
20. yüzyılın sonlarında, 1992-1995 yılları arasında, Bosna Hersek’te, insanlık tarihinin en büyük vahşeti yaşanmıştır. Bilhassa Bosnalı Müslümanlar sistemli bir şekilde zulme uğramış yaşadıkları topraklardan silinmeye çalışılmıştır.
Toplu bir katliama sahne olan Srebrenitsa’yı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) “güvenli bölge” olarak ilan etmesine rağmen, 11 Temmuz 1995 yılında 8.000 civarında Boşnak Müslüman erkek, Ratko Mladiç komutasındaki militan güçler tarafından katledilmiştir. Binlerce Boşnak erkek, kadın ve çocuk, Srebrenitsa'nın hemen dışındaki Potoçari'deki Hollandalı Birleşmiş Milletler (BM) askerlerin denetimindeki BM Barışgücü karargahına sığınmıştı. Hollandalı askerler karargâha sığınanlara burada güvende olacaklarını söylemişti. Fakat Hollandalı BM askerleri Bosnalı Sırp güçlerin kampı kuşatması üzerine binlerce Boşnak’ı Sırp güçlerine teslim etmiştir.[1]Bu hadiseden sonra bazı askerlerin pişmanlık ve utanç hislerine boğularak stres bozuklukları yaşadıkları ve hatta intihar ettikleri gözlemlenmiştir.[2]
Avrupa’nın ortasında, dünyanın açık bir şekilde şahit olduğu bu savaş üç yıldan fazla sürmüştür. Bosna Savaşı, 20 Aralık 1995’te NATO’nun müdahalesi ve Dayton Barış Anlaşması ile sona ermiştir. Dayton Barış Anlaşması ile Bosna Hersek uluslararası alanda tanınmış sınırları ile bağımsız bir devlet olarak varlık göstermiştir.[3]Bu tarihten itibaren Bosna Hersek’in hukuk mücadelesi başlamıştır. Dayton Barış Anlaşması’na ek olarak getirilmiş Bosna Hersek Anayasası’na göre, ülke iki birimden oluşan bir devlet haline gelmiştir. Biri Boşnaklar ve Hırvatların yönetimindeki Bosna Hersek Federasyonu diğeri ise Sırp Cumhuriyeti’dir. Bu duruma göre sınırları belirlenmiş toprakların %50’si Bosnalı Sırpların, %30 Boşnakların, %20’si ise Bosnalı Hırvatların himayesindedir. Bosna Hersek, Yugoslav Federal Cumhuriyeti’nin “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi”ni[4]ihlal ettiği gerekçesiyle 1993 yılında Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) başvurmuştur. Dava 26 Şubat 2006 tarihine ertelenmiştir. Bu tarihten sonra Bosna Savaşı sırasında yaşananları dünya kamuoyu takip etmeye başlamıştır. Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı, Bosna-Hersek’in açtığı soykırım davasını 2007’de sonuçlandırmıştır. Uluslararası Adalet Divanı Bosna Savaşı’nda ve özellikle Srebrenitsa’da soykırım suçunun işlendiğine karar vermiştir. Bu suçtan dolayı ilgili devlet değil, kişileri sorumlu bulmuştur.[5]
2008 yılında değişik bir kimlikle alternatif tıp merkezi işleterek hayatına devam eden Bosna Savaşı’nın öne çıkan isimlerinden Sırp lider Radovan Karadziç Belgrad’da yakalanarak Lahey’e gönderilmiştir.[6]Srebrenica’daki kuvvetlere komuta edenRatko Mladiç ise 2011 yılında yakalanarak Lahey’e gönderilmiştir. Mladiç hakkındaki karar Kasım 2017 yılında verilmiştir. Mladiç, savaş, soykırım, insanlığa karşı suçlardan ömür boyu hapis cezasına mahkûm edilmiştir.
Bosna Savaşı’nda hedef olan Boşnaklar yalnızca fiziksel olarak değil, dini, kültürel ve dilsel olarak da yok edilme çabasına maruz bırakılmıştır. Bu girişim, günümüzde farklı bir nitelik ve görüntü kazanan ırkçı ve İslamofobik akımların da habercisi olmuştur.
11 Temmuz 2018’de ise 35 soykırım kurbanı toplu mezarlardan çıkarılarak ve kimliği belirlenerek Potoçari Anıt Mezarlığına defnedilmiştir. Bugün Srebrenitsa Soykırımı söz konusu olduğunda, açıklamalar yapılırken zaman zaman katliam sözcüğünün kullanıldığı görülmektedir. Böyle bir ifade, en ağır insanlık suçu olan soykırımın hafifletilmesi, sulandırılması ve soykırım ile katliam veya mukatele arasındaki farkı gözardı etmesi nedeniyle yanıltıcı olmaktadır ve kavram karışıklığına yol açmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere, uzun bir hukuki sürecin ardından Srebrenitsa’da yaşananların hukuki olarak “soykırım” olduğu karara bağlanmıştır. Kararın ardından yaklaşık 10 yıl sonra, 22 Kasım 2017’de, Lahey’deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, Sırp komutan Ratko Mladiç’in 1995’teki Srebrenitsa katliamıyla soykırıma “katkıda” bulunduğunu ifade etmiştir.[7]Böylece Mladiç, müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. 2014 yılında da Hollanda’da bir mahkeme, Srebrenitsa’da 300 Boşnak’ın öldürülmesinden Hollandalı Birleşmiş Milletler askerlerinin sorumluluğunun bulunduğu hükme bağlamıştı.
Boşnaklarla olan yakın ilişkimizin yanı sıra, kavram karışıklığını bilinçli olarak yaratıp Türkleri “soykırım” ile suçlama çabalarının güncel olarak sürdürüldüğü bir dünyada Türkiye’nin bu kavramlar konusunda daha duyarlı olması doğaldır.
[1]“Hollanda’nın Srebrenitsa’da Yaşananlarda Rolü Neydi?”, BBC.com, 14 Mart 2017, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-39266588.
[2]“Hollanda Parlamentosu’nun 1915 Olaylarıyla İlgili Aldığı 22 Şubat Kararı”, avim.org.tr, 26 Şubat 2018, https://avim.org.tr/tr/Analiz/HOLLANDA-PARLAMENTOSUNUN-1915-OLAYLARIYLA-ILGILI-ALDIGI-22-SUBAT-KARARI.
[3]Erhan Türbedar, Balkanlar 2006, ASAM, 2006: Ankara, s. 12.
[4]Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, http://www.uhdigm.adalet.gov.tr/sozlesmeler/coktaraflisoz/bm/bm_11.pdf
[5]“Sırbistan Soykırım Suçundan Aklandı”, Deutsche Welle, 26 Şubat 2007, https://www.dw.com/tr/sırbistan-soykırım-suçundan-aklandı/a-2519703.
[6]“Savaş Suçları, Tecavüz, Toplu Katliamların Görüldüğü Yugoslavya Mahkemesi Kapılarını Kapattı”, BBC, 22 Aralık 2017, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42451115.
[7]“‘Bosna Kasabı’ Hakkında Tarihi Karar: Soykırım Suçundan Müebbet Hapis”, Haberler.com, 22 Kasım 2017, https://www.haberler.com/lahey-deki-mahkemeden-srebrenista-soykirimdir-10268123-haberi/.
© 2009-2021 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
ERMENİ KÜLTÜRÜ VE ERMENİ PROPAGANDASI
Hazel ÇAĞAN ELBİR 09.09.2013 -
AVRUPA BİRLİĞİ PARLAMENTOSUNDAKİ RÜŞVET SKANDALI
Hazel ÇAĞAN ELBİR 23.12.2022 -
AB’DE YÖNETİM ZAAFI
Hazel ÇAĞAN ELBİR 01.03.2021 -
BREXİT SÜRECİ YÜRÜYOR AMA İNGİLTERE AVRUPA'DAN ÇIKMAK İSTEMİYOR
Hazel ÇAĞAN ELBİR 07.02.2018 -
ERMENİ TERÖRÜ YENİDEN YÜZÜNÜ GÖSTERMEYE BAŞLADI
Hazel ÇAĞAN ELBİR 01.02.2021
-
TAŞNAK ERMENİSTAN’IN 1920’DEKİ ÇÖKÜŞÜ VE NİKOL PAŞİNYAN’IN REJİMİNİN 2020’DEKİ BOZGUNU
Maxime GAUIN 13.11.2020 -
“KRİZ YÖNETİCİSİNİN” MİRASI: MERKEL VE BALKANLAR
Teoman Ertuğrul TULUN 24.10.2021 -
YUNANİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI DENDİAS DOĞU EGE ADALARI VE ONİKİ ADALAR'IN ASKERDEN ARINDIRILMIŞ STATÜSÜNÜ KABUL ETTİ
Teoman Ertuğrul TULUN 24.03.2022 -
AFD’NİN SLOGANI: NE KADAR ÇOK MÜLTECİ O KADAR ÇOK OY
Hazel ÇAĞAN ELBİR 30.03.2020 -
FENER RUM PATRİKHANESİ’NİN HUKUKİ STATÜSÜ
Gözde KILIÇ YAŞIN 18.10.2022
-
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2022 -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2021 -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2020 -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2019 -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2018 -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
Ermeni Sorunu Temel Bilgi ve Belgeler (2. Baskı)
-
“MODERN TÜRK DEVLETİNİN KURULUŞUNUN ARKA PLANI: TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ” BAŞLIKLI KONFERANS