RUS-ÇİN ORTAK SWIFT PLANININ AVRASYA EKONOMİSİ VE DÜNYA TİCARET SİSTEMİ ÜZERİNDEKİ OLASI ETKİLERİ
Analiz No : 2021 / 36
27.12.2021
9 dk okuma

SWIFT olarak adlandırılan Dünya Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Derneği, küresel işlemlerde mihenk taşı kabul edilmektedir. SWIFT kurulmadan önce, uluslararası ortamda bankalararası telekomünikasyon, Teleks mesajları ile sürdürülüyordu. Teleksle mesajlaşma sisteminin kullanımının azalmasının ardından SWIFT, 3 Mayıs 1973’te kar amacı gütmeyen bir işbirliği teşkilatı olarak dünya çapında paylaşılan veri işleme ve haberleşme bağlantısı yaratmak için kuruldu. Buna ek olarak ana merkezi, New York ve Londra arasındaki yoğun rekabete diplomatik bir alternatif olarak Brüksel’de kuruldu.[1] Kuruluşunda, SWIFT üyeliği on beş Batı ülkesinden 239 bankaya ulaştı. SWIFT’in ana görevi, finansal bilgilerin iletilmesi için ortak standartlar oluşturmaktı. Bir yıl sonra ise SWIFT ağı, Asya ülkelerine de bağlandı. 1987 itibarıyla SWIFT’in kullanıcı tabanı, aracı kurumlar, borsalar, merkezi saklama kuruluşları ve takas odalarının katılımıyla genişlemeye başladı. Kendi internet sitesine göre, SWIFT’in 2020 stratejinde, temel hedeflere güçlü biçimde odaklanılması, kendi mali suç uyum portföyünün oluşturulması ve pazar altyapısının genişletmesi öngörülmektedir.[2]

Yukarıda verilen kısa bilgilerden anlaşılabileceği üzere SWIFT, kuruluş amacına uygun olarak uluslararası ödemelerin hızlı ve verimli şekilde yapılabilmesi için tasarlanmıştır.  Ancak geçmişteki örnekler, SWIFT’in görünüşte bağımsız olmasına rağmen, bir silah olarak da kullanılabileceğini göstermektedir. Örneğin, 2012 yılında SWIFT, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği’nin (AB) baskısı altında, İran’ın üyeliğinin Amerika ve Avrupa'nın uyguladığı yaptırımları ihlal ettiğini kabul etti ve bunun sonucunda yaptırım uygulanan İran bankalarının sisteme erişimini askıya aldı. SWIFT verdiği kararı şu açıklamayla duyurdu:

“Belçika Hazinesi tarafından onaylanan yeni Avrupa Birliği Konseyi kararı, SWIFT gibi şirketlerin AB yaptırımına tabi İran bankalarına özel mali mesajlaşma hizmeti sağlamaya devam etmesini yasaklamaktadır. SWIFT, Belçika yasalarına göre kurulmuştur ve genel merkezine ev sahipliği yapan ülke tarafından alınan karara uymak zorundadır.  Bu AB kararı, SWIFT’i hareke geçmeye zorlar.  SWIFT için, bankaların sisteme erişimini kesmek, olağandışı ve benzeri görülmemiş bir adımdır. Bu, İran’a uygulanan mali yaptırımların yoğunlaştırılmasına yönelik uluslararası ve çok taraflı tutumların doğrudan bir sonucudur. SWIFT, yönettiği ve yetkili düzenleyici makamlardan hakkında onay aldığı geçerli birçok yargı hükümlerinin tüm uygulanabilir yaptırım düzenlemelerine tamamen uymuş ve her zaman da öyle olmuştur.  Küresel çapta güvenli mesajlaşma hizmeti sağlayıcısı olarak SWIFT, üyesi olan bankaların mesajlarında yer alan temel mali işlemlere dahil olmamakta ve bunlar üzerinde kontrol yetkisi bulunmamaktadır.[3]

Diğer yandan, Türkiye de dahil olmak üzere AB dışı ülkeleri çeşitli konularda yaptırım uygulamakla tehdit eden sayısız kararlarıyla tanınan Avrupa Birliği Parlamentosu, Rusya’nın SWIFT ağından çıkarılmasını öneren kararlar da kabul etmiştir. Örneğin, “Rusya’nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yapmasına ve Çek Cumhuriyeti’ne yönelik Rus saldırılarına dair Alexei Navalny davası”na ilişkin 29 Nisan 2021 tarihli Parlamento Kararı’nda,  “Rusya’nın SWIFT ödeme sisteminden çıkarılması gerektiği” vurgulanmıştır.[4] Ayrıca “Ukrayna sınırında ve Rusya’nın işgali altındaki Ukrayna topraklarında durum” hakkında 16 Aralık 2021 tarihinde aldığı kararda AB Parlamentosu, Rusya’yı bir kez daha “SWIFT ödeme siteminden çıkartmakla, dolayısıyla Rus şirketlerini uluslararası mali piyasanın dışında bırakmakla” tehdit etmiştir.[5] AB Parlamentosu’nun basın açıklamasına göre karar, 548 lehte, 69 aleyhte ve 54 çekimser oyla kabul edilmiştir.[6]

AB Parlamentosu’nun bu tehditlerine ek olarak, ABD Başkanı Joe Biden’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı video konferans görüşmesi hakkındaki 7 Aralık 2021 tarihli ABD Beyaz Saray basın açıklamasına göre, Biden Putin’e, ABD’nin ve Avrupalı müttefiklerinin Rusya’nın Ukrayna’yı çevreleyen birliklerini artırmasından endişe duyduğunu ve “askeri tırmanma durumunda ABD ve müttefiklerinin ağır ekonomik ve diğer önlemlerle karşılık vereceğini” açıkça belirtmiştir.[7]

Bu ifadelerin, ABD ve AB’nin bir gerginlik durumunda Rusya’yı SWIFT sisteminden çıkarmayı ciddi olarak düşündüğüne işaret ettiğini söylemek mümkündür. Bu bağlamda, Avrasya’daki ekonomik durumu ve genel olarak dünya ticaretini etkileme potansiyeline sahip bu tür uygulamalara karşı Rusya’nın ne gibi önlemler öngördüğünü kısaca hatırlatmanın yararlı olacağı düşünülmektedir. Ulaşılabilen kaynaklara göre, 2014 yılında Ukrayna’nın Kırım Yarımadasını ilhak etmesinin ardından Rusya’nın, SWIFT ağından çıkartılması için birtakım çağrılar yapılmıştı. Buna karşılık, Rusya’yı korumak amacıyla Kremlin destekli bir yerel mali haberleşme platformu kurulmuştur. Finansal Mesajların Transferi Sistemi (SPFS) olarak bilinen Rus platformuna, iki düzinesi eski Sovyet ülkelerinden olmak üzere, 400’den fazla banka üyedir ve sistem 2020’nin sonu itibariyle tüm yerel mali iletişimin beşte birini yönetmektedir. Bu arada, bazı Rus bankalarının SWIFT ağından çıkartılması durumunda, bu Rus bankalarının ve para transferi yollarını arayan diğer çok uluslu şirketlerin, ÇHC’nin büyümekte olan Sınır Ötesi Bankalararası Ödeme Sistemi (CIPS) tarafından sıcak karşılanacağını da dikkate almak gerekmektedir. SPFS gibi, CIPS ağı da SWIFT’e oranla oldukça küçüktür. Ancak CIPS’in 100’den fazla ülkede kullanıcısı mevcuttur. Bunun yanı sıra, bu sistemi yöneten Çin Halk Bankası, erişimini genişletmekten, ABD ve AB odaklı Batı bankacılık sistemlerine alternatif olarak görünmekten oldukça memnuniyet duyacaktır.  ÇHC Devlet Başkanı Xi Jinping ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında 15 Aralık 2021’de çevrimiçi bir toplantının gerçekleştiğini dikkate almak gerekmektedir. Reuters haber ajansı bu toplantıyı, “Batı baskısı karşısında Putin ve Xi ortaklığı güçlendirdi” başlığı ile vermiştir. Bu işbirliğinin sadece güvenlik konularıyla sınırlı olacağını varsaymak ihtiyatsız bir görüş olacaktır. 

Son yıllarda, AB’nin ve ABD’nin, Batı çıkarları açısından “düşman” olarak gördüğü diğer ülkeleri zorlamak için ekonomik yaptırım kullanmasında önemli bir artış olmuştur.  Artık aynı ittifakta olmak, bu tür ekonomik yaptırımların dışında tutulmayı garantilemek için yeterli değildir. Tam tersine, bu tür yaptırımlar müttefiklere bile ders vermek için kullanılır hale gelmiştir. Bu davranışın, en güçlü ittifakları bile sarsabilecek bir düzeye ulaştığı yadsınamaz. Bu küçümseyici yaklaşımın, Batı Dünyasına dahil olmayan ya da bu grupta yer almasına rağmen sürekli dışlanan ülkelerdeki kamuoyunun sabrını sınadığı da göz önünde bulundurulmalıdır. ABD ve AB açısından alışkanlık haline dönüşen bu yöntemin, Rusya ve ÇHC gibi gerek askeri gerek ekonomik güç bakımından dünyanın en önemli ülkelerine karşı uygulanmasının yararlı sonuçlar vereceğini söylemek pek mümkün değildir. Aksine, bu yolu tercih etmeleri halinde ABD ve AB’nin, beklediklerinden daha geniş bir cepheyle karşı karşıya kalmalarının muhtemel olduğunu söylemek mümkündür. Önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler, Batı dünyasına, dünya ticaret sisteminde bölünme yaratmamak için sağduyulu hareket edilmesi gerektiğini hatırlatabilir.

*Fotoğraf: https://www.swift.com/

**Bu Yorum yazısının aslı İngilizce olarak kaleme alınmıştır. AVİM Stajyeri Rumeysa Tuğçe Arman makalenin tercümesine katkı sağlamıştır.

 

[1] Susan V. Scott ve Markos Zachariadis, “Origins and development of SWIFT, 1973–2009”, Business History 54, sy 3 (01 Haziran 2012): 462-82, https://doi.org/10.1080/00076791.2011.638502.

[2] “Until Today, More Relevant than Ever Before”, International Organization, SWIFT - The global provider of secure financial messaging services, 2021, https://www.swift.com/about-us/history#milestone_5.

[3] Simon Bale, “SWIFT Instructed to Disconnect Sanctioned Iranian Banks Following EU Council Decision”, SWIFT - The Global Provider of Secure Financial Messaging Services, 15 Mart 2012, blm. News&Events, https://www.swift.com/insights/press-releases/swift-instructed-to-disconnect-sanctioned-iranian-banks-following-eu-council-decision.

[4] European Parliament, “European Parliament Resolution of 29 April 2021 on Russia, the Case of Alexei Navalny, the Military Build-up on Ukraine’s Border and Russian Attacks in the Czech Republic” (European Union, 29 Nisan 2021), 2021/2642(RSP), https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-9-2021-0159_EN.html.

[5] European Parliament, “European Parliament Resolution of 16 December 2021 on the Situation at the Ukrainian Border and in Russian-Occupied Territories of Ukraine” (European Union, 16 Aralık 2021), 2021/3010(RSP), https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-9-2021-0515_EN.html.

[6] Viktor Almqvist ve Snježana Kobešćak Smodiš, “Russia Must Immediately Withdraw Its Forces Threatening Ukraine | News | European Parliament”, European Parliament, 16 Aralık 2021, blm. Press Room, Ref:20211210IPR19223, https://www.europarl.europa.eu/news/en/press-room/20211210IPR19223/russia-must-immediately-withdraw-its-forces-threatening-ukraine.

[7] “Readout of President Biden’s Video Call with President Vladimir Putin of Russia”, The White House, 07 Aralık 2021, blm. Briefing Room - Statements and Releases, https://www.whitehouse.gov/briefing-room/statements-releases/2021/12/07/readout-of-president-bidens-video-call-with-president-vladimir-putin-of-russia/.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten