AVRUPA HALK PARTİSİNİN KARARI
Yorum No : 2015 / 27
05.03.2015
3 dk okuma

Avrupa Halk Partisi, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin, başta Hristiyan demokratlar olmak üzere, merkez-sağ eğilimli bazı partilerinin bir araya gelmesiyle oluşan uluslararası bir partidir. Esas itibariyle Avrupa Parlamentosu içinde faaliyet göstermekte ve burada en büyük siyasi grubu oluşturmaktadır.

Avrupa Birliği'ne ortak üye olan ülkelerin merkez-sağ partileri de bu partiye ortak üye olabilmektedir. Bunun dışındaki Avrupa ülkelerinin merkez-sağ partileri Avrupa Halk Partisi'ne “gözlemci üye” sıfatıyla katılabilmektedir.

Avrupa Birliği ile Ortaklık Antlaşması bulunan Türkiye’den Avrupa Halk Partisi'ne katılan parti yoktur.

Ermenistan’dan iktidardaki Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi ile muhalefetteki Miras Partisi ve Kanunun Üstünlüğü Partisi, Avrupa Halk Partisinin gözlemci üyeleridir. Başkan Sarkisyan Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi'nin başkanı olarak Avrupa Halk Partisi'nin toplantılarına katılmaya önem vermektedir. 

Avrupa Halk Partisi 3 Mart 2015 tarihinde “Ermeni Soykırımı, Türkiye’nin Sorumluluğu ve Avrupa Değerleri”  başlığını taşıyan bir karar kabul etmiştir.

Bu kararda, özetle, 1894-1924 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye’deki çeşitli rejimler tarafından Ermeni halkına karşı yapılan soykırım hareketlerinin, Ermenilerin yurdundan edinilmesinin, Ermeni mirasının tahrip olunmasının kınandığı, bu tür hareketlere sadece Ermenilerin değil Pontus’lu Rum ve Süryanilerin de maruz kaldığı bildirilmektedir.

Kararda Türkiye’nin tarihiyle yüzleşmesi, Ermeni soykırımını ve Ermenilerin yurdundan edinilmiş olduğunu tanıması, pişmanlık duyması ve bir Avrupa ülkesine uygun bir şekilde Ermenilerin kayıplarının telafi edilmesi istenmektedir. Türkiye’den olan talepler arasında, özetle, Ermeni halkına geri dönüş hakkı sağlanması, kültürel mirasın korunması, Ermenilerin ve diğer halkların kültürel mirasının bir envanterinin yapılması da vardır.

Ayrıca Türkiye’den, özetle, şu önlemlerin alınması istenmektedir: Ermeni soykırımını tanıması ve kınaması, bir Avrupa ülkesine yakışır şekilde ifade özgürlüğüne ilişkin sorunların çözümlenmesi,  devlet, toplum ve eğitim kurumlarında soykırıma atıf yapılabilmesi, dini ve kültürel yapıların onarılması,  Ermeni ve diğer ilgili cemaatlerin dönüşüne izin verilmesi ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi. 

Karar bunların dışında Avrupa Birliği'nden, Komisyonu'ndan, Konseyi'nden ve Parlamentosu'ndan ve bir bütün olarak uluslararası toplumdan 24 Nisan’ın bir anma ve Ermeni soykırımını kınama günü olarak resmen kabulünü istemektedir.

Görüldüğü üzere bu karar Ermeni görüşlerini tamamen benimsemekle taraf tutan bir niteliğe sahiptir ve bu nedenle de Türkiye-Ermenistan anlaşmazlığının çözümlenmesine ve genel olarak Türkler ve Ermeniler arasında bir uzlaşma sağlanmasına katkıda bulunması mümkün değildir.

Diğer yandan,  islamofobiya akımlarının çok güçlendiği bir dönemde alınmış olan bu kararın, Ermeni soykırım iddialarını bir araç olarak kullanarak Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecini zorlaştırmayı amaçladığı kanısı da edinilmektedir. Böyle bir davranışın Türkiye’de Avrupa vizyonunun daha da zayıflamasına yol açacağı açıktır.

Bu konuda vurgulanmasında yarar olan bir diğer husus, Türkiye’nin temsil edilmediği dolayısıyla görüşlerini savunamadığı bir ortamda Türkiye aleyhine bir karar almanın en azından dürüst bir hareket olmadığıdır.

Son olarak bu tür kararların, kamuoyunu olumsuz etkileme dışında bir etkisi olmadığını ve özellikle hiçbir hukuki sonuç doğurmadığını ve bu nedenle de fazla önem verilmesine gerek bulunmadığını belirtelim.

 


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten