ERMENİSTAN CUMHURBAŞKANI SARKİSYAN’IN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURULU’NDAKİ KONUŞMASI VE SON BEYANLARI
Yorum No : 2014 / 77
07.10.2014
3 dk okuma

Hande APAKAN
Mehmet Oğuzhan TULUN

 

02.10.2014

 

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan 24 Eylül 2014 tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitap konuşmasında[i] Türkiye ile 2009’da imzalanan protokollerin Ermenistan hükümeti tarafından geri çekilebileceğini belirtmiştir.

 

International New York Times’da aynı tarihte yayınlanan yazısında[ii] da benzer ifadeler kullanan Sarkisyan, protokollerin birkaç yıldır parlamento onayı için raflarda beklediğini ancak Ankara'nın Dağlık Karabağ'ın Azerbaycan'a teslim edilmesi şartını öne sürdüğünü belirtmiştir. Genel Kurul’a hitabında, Ermeni halkının “Onayınızın canı cehenneme”[iii] ifadesini kullandığını belirten Sarkisyan, Erivan’ın protokollerdeki imzayı çekmeyi ciddi olarak değerlendirdiğini ifade etmiştir.

 

Sarkisyan’ın Genel Kurul’daki ifadelerini takiben, Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan, Erivan’da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı Helen Clark’ın ziyareti çerçevesinde düzenlenen bir basın toplantısında protokollerin Ermenistan parlamentosundan ne zaman çekileceği sorusuyla karşılaşmış ve bu soruya cevaben “Eğer böyle bir karar olsaydı, Cumhurbaşkanı bu karardan bahsederdi. Cumhurbaşkanı söylemesi gereken her şeyi söylemiştir ve şimdilik benim bu konuda ekleyeceğim bir husus yoktur.” demiştir.[iv]

 

Sarkisyan’ın Genel Kurula hitabı iki noktada önem arz etmektedir. İlk olarak, hitabında yansıttığı ve kendisinin de paylaştığını ima ettiği “Onayınızın canı cehenneme” sözleri dikkat çekmektedir. Bir devlet adamının BM’de konuşması esnasında kullandığı üslup bu şekilde olmamalıdır. Zira, bu sözler Birleşmiş Milletler’de sergilenen diplomatik nezaket anlayışına ters düşmektedir. Bu şekilde, Sarkisyan'ın ifadeleri geçmişte BM’de bazı devlet başkanları tarafından kullanılan ve uygar çevrelerce kınanmış uygunsuz ifadelere eklenen yeni bir örnek olmuştur.

 

İkinci olarak, Sarkisyan’ın yaptığı beyanatlar Ermenistan’ın hiçbir şekilde uzlaşmadan yana olmadığına ve uzlaşmanın önünü bilinçli bir şekilde tıkadığına işaret etmektedir. Görünen odur ki, bu beyanatlarının asıl amacı protokollerin geri çekilmesi değil, Ermenistan ve Ermeni Diasporası’na bir işaret verilmesidir.  Ermeniler, 2015 yılı bitene kadar Ermenistan ve Diaspora’nın elindeki tüm kozlarla Türkiye’ye karşı propaganda faaliyetlerini yoğunlaştıracaklardır. Bu da Türkiye ile diyalog yolunun tamamen kapatılması anlamına gelmektedir.

 

Dolayısıyla, maalesef, bu Türk-Ermeni uzlaşmasında kaybedilen yeni bir dönem ve yeni bir tırmanma anlamına gelmektedir. Ancak, geçmişe yönelik gözlemlerden hareketle, bu tür girişimler hukuki bir geçerliliği olmayan siyasi beyanatların ötesine geçemeyecek ve Ermenistan ile Ermeni Diasporası yükselttikleri çıtanın ve rasyonel olmayan beklentilerinin hüsranına uğrayacaklardır. Bunun ilk uyarısı da muhtemelen AİHM’in Büyük Dairesi’nde görülecek olan Perinçek-İsviçre davasında alınacak karar olacaktır.

 

 

 


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten