TATİLLERDEN SONRA ERMENİ SORUNU I
Yorum No : 2011 / 20
05.09.2011
4 dk okuma

Ermeni sorunu gibi durağan, diğer bir deyimle hızlı gelişmelerin olmadığı sorunlar, yaz döneminde bir tür tatile girerler. Ancak, geçen yılların aksine bu yıl Ermeni sorunu tatil döneminde de canlılığını korudu. Aşağıda tatillerde, diğer bir deyimle Haziran sonu Eylül ayı başı arasındaki dönemde, Ermeni sorunundaki başlıca gelişmelere kısaca değiniyoruz.

Gelecekteki Ermeni Kuşaklarının “Batı Ermenistan’ı” ve Ağrı Dağı’nı Alacağı İddiası

Ermenistan Başkanı Serj Sarkisyan, Temmuz ayı sonunda Erivan’daki Ermeni Dili ve Edebiyatı Beşinci Olimpiyat’ı sırasında bir soruya verdiği cevapta Ermenistan’ın Türkiye’den toprak talepleri olabileceği anlamına gelebilecek ifadelerde bulundu.

Bir genç tarafından kendisine sorulan soru, kısaca, Batı Ermenistan’ın (yani Doğu Anadolu’nun) ve Ağrı Dağının Ermenistan ile birleşmesinin mümkün olup olmadığıydı. Başkan Sarkisyan ise verdiği cevapta her şeyin onların kuşağına bağlı olduğu, her kuşağın ulaşmak istediği bir amacı bulunduğunu, kendi kuşağının Ermeni topraklarından bir kısmını savunduğunu ve kurtardığını, eğer gelecek kuşaklar çok caba harcarlarsa Ermenistan’ın dünyanın en iyi devletlerinden biri olacağını söylemiş, sonra da, herhalde çok ileri gitmiş olduğunun farkına vararak, bir ülkenin durumunun sadece topraklarının büyüklüğü veya küçüklüğü ile belirlenmeyeceğini, bir ülkenin, dünya milletleri arasında saygı gören, güçlü ve ünlü bir yeri olabilmesi için modern, güvenli ve refah içinde olması gerektiğini de eklemiştir.

Her ne kadar son sözleriyle biraz hafifletmiş olsa da başkan Sarkisyan’ın soru sahibine kendi kuşağının Karabağ’ı kurtardığını gelecek kuşakların ise Ağrı Dağı dâhil, Doğu Anadolu’yu kurtarması (Ermenistan ile birleşmesi) şeklinde cevap verdiği görülmektedir. Kısaca, dolaylı da olsa Serj Sarkisyan bu sözleri Ermenistan’ın Türkiye’den toprak talebi bulunduğunu ortaya koymuştur.

Türkiye’den tepkiler gecikmemiştir. Dışişleri Bakanlığı 26 Temmuz’da bu konuda yaptığı bir açıklamada Sarkisyan’ın yanıtının kınandığını, devlet adamlarının asli görevinin gençleri barış, huzur ve refah dolu bir gelecek için hazırlamak olduğunu, bunun tam tersi bir yaklaşımla halklar arasında husumet ve nefret ideolojisini tahrik ederek gençlere ve gelecek kuşaklara öğütlerde bulunmasının son derecede sorumsuz bir davranış olduğunu, Sarkisyan’ın bu ifadelerinin barış için çalışmaya niyeti olmadığını gösterdiğini bildirmiştir.

Başbakan Erdoğan ise resmi ziyaret için gittiği Azerbaycan’da bu konuda, özetle, gelecek kuşakları kin ve nefretle donatmanın devlet adamlarına yakışmadığını, Sarkisyan’ın yaptığının tahrik olduğunu, bu bakımdan Ermenistan gençliğinin geleceğinin karanlık olacağını, bu olaylara hep karanlık gözlüklerle bakacaklarını söylemiştir.

Sarkisyan’ın gençlere 'Siz şu anda Karabağ'ı bizden teslim aldınız biz ölüp gideceğiz, Ağrı'yı da siz halledeceksiniz' demek istediğini, Bunun 'Ermenistan Türkiye ile bundan sonra istediği gibi, istediği şekilde bir savaşa da girebilir' anlamına geldiğini belirterek, böyle bir devlet adamlığı, böyle bir diploması olamayacağını, Sarkisyan’ın çok ciddi bir yanlış yaptığını ve özür dilemesi gerektiğini ifade etmiştir.

Türkiye’nin bu tepkisi Ermenistan’da da sıkıntı yaratmış ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Şavarş Koçaryan Türkiye’nin Sarkisyan’ın sözlerinin tamamını dikkate almadan sonuç çıkardığı gibi bir savunmada bulunmuş, Sarkisyan’ın sözlerini aktaran bir Türk gazetesi suçlanmış, bir Diaspora yazarı ise Başbakan Erdoğan’ın Ermenistan’ın Türkiye’den toprak talebi olduğunun reklamını yaptığı gibi garip bir iddia ortaya atmıştır.

Bir dil sürçmesi dahi olsa Başkan Sarkisyan’ın bu sözleri, esasen gergin olan Türkiye-Ermenistan ilişkilerine olumsuz bir etki yapmıştır.

Yarın: Protokollerin "kadük" olması.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten