AVRUPA BİRLİĞİ YÖNETİMİ YENİLENİYOR: TUSK’UN EEP BAŞKANI OLMASI NELERİ DEĞİŞTİRECEK?
Analiz No : 2019 / 32
29.11.2019
3 dk okuma

Geçtiğimiz hafta, %93 oyla Avrupa Halk Partisi (İng. European People’s Party, EPP) başkanlığına, tek aday olan Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk getirilmiştir. Avrupa’da tarafsız yaklaşımı ile ön plana çıkan Donald Tusk’ı EPP Başkanlığı dolayısıyla tebrik ediyoruz. 

Donald Tusk, EPP başkanı seçildikten sonra yaptığı konuşmada önemli bulduğu ve üzerinde durulmasının gerekli olduğunu belirttiği konulara da değinmiştir. Bunlar, güvenlik, kimlik, göç ve popülizm ile mücadeledir. Konuşması sırasında bilhassa güvenlik ve kimlik konularının önemini yitirdiğini vurgulamıştır. Güvenlik ve kimlik konusundaki sert çıkışlarda korkunun rol oynadığını söylemiş, korkunun ortadan kaldırılması için ise toplumun desteğine ihtiyaç olduğunun altını çizmiştir. 

Avrupa Birliği’nin en önemli konularından biri güvenliktir. Avrupalı siyasetçiler güvenlik sorununu AB’ye gelen sığınmacılarla ilişkilendirmektedir. Bu da göçün bir problem olarak algılanmasına, gelen yabancılar ‘yüzünden’ ‘Avrupalı yaşam biçiminin korunması’ gerektiği fikrinin benimsenmesine yol açmaktadır. ‘Avrupalı yaşam biçiminin korunması’ fikri göçmenleri hedef almakta, popülizmi, yabancı düşmanlığını ve ırkçılığı tetiklemektedir. Bu sebeple ilgili başlık değiştirilerek ‘Avrupalı yaşam biçiminin özendirilmesi’ şeklini almıştı. Tusk da EPP başkanı olarak seçildikten sonra kürsüde konuşması sırasında bu hassasiyeti dile getirmiştir. Özellikle popülizm ve yabancı düşmanlığına ilişkin Donald Tusk’ın hassasiyetlerini AVİM olarak paylaşıyoruz.

Donald Tusk’ın Zagreb’de EPP’nin Başkanı olarak yaptığı ilk konuşmanın gerçekleştiği toplantıda Ermenistan eski Cumhurbaşkanı Serzh Sargsyan da bulunmuştur.[1] EPP’nin kongresi sırasında Sargsyan da konuşma yapmıştır. Konuşması sırasında bir kongrede yer almaması gereken konuları gündeme getirmiştir. Azerbaycan topraklarının %20’sini işgâl ederek sözde bir devlet kurulmasına destek olduğunu açıkça dile getiren Sargsyan, Azerbaycan’ın kendini ve topraklarını savunmasını sözde devlet ve Ermenistan için tehlike olarak gördüğünü söylemekle kalmamış, meşru olmayan işgalci bir devlet için AGİT Minsk grubunun uluslararası kamuoyunun desteğini almanın da önemli olduğunu ifade etmiştir. Bu konuya ilişkin sözlerini, sözde devletin Azerbaycan’ın hiçbir zaman parçası olmayacağını ve bu sorunun askeri bir çözümü olmadığını da söyleyerek bitirmiştir. Burada üzerinde durulması gereken husus, Avrupa Parlamentosu’nun siyasi bir grubunun kongresinde meşruiyeti olmayan bir devlet hakkında konuşulabilmesidir. Ancak Ermenistan yetkilerinin kendilerinin de bildiği bir gerçek vardır: Bahsi geçen devlet meşru değildir. Bu konunun gündeme gelme sebebi işgalci olmalarına rağmen rüzgârı kendi arkalarına almak isteklerinden kaynaklanmaktadır. Buna mukabil, bu konuşma ile ilgili olarak rahatsız edici bir nokta daha bulunmaktadır. O da tarafsızlığı ile şimdiye kadar olumlu bir portre çizmiş olan Donald Tusk’ın bu konuşmanın yapılmasına nasıl müsaade ettiğidir. Söz konusu konuşmanın içeriğine tepki de gösterilmemiştir. Böyle bir durum Tusk’ın bulunduğu koltuğun ağırlığıyla ve isminin saygınlığıyla bağdaşmamıştır. 

Yeni dönemde EPP Başkanı Donald Tusk’ın hassasiyetleri arasına Azerbaycan’ın işgâl edilmiş topraklarında kurulan meşruluk kazanmamış olan bir devleti eklemesini de temenni ediyor, kendisine görevinde başarılar diliyoruz.

 

 

[1] “Serzh Sargsyan: Today the voices of those who blame me yielding power to populists become more prominent”, panaroma.am, 21 Kasım 2019, https://www.panorama.am/en/news/2019/11/21/Serzh-Sargsyan-EPP-Congress/2199692


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten