
29.05.2015
Alev KILIÇ
Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti donanmaları, tarihlerinde ilk defa, Akdeniz’de, on gün süren, gerçek silah ve mermilerin kullanıldığı bir askeri tatbikat düzenlemiştir. 11-21 Mayıs 2015 tarihlerinde yapılan bu denizi tatbikatında, gemiler hareket noktası olarak Karadeniz’de, Kırım-Sivastapol’u, ikmal limanı olarak ise Suriye’de Tartus deniz üssünü kullanmıştır. Tatbikatın bildirilen gerekçesi “karşılıklı işlerliği geliştirmek” olmuştur. Bu teknik açıklamanın ötesinde kuşkusuz bu geniş çaplı ve uzun süreli askeri güç gösterisinin her iki ülke bakımından dikkat çekici anlamları bulunmaktadır.
Ukrayna krizi ile su üstüne çıkan ve Rusya’nın ABD, AB ve NATO, kısaca Batı ile ililşkilerinin gerilmesine, hatta yeni bir soğuk savaş başlangıcından söz edilmesine neden olan gelişmelerin Rusya’yı Pasifik’in yükselen gücü Çin ile karşı bir denge arayışı içine ittiği görülmektedir. Rus-Çin işbirliğinin ilk adımları Orta Asya cumhuriyetlerinde güvenlik ve ekonomik nüfuz alanı arayışında rekabet ve çatışma yerine işbirliği öngörüsü ile Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ))kurulmasıyla atılmıştır. Rus-Çin askeri işbirliğinin ilk örnekleri de ikili ve çok taraflı olarak ŞİÖ çerçevesinde gerçekleşmiştir. Bu şekilde Çin zamanında Sovyetler Birliğinin maruz kaldığı Batı tarafından çevrelenme stratejisini kendisi bakımından batısında kırarken, Rusya da doğusundaki potansiyel tehlikeyi ve tehdidi işbirliğine dönüştürmüş olmaktadır.
Akdeniz’deki askeri güç gösterisi bu işbirliğinin, Rusya bakımından, Batı’nın yumuşak karnında da etkili olabileceği, Ukrayna ve Doğu Avrupa dışında da hareket sahası bulunduğu ve hala küresel bir güç olduğu mesajını verirken, Akdeniz’de donanması ilk kez varlık gösteren Çin bakımından , bir yandan askeri güç ve etki alanının sadece Çin denizi ile sınırlı olmadığını ortaya koyarken, diğer taraftan iddialı yeni deniz ve kara ipek yolu projelerinin donanması ile de desteklenebileceğini göstermiş olmaktadır. Çin’in ekonomik kriz içinde olan Yunanistan ile Pire limanından yararlanma konusunda sürdürdüğü görüşmeler ve keza Yunanistan’ın yeni başbakanının Rusya’dan beklentileri de göz önünde bulundurulduğunda, Çin’in ve Rusya’nın Akdeniz’deki etkinliklerinin sadece teknik bir askeri tatbikat ile sınırlı olmadığına da işaret etmektedir. Tatbikatın Kırım ve Suriye bağlantıları, uluslararası ilişkilerin iki sıcak ve tartışmalı alanı olmaları itibarıyla ayrı bir özellik taşımıştır.
Gelişmeler Akdeniz’de uzun bir kıyısı bulunan ve özellikle Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri yakından izleyen , Karadeniz’e giriş-çıkışları düzenleme ve kontrol sorumluluğu bulunan Türkiye bakımından da dikkat çekicidir. Türkiye’nin ilgisi sadece Akdeniz ve Karadeniz ile de sınırlı değildir. Türkiye bir Avrasya ülkesidir. Dünyadaki ekonomik, ticari, finansal, askeri ve siyasi güç dengesinin yeniden şekillenmeye ve Batı’dan Asya Pasifik’e kaymaya başladığı bir oluşumda, Türkiye Batının çevre ülkesi olmaktan, Doğu ile Batı arasında iletişimi sağlayabilecek merkezi bir konuma evrilmektedir. AB ile tam üyelik görüşmelerini sürdüren, Balkanlarda yer alan, Kafkas ülkeleriyle komşu olan ve Orta Asya cumhuriyetleri ile tarihi ve geleneksel çok özel ilişkileri bulunan Türkiye, yeni Avrasya jeopolitiğindeki gelişmeleri çok yakından izlemek durumundadır. Orta Asya Cumhuriyetlerinin de içinde yer alması itibarıyla ŞİÖ’ne duyulan ilgi anlaşılabilir ve meşrudur. Güncellenen tarihi ipek yolu projesine destek vermektedir. Bunların yanı sıra, petrol ve doğal gaz yollarının kavşağında bir enerji merkezi olması Türkiye’nin bölgesindeki ve küresel gelişmeleri yakından izlemesini zorunlu kılan ek bir unsur olmaktadır.
© 2009-2020 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
DÜNYA EKONOMİSİNİN YÖNÜ (2) - AVRUPA BİRLİĞİ, AVRASYA BİRLİĞİ, ÇİN VE TÜRKİYE
Alev KILIÇ 25.12.2012 -
ERMENİ TERÖRİZMİ ÖZENDİRİLİYOR
Alev KILIÇ 01.08.2013 -
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (ECO) ONİKİNCİ ZİRVE TOPLANTISI
Alev KILIÇ 16.10.2012 -
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTAK EKONOMİK ÇIKARLAR DEĞİL, SİYASİ VE SÜBJEKTİF DÜRTÜLERLE GÜDÜMLENMESİNİN ÖRNEĞİ TÜRKİYE’NİN DIŞLANMASINDA GÖRÜLEBİLİR
Alev KILIÇ 19.11.2012 -
ASYA'DA GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER
Alev KILIÇ 29.03.2013
-
KATOLİKOS II. KAREKİN-PATRİK MANUGYAN TARTIŞMASI VE 2015 KİLİSE GENELGESİ
Mehmet Oğuzhan TULUN 13.01.2015 -
AZERBAYCAN İLE AB ORTAKLIK ANTLAŞMASININ YENİLENMESİ SÜRECİ NELERE İŞARET EDİYOR?
Tutku DİLAVER 12.09.2017 -
AB’NİN AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN’A YAKLAŞIMI: GERÇEKÇİ POLİTİKAMI, ÇİFTE STANDARTMI?
Ali Murat TAŞKENT 14.03.2016 -
HERKESE “UYAN” “DEVRİM”, DAĞLIK KARABAĞ SORUNU ÇÖZÜMSÜZ OLARAK KALMAKTADIR.
Nigar SHİRALİZADE 21.06.2018 -
FRANSIZ KANUNU: BİRİNCİ AŞAMA
Ömer Engin LÜTEM 25.12.2011
-
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2019 -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2018 -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
Ermeni Sorunu Temel Bilgi ve Belgeler (2. Baskı)
-
AVRASYA COĞRAFYASINDA ANADOLU’NUN AZERBAYCAN VE ORTA ASYA İLE FİZİKİ İRTİBAT VE ERİŞİMİ NASIL ENGELLENDİ? ZENGEZUR VE DAĞLIK KARABAĞ’DA NELER OLDU?