleştirilmesinin, bir bölge olarak Orta Asya üzerinde çok önemli olumlu sonuçları olacağı görülmektedir. Ancak, özellikle coğrafyanın dikte ettiği Orta Asya ülkelerinin karşılıklı bağımlılıkları, bu ülkelerin büyük çaplı altyapı projelerini gerçekleştirmek için yeterli kaynaklara sahip olmamaları ve bu projeler üzerinde etkisi olacak diğer aktörler ve büyük güçlere karşı en azından bir grup gibi eşgüdümlü hareket etmenin sağlayacağı avantajlar, bu ülkelerin birlik içinde politikalar yürütmelerini gerekli kılmaktadır.

Orta Asya’da bölgesel iş birliğini gerekli kılan ‘negatif’ ve ‘pozitif’ nedenlerden bahsettikten sonra değinilmesi gereken bir diğer husus Orta Asya ülkeleri arasında bir birlikteliğe yol verecek düşünce tarzı ve mekanizmaların geliştirilmesini kolaylaştıracak bir arka planın olup olmadığıdır. Orta Asya ülkelerinin bu hususta son otuz yıldaki pek de parlak olmayan karnelerine rağmen bu soruya olumlu yanıt vermek mümkündür.  

Orta Asya beşlisi için dinsel, etnik, dilsel ve tarihsel bağlantılar bir avantajdır. Ancak, yalnızca kimlik temelli faktörlere dayanmak aldatıcı bir yaklaşımdır. Nitekim, Orta Asya ülkeleri arasında iş birliği olasılıklarına dair iyimserliğin başka nedenleri vardır.   

Sovyetler Birliği’nin çözülüşünden sonra, bölgesel bütünleşmeye yönelik somut sonuç vermeyen ancak devam eden girişimler söz konusu olmuştur. 1990larda birbiri ardı sıra Orta Asya Birliği (1994), Orta Asya Ekonomik İş Birliği ve Orta Asya İş Birliği Teşkilatı (2002) gibi mekanizmalar – sonuncusu 2004 yılında Rusya’nın da katılımıyla da olsa - gündeme gelmiştir.  2007 yılında Kazakistan ‘beş Orta Asya ulusu arasında birlik’ fikrini ortaya atmıştır. Ancak, bu fikir sonuçsuz kalmıştır.

Buna rağmen, 2010lu yılların sonlarında bölgesel bütünleşmeye dair girişimler bir kez daha gündeme gelmeye başlamıştır. Bu çerçevede 2017 yılında Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in ateşi yakmasıyla, bir sonraki yıl Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan’da bir ‘istişare toplantısı’gerçekleştirilmiştir. İkinci toplantı, 2019’da Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te yapılmıştır. Kurumsallaşmanın bir göstergesi olarak, bu yıllık toplantılar “Orta Asya Liderleri İstişare Toplantısı” olarak adlandırmıştır. Üçüncü toplantının 2020’de Kırgızistan’da yapılması planlanırken, Covid-19 salgını nedeniyle bu toplantı gerçekleştirilememiştir. Bunun yerine, 5-6 Ağustos 2021’de üçüncü toplantı Orta Asya ülkeleri devlet başkanlarının katılımıyla Türkmenistan’da düzenlenmiştir. Toplantıda ekonomi, sanayi, ulaşım, iletişim gibi alanlarda iş birliği ve güvenlik konuları öne çıkan konular olmuştur. 2022-2024 yıllarında bölgesel iş birliğinin geliştirilmesi için bir yol haritası tartışılmıştır. Bu toplantının sonuçlarından biri  “21. Yüzyılda Orta Asya’nın Gelişimi İçin Dostluk, İyi Komşuluk İlişkileri ve İş Birliği” anlaşmasının 2022’de imzalanmak üzere hazırlanması kararı olmuştur. 

Orta Asya Liderleri İstişare Toplantılarına ek olarak son yıllarda Orta Asya ülkeleri arasında ve bu ülkelerle bölgenin çeperlerindeki ülkeler arasında çok sayıda ikili ve çok taraflı temaslar söz konusudur. Bu kapsamda, 16 Temmuz 2021 tarihinde Taşkent’te kırk dört ülke ve otuz civarı uluslararası organizasyon ve araştırma merkezinden delegasyonların katılımıyla gerçekleştirilen “Orta ve Güney Asya: Bölgesel Bağlantısallık. Sorunlar ve Fırsatlar” başlıklı uluslararası konferans çok önemli bir faaliyet olarak kayıtlara geçmiştir.

Toparlamak gerekirse, Orta Asya ülkeleri hem tehditlerle hem de fırsatlarla karşı karşıyadır. Riskleri minimize, faydaları ise maksimize etmek için Orta Asya ülkelerinin bölgesel iş birliğini ilerletmesi gerekmektedir. Orta Asya beşlisi, bunu başarabilmek için önceki başarısızlıklarından devşirdikleri deneyimlere sahiptir. Bu nedenle, Orta Asya ülkelerinin son otuz yıldaki hatalarını tekrar etmeyeceklerini ve ulusal çıkarlarını gerçekleştirmek için pragmatik ve gerçekçi bir bakış açısı benimseyeceklerini, en azında, umut edebiliriz. Son dönemdeki gelişmeler, Orta Asya’daki elit arasında böylesi bir yaklaşımın kök salmakta olduğuna işaret ediyor.  

 

* Fotoğraf: pakistaneconomicnet.com


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten