ASALA ERMENİ SİYASETİNDE SÖZ SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞIYOR
Yorum No : 2016 / 8
28.01.2016
4 dk okuma

Hazel ÇAĞAN ELBİR 

Analist, AVİM

 

Küresel terörizmin en yoğun yaşandığı bu dönemde,  terörizmin mimarlarının kimliklerini sakınmadan ortaya koyduklarına şahit olunmaktadır.

Günümüz, ABD’de ikiz kuleler, Charlie Hebdo, Suruç, Paris, Lübnan, Sina yarımadasına düşürülen uçak, Ankara  ve  Sultanahmet saldırıları ve benzeri pek çok terör olaylarının yaşandığı dönemdir.

Terör, toplumların var olması kadar eski bir olgudur. Küresel terör ise daha ziyade son zamanda kendisini göstermeye başlamıştır. Cumhuriyet döneminde Türkiye’nin  küresel terör ile mücadelesi 197o’li  yıllarda Ermeni terör örgütlerinin Türk diplomatlarına yaptıkları suikastlar ve  Türk misyon binalarına saldırılarla  başlamıştır. Bunlara karşı kısa zamanda önlem alınamaması ve özellikle birçok ülkenin, görevleri olmasına rağmen, Türk diplomatlarını gerektiği gibi koruyamamaları,  bu sürecin uzun ve sancılı geçmesine ve bazı Türk diplomatlarının ve ailelerinin hayatlarını kaybetmesine neden olmuştur. Ayrıca nadiren de olsa yakalanan Ermeni teröristlerin davalar sonunda yeterli ceza almamış olmalarını da akılda tutmak gerekmektedir.

Başta ASALA olmak üzere Ermeni terör örgütlerinin Türk diplomatlarına karşı eylemleri Batı dünyası medyasında uzun süre haber olmanın ötesine geçememiş,  desteklenmemekle beraber açık kınamalara de neden olmamış, hatta bu saldırıların neden yapıldığının açıklanması çerçevesinde Ermeni soykırım iddialarının dile getirilmesine vesile olmuştur.   Böylece Batı medyası, çok kere bilmeden de olsa, Ermeni propagandasının aracı durumuna düşmüştür.

15 Temmuz 1983 tarihinde Paris’te Orly Hava Alanı’nda THY Bürosu önünde ASALA’nın  patlattığı bir bomba 8 kişiyi öldürmüş ve 60 kişiyi de  yaralanmıştır. Ölenlerin sadece ikisinin Türk diğerlerinin yabancı olması ASALA’ya ve genelde Ermeni terörüne karşı Batı dünyasının tutumunun değişmesine ve eleştirilerin başlamasına neden olmuştur. Bu durum, başta ASALA olmak üzere, Ermeni terör örgütlerinin önce eylemlerini sınırlandırmaları sonra da bir kaç yıl içinde ortadan kalkmışları sonucunu vermiştir.

1991 yılında bağımsız olan Ermenistan, ASALA ve diğer Ermeni terör örgütleri ve eylemleri ile özleştirilmemeye çaba göstermiş, Ermeni Diasporası da aynı tutumu izlemiş ve böylelikle Ermeni terörü kamuoylarına unutturulmaya çalışılmış ve bunda geniş ölçüde başarılı olunmuştur.  Diğer yandan Ermenistan’ın birçok teröriste kucak açtığı, onları barındırdığı ve hatta iş bulduğu buna karşılık eylem yapmalarına izin verilmediği bilinmektedir.  Sadece ASALA her yıl kuruluş tarihini kutlayabilmiş ancak basından fazla ilgi görmemiştir.

Uzun süredir devam eden bu durumda bu yıl bir değişiklik gözlenmiştir. ASALA 20 Ocak’ta yayınladığı bir bildiride Ermenistan’ı doğrudan etkileyen siyasi süreçlerde Ermeni makamlarının izlediği stratejilerin yetersiz kaldığını,  Ermeni halkının uğradığı yenilgilerin düşmanlarının gücünden değil içteki dar görüşlü olunmasında ileri geldiğini belirtilmiş ve ardından Diaspora içinde uzun süre faaliyet gösteren ASALA’nın artık “anavatan”da başarı kazanmayı amaçladığını bildirilmiştir. Bu sözler, Anayasa değişikliğinden sonra iç siyasette olması beklenen değişikliklerden yararlanarak ASALA’nın da Ermenistan’da kendisine yeni bir yer bulmaya, diğer bir deyimle aktif olarak siyasete katılmaya hazırlandığını göstermektedir.

ASALA siyasi yaşamda ne derecede başarı olacağını şimdiden tahmin etmek zordur.  Her ne kadar Ermeni medyasının önemli bir bölümü genelde bu örgütü görmezden gelmeye çalışmakta ise de kamuoyunun milliyetçi kesiminde ASALA’nın saygı ve takdirle karşılandığı da görülmektedir. Son olarak 20 Ocak 2016 tarihinde ASALA’nın 41. kuruluş yıldönümünde, bu örgüt mensuplarının gömülmüş olduğu Yerablur Anıt Mezarlığında yapılan bir törende Ermeni askerlerinin ASALA bayrağını taşıması, bir papazın dua ettikten sonra Sultan Abdülhamit, Enver Paşa, Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı zikrederek Türkiye’yi yeren bir konuşma yapması Kilise dâhil aşırı sağda ASALA’ya duyulan hisleri   bakımından anlamlı bir örnek oluşturmaktadır.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten