ERMENİ İDDİALARI İSTİSMARA AÇIK MIDIR?
Yorum No : 2019 / 67
25.10.2019
6 dk okuma

Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak amacıyla Suriye’de başlattığı “Barış Pınarı Harekâtı” ABD ve Rusya ile yapılan görüşmeler sonrasında neticelendi. Ancak harekâtın yarattığı ortamı değerlendirmek isteyen çıkar grupları Türkiye aleyhtarı politikalarına devam ediyor. Bunların arasında en dikkat çekeni Avrupa ülkelerinde ve Amerika’daki Ermeni lobisinin yaptığı faaliyetler oluyor.

Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde başkanlık seçimlerinin de yaklaştığı ve Başkan Donald Trump’ın görevden azli önergesinin gündeme alınmasının tartışıldığı bir dönem, Ermeni lobisinin baskılarını artırması için uygun bir ortam oluşturuyor. Başkanlık için başlayan yarışta ABD’nin Türkiye politikası iç siyasete taşınıyor. Bilindiği üzere, Türkiye’nin Suriye’de yürüttüğü operasyon nedeniyle geçtiğimiz hafta ABD Türkiye’ye karşı yaptırımlar uygulamaya başlamış ancak harekâtın bitmesiyle bu yaptırımlar kaldırılmıştı. Basında sonradan yer alan haberlere göre, Başkan Trump’ın danışmanları, Türkiye üzerinde baskıyı artırabilmek için, Türkiye’nin Ermeni soykırımını tanımakla tehdit edilmesini önerdi. Ancak yine basında yer alan haberlere göre Başkan Trump bu öneriyi kabul etmedi.[1]

Başkan Trump’ın öneriyi reddetmesi üzerine, ikili ilişkilerde gergin dönemden yararlanmak isteyen bu çıkar gruplarının bir diğer adresi ABD Kongresi oldu. ABD Kongresi ile Başkan Trump arasında Suriye politikaları ve Ukrayna’yla ilgili gelişmeler nedeniyle yaşanan çekişmeler, Türkiye konusunun da Kongre gündemine taşınmasını kolaylaştırdı. Türkiye’ye karşı Trump’ın politikalarının zayıf kaldığını savunan demokratlar, 9 Nisan’da Temsilciler Meclisi ve Senatoya sundukları Ermeni soykırımı tasarısının ivedilikle oylanması için harekete geçtiler.[2] 

8 Nisan’da Temsilciler Meclisi üyesi Adam Schiff tarafından Kongreye sunulan taslaklarda, ABD’nin 1915 olaylarını soykırım olarak resmen tanıması ve böylece ABD’nin “inkârcı” politikalarla ilişkilendirilmesinin önüne geçilmesi gibi maddeler yer alıyor. Kongrenin her iki kanadına da sunulan öneriler, ABD’nin İstanbul'daki Elçisi Morgenthau’nun gönderdiği raporlar, ABD’nin 1981’deki başkanı Ronald Reagan’ın 4838 sayılı beyanatı ve Raphael Lemkin’in soykırım üzerine çalışmaları gibi referanslara dayandırılıyor.[3] Ancak bahsedilen referansların hiçbiri tasarı için tutarlı dayanakları oluşturmuyor.

Öncelikle ABD’nin İstabul'daki Elçisi Morgenthau’nun Washington’a gönderdiği raporları İstanbul dışına çıkmadan, Ermeni kökenli yardımcıları aracılığıyla yazdığı biliniyor.[4]  Dolayısıyla, Morgenthau’nun raporlarına atıfta bulunarak yazılan akademik çalışmalar, siyasi açıklamalar ve karar tasarıları güvenilir olmayan kaynaklara dayandığı için ciddi olmaktan son derece uzaktır.

Diğer yandan Raphael Lemkin’in soykırım suçu hakkındaki kişisel çalışmalarına yapılan atıf da kendi içinde bir çelişki barındırmaktadır. Lemkin 1950’lerde soykırım suçu üzerinde çalışmalarını yayınlamış ve dünyanın pek çok yerinde soykırım niteliği taşıyabilecek 62 ayrı vakadan bahsetmiştir. Bunlar arasında Yunanlıların Türklere karşı yaptığı katliam gibi şu an hiçbir ülke tarafından soykırım olarak adlandırılmayan olayların yanı sıra; Amerika ve Kızılderililer arasında yaşanan mesele de soykırım olarak yer almaktadır. Dolayısıyla Kongrenin Lemkin’in notlarından yola çıkılarak hazırlanmış bir tasarıyı kabul etmesi, diğer birçok ülkenin yanı sıra kendisine yöneltilebilecek ciddi bir suçlamanın kapısını da aralamaktadır. Amerika’nın çıkarlarını korumak adına “Türkiye’ye ders vermek isteyen” Kongrenin böyle bir kararı onaylaması, Amerika tarihinin yeniden sorgulamasına yol açacaktır.

Son olarak, Reagan’ın 1981’de “Ermeni soykırımı, Kamboçya soykırımı ve Yahudi soykırımından çıkarılan derslerin asla unutulmaması gerektiği” şeklinde yaptığı konuşmanın yazarı Ermeni kökenli bir Amerikalıdır. Reagan’ın bu konuda tarafsız bir açıklama yapmadığı daha sonra kaydedilmiştir.[5] Diğer yandan Reagan’a o dönem hukuk danışmanlığı yapan Bruce Fein'in, Başkan Reagan’ın kendilerine Ermeni iddialarını araştırttığına dair açıklamalarından da bahsetmek yerinde olacaktır. Fein, Reagan’a bu konuda bir rapor hazırladıklarını ve lobiler tarafından anlatılan tarihin gerçekle bağdaşmadığını kanıtladıklarını iddia etmektedir.[6] Kaldı ki Başkan Reagan 1981 yılındaki konuşması dışında 1915 olaylarını soykırım olarak değerlendirmemiştir.

ABD Kongresine sunulan bu taslaklar, ABD’li propagandist Ermenilerin kendi çıkarlarını, vatandaşı oldukları ülkenin çıkarları önüne koyduklarını göstermektedir. Öyle anlaşılıyor ki, Ermeni lobisi gibi "tek gündemli" (single issue) ve özel çıkarlarını herşeyin önünde tutan (special interest) grupların ABD iç politikasındaki etkinlikleri sürdüğü müddetçe, ABD'nin gerçek çıkarlarının ikinci planda kalmaya devam ettiğini görmek kaçınılmaz olacaktır. Tarihi gerçekleri çarpıtan Ermeni iddialarından hareketle Türkiye üzerinden Başkan Trump’ı cezalandırmaya çalışmak, Amerika’ya hiçbir şey kazandırmayacağı gibi, stratejik bir hataya neden olacaktır. Türkiye-ABD ilişkilerine hem ciddi oranda zarar verecek hem de Türkiye’nin NATO müttefikine duyduğu güveni önemli ölçüde zayıflatacaktır.


[1]“Trump's Advısers Gave Hım Optıon To Recognıze Armenıan Genocıde As Tactıc To Pressure Turkey,” Newsweek, 18 Ekim 2019, https://www.newsweek.com/trump-option-armenian-genocide-pressure-turkey-1466115.

[2] “U.S. House Set To Vote On Armenian Genocide Resolution,” Asbarez, 24 Ekim 2019,  https://www.azatutyun.am/a/30234744.html.

[3] H. RES. 296, USA Congress, 04 Ağustos 2019, https://www.congress.gov/bill/116th-congress/house-resolution/296/text; S. RES. 150, USA Congress, 04 Ağustos 2019, https://www.congress.gov/bill/116th-congress/senate-resolution/150/text.

[4] “24 Nisan’ı Anlamak,” 30 Nisan 2019, https://avim.org.tr/tr/Yorum/24-NISAN-I-ANLAMAK.

[5] “Soykırım' tasarısının tam metni ve Türk Tarih Kurumu'nun cevabı,”T24, 4 Mart 2010, https://t24.com.tr/haber/soykirim-tasarisinin-tam-metni-ve-turk-tarih-kurumunun-cevabi,71800.

[6] “In the Snowden case, Bruce Fein finds the apex of a long Washington legal career,” Washington Post, 11 Ağustos 2013, https://www.washingtonpost.com/lifestyle/style/in-the-snowden-case-bruce-fein-finds-the-apex-of-a-long-washington-legal-career/2013/08/11/82ad187a-011b-11e3-9a3e-916de805f65d_story.html.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten