TÜRKİYE-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİNDE GELİŞMELER BİZİ NEREYE GÖTÜRÜR?
Analiz No : 2021 / 35
Yazar : Tutku DİLAVER
23.12.2021
13 dk okuma

Güney Kafkasya’da son bir yıl içerisinde yaşanan gelişmeler hızlı değişimlerin yaşanmasına yol açıyor. 2020 Karabağ Savaşının ardından Dağlık Karabağ’ın Şuşa’ya kadar olan bölümüyle Karabağ’ı çevreleyen işgal altındaki 7 rayonun Azerbaycan’a teslim edilmesi bölgede yeni bir statüko oluşmasına neden oldu. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın söylemlerinden, her ne kadar zaman zaman aksi yönde görüşler beyan edilse de, Karabağ konusunun bir şekilde nihayete erdirilmek istendiği anlaşılıyor. Rusya’nın arabuluculuğunda beyan edilen 9 Kasım ve 11 Ocak Moskova bildirilerinde öngörülen maddelerin uygulamaya konması da bu yönde bir işaret olarak gösterilebilir. Buna ek olarak Paşinyan ve hükümet yetkilileri savaş sonrası dönemde pek çok yerde ve yayın organında artık Ermenistan’ın bölgesel boyutta yeni fırsatlara erişim olanağı olacağını vurguluyor. Ülke içindeki intikamcı oluşumlara rağmen Ermenistan halkının son Ermenistan seçimlerinde tekrar Paşinyan’ı başbakan olarak seçmesi de halkın, bu olasılığa bir şans verdiğini gösteriyor. Ekonomik olarak diasporaya bağımlılık ve yoksullukla mücadele eden Ermenistan halkı nezdinde bu yeni konjonktürün açtığı pencerenin nispi olumlu değerlendirildiği görülüyor.

İşte böyle bir ortamda, Ermenistan ile Türkiye ilişkilerinin geleceğinin ne olacağı sorusunu da ortaya çıkardı. Türkiye’den ikili ilişkilerin normalleşmesine sıcak bakıldığı yönünde mesajlar en yüksek düzeydeki yetkiler tarafından seslendirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan basına verdiği demeçte Ermenistan’ın mevcut sürece sadık kalması ve Nahcivan’a bağlanan koridorun açılması için adımlar atmasının iyi niyet göstergesi olarak sayılacağını söyledi.[1] Bu adım 1993 yılındaki Karabağ’ın işgali nedeniyle sonuçsuz kalan Levon Ter Petrosyan-Süleyman Demirel diyaloğundan, 90’lı yılların sonunda gündeme getirilen Kafkas Paktı önerisinden ve 2008’deki Zürih protokollerinden sonra atılan en ciddi adım olarak görülebilir.

 

Normalleşmeye Doğru Adım Adım

Ermenistan’da savaş sonrası iç-şok dönemini atlatıldıktan sonra Ermeni entelektüelleri ve Dışişleri Bakanlığından yetkililer de “Türkiye’nin Ermenistan’la sınırlarını kapalı tutması için herhangi bir gerekçe kalmadığını[2]” dillendirmeye başlamışlardı. Ancak ülkenin seçim sürecinde olması ve savaşın henüz çok taze olması kafa karıştırıcı sinyallerin gelmesine neden oluyordu. Bir yandan normalleşme için adım atılabileceği sinyalleri veriliyorken, örneğin Ermenistan’ın o dönemki Dışişleri Bakanı Türkiye’yle ilişkilere sıcak bakmadığı mesajlarını gönderiyordu.[3] Dışişleri Bakanlığından Türkiye’yle hiçbir şekilde diyaloğa girilmediği açıklamaları yapılıyordu.[4]

Ülkede yaklaşan seçim havasında Başbakan Paşinyan halkın tepkisini çekmemek adına popülist söylemlerini sürdürdü ancak buna rağmen Türkiye’yle ilişkilerin normalleştirilmesinin Ermenistan’ın geleceği için elzem olduğunu seçmenine anlattı. Tekrar seçilmesi de seçmenin Paşinyan’a onay verdiğini göstermiş oldu.

Seçimler ve hükümet içindeki anlaşmazlıklar nedeniyle Ermenistan, Türkiye ile normalleşme sürecine ihtiyatlı bir yaklaşım gösterdi. Hatta dış politika vizyonundaki farklılıklar nedeniyle Dışişleri Bakanı da bu süreçte iki kez değişti. Son olarak göreve Başbakan Paşinyan’a çok daha yakın çizgide olan eski Parlamento Başkanı Ararat Mirzoyan getirildi.

Karşılıklı olumlu mesajlar bu dönemden sonra sıklaşmaya başladı. Başbakan Paşinyan “Türkiye’den olumlu sinyaller aldıklarını ve bu sinyallere olumlu cevap vereceklerini[5]” açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fuzuli havalimanı açılışında Ermenistan’ın Azerbaycan ile normalleşme konusunda ortaya irade koymasının Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin de önünü açacağı mesajını yineledi.[6] Bu mesajı Azerbaycan lideri Aliyev’le aynı ortamda bulunduğu sırada yinelemesi Azerbaycan’ın da bu sürece verdiği desteğin bir göstergesiydi.

Moskova’da geçtiğimiz haftalarda düzenlenen 3+3 formatının ilk toplantısı Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin geleceği konusunda iki ülkenin resmi makamları arasında karşılıklı görüşme imkânı sağladı. Bölgesel iş birliği modelinin işleyebilmesi için Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi kadar Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi de önem teşkil ediyor. Bu nedenle 3+3 toplantısındaki temel konulardan birinin de iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği olduğu tahmin ediliyordu. Nitekim bu toplantıdan kısa bir süre sonra, geçtiğimiz hafta, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu karşılıklı özel temsil atanacağını söyledi. Bir gün sonra da Türk tarafının temsilcisinin eski ABD Büyükelçisi Serdar Kılıç olacağı açıklandı. Bu açıklamayı takiben Ermeni tarafının temsilcisinin de, Parlamento Başkan Yardımcısı, Ruben Rubinyan olacağı açıklandı.

Büyükelçi Kılıç, ABD’deki görevinden önce Tokyo Büyükelçiliği, Beyrut Büyükelçiliği ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği gibi önemli görevlerde bulunmuş, tecrübeli bir isim. Türkiye’nin Büyükelçi Kılıç’ı bu göreve getirmesi, ikili ilişkiler konusuna verdiği öneme işaret ediyor.

Diğer yandan Ruben Rubinyan ise oldukça genç bir isim. Kadife Devrim ile iktidara gelen Sivil Sözleşme partisinin kurucu üyelerinden. 2015-2017 yılları arasında parti sözcülüğü, Mayıs 2018- Ocak 2019 arasında Dışişleri Bakan yardımcılığı görevlerinde bulunmuş. Ocak 2019’den bu yana ise Meclis Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığını yürütmüş.[7] 2010 yılında Erivan Devlet Üniversitesinden mezun olan Rubinyan, daha sonra Londra’da ve Polonya’da yüksek lisans çalışmalarında bulunmuş. 2017-2018 arasındaki bir yıllık dönemde ise Rubinyan, Hrant Dink vakfının verdiği “sınırları aşıyoruz” bursuyla birlikte Türkiye’ye gelmiş.[8] Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezinde ve Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Çalışmaları Merkezinde “Karadeniz bağlamında Ermenistan-Türkiye Yakınlaşması” konusunda çalışmalarda bulunmuş[9]. İngilizce, Lehçe ve az oranda Türkçe biliyor.[10]

Karşılıklı özel temsilcilerin kimler olacağı ilan edilmesine rağmen, henüz bir gündem ve toplantı tarihi açıklanmış değil. Ancak 3+3 formatının İstanbul’da yapılacak bir sonraki buluşmasında bu konudaki detayların konuşulacağı ve özel temsilcilerin burada temasa geçmeleri ihtimaller dahilinde.

İki temsilcinin gündeminin nasıl olacağına dair bazı tahminler bulunuyor. Bunlardan ilki uzun süreli köklü anlaşmazlıklar yerine karşılıklı ticari ilişkilerin kurulması gibi pratik konularla ilişkilerin tesisine başlanması yönünde. Erivan’dan gelen son sinyaller karşılıklı ticari ilişkilerin kurulmasının ilişkilerin gelişime yardımcı olacağı inancı olduğunu gösteriyor.[11] Ancak elbette Ermenistan’da halihazırda bir yıldan beri Türk mallarına boykot uygulanıyor olması, iki özel temsilcisinin önünde duran temel konulardan biri gibi görünüyor. Paşinyan’ın daha önce yaptığı açıklamalardan Sovyetler döneminde kullanılmakta olan ancak 1993’ten sonra hiç kullanılmamış Gümrü-Erivan tren yolu hattının açılması ve aynı zamanda Ermenistan ile Kara taşımacılığının tekrar başlamasının arzu edildiği anlaşılıyor.[12] Çok ciddi altyapı gerektiren bu yolların açılması konuları da özel temsilcilerin önünde duran konular arasında yer alıyor. Öte yandan karşılıklı uçuşların tekrar başlaması konusunda da olumlu sinyaller verildiği görülüyor. Ermenistan Azerbaycan’a giden uçuşlar için hava sahasını Ekim ayında açmıştı.[13] Bu bir iyi niyet göstergesi olarak görülüyor. Türkiye’yle turistik charter uçuşların tekrar başlayabileceği sinyalleri veriliyor. Esasen Türkiye Ermenistan’a uçuşları yasaklamış değil. Ancak daha önce uçuş gerçekleştiren firmanın iflas etmesi nedeniyle durmuştu. Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu birkaç firmanın bu izne başvurduğunu ve değerlendirme aşamasında olduklarını belirtmişti.[14]

Temsilcilerin öncelikli gündeminde karşılıklı büyükelçiliklerin açılması olacağı yönünde görüşler de mevcut ancak halihazırdaki konjonktürde ilk önceliğin ticari konulara verileceği ve iki özel temsilci arasında bu konularda kat edilecek yola göre büyükelçilik açma yoluna gidilebileceğini düşünmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Zira Türkiye ile Ermenistan her ne kadar karşılıklı elçiliklere sahip olmasalar da Ermenistan’ın Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ) nezdinde büyükelçi düzeyinde temsile olanak sağlayan İstanbul’da bir temsilcisi bulunmaktadır. Ayrıca temas sağlanması gerektiğinde Gürcistan büyükelçilikleri aracılığıyla görüşmelerde bulunabilmektedirler. Bir süre daha bu yönteme devam edileceği, bazı konular netleştikçe yeni adımlar atılacağı öngörülebilir.

Temsilcilerin gündeminde iki ülke arasında 1915 olayları üzerindeki uyuşmazlığa dair bir görüşme olması ihtimali ise bu nedenle ilk aşamada zayıf görünüyor. Hatırlanacağı üzere, bu konularda ikili ilişkilere katkı sağlayabilecek öneriler getiren Zürih protokollerini Ermenistan tek taraflı olarak geçersiz ilan etmişti. Protokoller Türkiye için hala seçenekler arasında görünüyor zira Türkiye protokolleri hiçbir zaman iptal etmedi.

Türkiye ile Ermenistan arasındaki bu gelişmeler her iki ülkenin de basınında yankı bulmaya devam ediyor. Her iki ülkede de bazı kesimler görüşmelere olumsuz yaklaşıyor. Ancak Ermenistan’la ilişkilerin geliştirilmesi ve Ermenistan’ın bölgeye yeniden entegre edilmesi, bölgesel barışın sağlanması açısından elzem adımlardan birisi. Ermenistan’ın Azerbaycan’la kalıcı barış imzalaması ve Türkiye ile ilişkilerini kuvvetlendirmesi gerekiyor. Öte yandan son yıllarda Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin, Türkiye karşıtlığı yapma veya islamofobiyi körükleme amacıyla siyasi malzeme haline getirildiği göze çarpıyor. Bunun en son örneklerinden birini de Fransa’da halihazırda sürmekte olan seçim çalışmalarında adayların gerçekleştirdiği Ermenistan ziyaretleri oluşturuyor.

Ermenistan açısından da Türkiye’yle ilişkilerin geliştirilmesi öncelikli olarak ekonomik refahın artması anlamına geliyor. Uzun yıllardır Azerbaycan ve Türkiye ile sınırların kapalı olması nedeniyle dışa açılmakta zorlanan Ermenistan için Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşım sağlamak önemli bir fırsat kapısını aralıyor.

Öte yandan iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği konusu bölge ülkeleri ve Batılı ülkeler tarafından da yakından takip ediliyor. Karabağ Savaşının ardından kurulmakta olan yeni bölgesel denge düzleminde tarafların hepsi kendi yerini almaya hazırlanıyor. Karşılıklı özel temsilci atanmasının ardından konuyla ilgilenen tüm taraflardan Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin desteklendiği yönünde açıklamalar yapıldı. ABD Dışişleri Bakanı Blinken ve Rusya Dışişleri Sözcüsü Zaharova sürecin olumlu karşılandığı yönünde desteklerini kısa sürede açıkladılar. Ancak iki ülke arasındaki güvensizlik ve çatışan çıkarlar nedeniyle Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasına aynı çerçeveden bakabilir gibi görünmüyorlar. Bu nedenle Türkiye-Ermenistan arasındaki diyaloğun mümkün olduğunca üçüncü tarafların müdahalesinden uzak yürütülmesi sürecin sürdürülebilirliği açısından daha sağlıklı olacak gibi görünüyor.  

 


[1] “Turkey could open its borders to Armenia: Erdogan,” Anadolu Agency, 10 Aralık 2020, https://www.aa.com.tr/en/turkey/turkey-could-open-its-borders-to-armenia-erdogan/2072802.

[2] Siranush Ghazanchyan, “No reason for Turkey to keep Armenia border closed – FM,” Public Radio of Armenia, 10 February 2021, https://en.armradio.am/2021/02/10/no-reason-for-turkey-to-keep-armenia-border-closed-fm/.

[3] "FM Wants ‘Radical’ Change in Turkish Policy on Armenia," Mirror Spectator, 30 Mart 2021,  https://mirrorspectator.com/2021/03/30/fm-wants-radical-change-in-turkish-policy-on-armenia/

[4]There is no dialogue between Turkey, Armenia – Deputy FM,” ArmenPress, 24 Nisan 2021, https://armenpress.am/eng/news/1050253.html.

[5] “Armenia receives positive signals from Turkey on establishing peace in the region, PM says,” TASS, 27 Ağustos 2021, https://tass.com/world/1330981

[6] “Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Ermenistan'a normalleşme çağrısı,” Ensonhaber.com, 27 Ekim 2021, https://www.ensonhaber.com/politika/cumhurbaskani-erdogandan-ermenistana-normallesme-cagrisi.

[7] “Ruben Rubinyan,” Ermenistan Parlamentosu Resmi İnternet Sitesi, www.parliament.am/deputies.php%3Fsel%3Ddetails%26ID%3D1279%26lang%3Deng+&cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=tr

[9] “Hrant Dink Vakfı 2018 Faaliyet Raporu,” Hrant Dink Vakfı İnternet Sitesi, 2018,  https://hrantdink.org/attachments/article/128/Hrant%20Dink%20Foundation%20Annual%20Report%20of%202018.pdf

[10] “Kadife devrim öncülüğünden Türkiye özel temsilciliğine: Ruben Rubinyan kimdir?,” Ulak News, 20 Aralık 2021,

https://ulak.news/haber_kadife-devrim-onculugunden-turki_kronos_262268.html.

[11] “TEPAV and ECFR host discussion on “Developments in the Caucasus”,” TEPAV, 8 Aralık 2021, https://www.tepav.org.tr/en/haberler/s/10390#.YbChb2hhHpQ.twitter.

[12] “Paşinyan: Türkiye ile kara ve tren yolu ulaşımını hayata geçirmeyi istişare etmeye hazırız,” Independent Türkiye, 8 Eylül 2021, https://www.indyturk.com/node/408881/d%C3%BCnya/pa%C5%9Finyan-t%C3%BCrkiye-ile-kara-ve-tren-yolu-ula%C5%9F%C4%B1m%C4%B1n%C4%B1-hayata-ge%C3%A7irmeyi-isti%C5%9Fare-etmeye.

[13] “Azerbaijan starts using Armenian airspace,” Eurasianet, 6 Ekim 2021, https://eurasianet.org/azerbaijan-starts-using-armenian-airspace

[14] “Ermenistan'la diyalog süreci: Uçuş taleplerinin bir kısmını karşılayacağız,” TRT Haber, 19 Aralık 2021, https://www.trthaber.com/haber/gundem/ermenistanla-diyalog-sureci-ucus-taleplerinin-bir-kismini-karsilayacagiz-637138.html.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten