Avrupa Birliği 2009 yılından bu yana ekonomik bunalım içindedir. Düzelme ve iyileşme belirtileri bir yana, yeniden resesyona girme tehlikesi ufukta belirmiştir. Avrupa birliği için tehlike çanları elbetteki kısa vade için değildir. Sanayi devriminden bu yana, hatta daha önce sömürgecilik dönemlerinde temerküz etmiş sermaye, gelişmiş altyapı, ulaşılan teknolojik düzey AB’nin daha uzun süre önde gelen küresel ekonomik güç olarak varlığını sürdürmesine olanak sağlayabilecektir. Sorun ulaşılan refah düzeyinin , ekonomik gelişmenin sürdürülebilr olup olmadığı olarak ortaya çıkmaktadır.
Küreselleşen dünya ekonomisinde yeni aktörler sahneye çıkmış, kaynak paylaşımı değişmiş, teknoloji düzeyi eşitlenmiş, pazarlara ulaşım batının tekelinden çıkmıştır. Ekonomik gücün önde gelen göstergelerinden birinin enerji kaynaklarına ulaşım ve enerji üretimi olduğu söylenebilir. Petrol üreten başlıca Ortadoğu ülkelerinin oluşturduğu OPEC adlı kuruluştan esinlenerek başlıca petrol tüketen ülkeler tarafından oluşturulan, merkezi Paris’te bulunan Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yıllık yayınladığı raporlardan sonuncusunda, “2012 Dünya Enerji Görünümü” geleceğe bir bakış açısı verebilmektedir.
Rapora göre, dünya enerji talebi 2035 yılına kadar üçte bir artacaktır. Bu artışın petrole yansıyan miktarı, günümüzdeki günde 87.4 milyon varilden 99.7 milyon varile çıkmasıdır. Enerji talebindeki artışın %60’ı Çin, Hindistan ve Ortadoğu ülkelerinden kaynaklanacaktır. OECD ülkelerinde talep sabit kalacaktır. AB 2020 yılına kadar enerji talebinde %20 indirim öngörmektedir. ABD batı ekonomilerini bekleyen bu gri gelecekten kendisini ayrıştırmıştır. Başkan Obama’nın seçim kazanma konuşmasında da yer verdiği üzere, ABD ülkesinde varlığı keşfedilen, yerin derinliklerindeki dar cepciklerdeki petrolü ve kömür tabakaları arasındaki doğal gazı ekonomik koşullarla çıkartma teknolojisini üretime geçecek şekilde geliştirebilmiştir. Bunun sonucu 2020 yılında ABD’nin, Suudi Arabistan’ı da geride bırakarak, dünyanın en fazla petrol üreten ülkesi olacağı öngörülmektedir. (Mutaden gizli tutulmasına özen gösterilen böyle bir gelişmenin en duyulacak şekilde açıklanmasının Avrasya jeopolitiği itibarıyla irdelenmesi, ABD’nin artık petrol nakil hatlarında ve körfezde hayati çıkarlarının göreceli olarak azalacak olmasının dış politikaya yansımaları ayrı bir çalışma konusu olabilecektir.)
Dünyanın ekonomik çekim alanının Pasifik kıyılarına kaydığı, Çin’in en büyük ekonomik güç olma potansiyelinin bulunduğu ve bu yönde ciddi mesafe kaydettiği , yeni değişen ve on yıl yönetimde kalacağı beklenen Çin liderliğinin önceliğinin yakalanan ekonomik ivmenin sürdürülmesi olduğunun açıklandığı bir dönemde AB’nin seçeneklerine Avrasya perspektifinde bakmakta yarar vardır. Herşeyden önce, AB’nin ekonomik geleceğinin avrasya’da olduğunu, başta Çin olmak üzere asya ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmek zorunda bulunduğunu söylemek mümkündür.Teorik olarak, AB Çin’e hala ileri teknoloji, know-how, pazarlama, araştırma ve geliştirme konularında katkıda bulunabilecek konumdadır. Buna karşılık Çin’in olağanüstü döviz rezervleri ve dış yatırım gücü AB’nin iştahını kabartmaya yeterlidir.
Diğer taraftan, Çin de AB ile ilişkilerine önem vermektedir. Toplam ihracatının %20’si AB ülkelerinedir. AB’nin günümüzde acil ihtiyacı devlet tahvillerine yatırım yapılmasıdır. AB’nin 6.5 trilyon avroyu bulan hükümet borçlarının yarısının riskli kategoride bulunduğu da dikkate alındığında, Çin’in yatırımını doğrudan dış yatırım (FDI) şeklinde gerçekleştirmeyi tercih ettiği görülmektedir. Nitekim 2009 yılında AB’ye 2.3 milyar avroyu bulan FDI çıktısı 2010 yılında 7.4 milyar avroya katlanmıştır. Ancak sözkonusu miktar hala gerek Çin’in toplam FDI yatırımları, gerek AB’nin kendi iç yatırımları itibarıyla ufak kalmaktadır. Çin’in ülke tercihi de yaptığı, Almanya, İngilter ve Fransa’ya ağırlık verdiği de gözlenmektedir.
AB’nin Avrasya ilişkileri doğal olarak Çin ile sınırlı değildir. Coğrafi bir vakıa olarak, AB’nin avrasyaya açılımı Rusya veya Türkiye üzerinden mümkündür. Türkiye’yi büyük lokma olarak niteleyebilen AB’nin bu anlamda Rusya ile bağlantısı herhalde kendisinin büyük lokma olmasıdır. AB’nin Türkiye’ye yaklaşımı ise ekonomi dışı önyargılı, sübjektif unsurlarla yaralıdır. Siyasi ve diğer yargıların ekonomik çıkarların önüne geçmesi AB bakımından Avrasya açılımında da herhalde bir eksi teşkil etmektedir.
© 2009-2021 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
DİYASPORA’NIN TAZMİNAT TALEBİ
Alev KILIÇ 11.10.2012 -
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN AVRUPA KALESİ’NE DÖNÜŞÜMÜ
Alev KILIÇ 23.01.2013 -
2022 YILINA BAKIŞ
Alev KILIÇ 05.01.2022 -
ERMENİSTAN JEO-STRATEJİK KONUMUNU PAZARLIYOR
Alev KILIÇ 08.11.2012 -
BİR ÇOBANIN ÖLÜMÜ
Alev KILIÇ 05.08.2013
-
ERMENİ APOSTOLİK KİLİSESİ’NİN ABD DOĞU PİSKOPOSLUĞU İHANETİ ANLATIYOR
Ahmet Can ÖKTEM 18.05.2021 -
KEYFİ VE DİKKATSİZ SÖYLEMLER SOYKIRIM TERİMİNİN HUKUKİ TANIMINI VE İÇERİĞİNİ YOZLAŞTIRIYOR
Teoman Ertuğrul TULUN 22.04.2022 -
KAZAKİSTAN’DAKİ OCAK 2021 MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ: MUHALEFETİ OLMAYAN BİR SİYASİ ALAN
Turgut Kerem TUNCEL 29.01.2021 -
AVRUPA’DA GEÇTİĞİMİZ HAFTA (8 OCAK 2018 – 14 OCAK 2018)
Hazel ÇAĞAN ELBİR 15.01.2018 -
2015 YILI, TÜRKİYE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Alev KILIÇ 20.11.2013
-
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2021 -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2020 -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2019 -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2018 -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
Ermeni Sorunu Temel Bilgi ve Belgeler (2. Baskı)
-
"ERMENİ KİMLİĞİNİ OLUŞTURMA, KORUMA VE SÜRDÜRME STRATEJİLERİ" BAŞLIKLI KONFERANS