“THE OTTOMAN LIEUTENANT” FİLMİNİN ANCA’DA YARATTIĞI RAHATSIZLIK
Yorum No : 2017 / 30
24.03.2017
4 dk okuma

Son günlerde Ermeni diasporasında tartışmalara sebep olan “The Ottoman Lieutenant”, 10 Mart 2017 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nde gösterime girdi. Türk-Ermeni ilişkileri bakımından Amerika’daki Ermeni lobisi tarafından desteklenen diğer film projeleri göz önünde bulundurulduğunda, “The Ottoman Lieutenant” filminin Hollywood yapımcıları arasında dengeli bir yapım olduğu görüşü yaygındır. Ermeni lobilerinin film hakkındaki saldırgan tutumları ise Türk – Ermeni uzlaşmasına yönelik diyalogun kurulması önünde bir engeldir.

The Ottoman Lieutenant” filminin ABD’de vizyona girmesine tepkiler Ermeni lobileri tarafından sürdürülmektedir. Her fırsatta Türkiye ve Türkiye ile özdeşleşmiş değerlere karşı saldırgan bir eğilim benimseyen Ermeni lobisi, Türk görüşlerinin dile getirilmesine tahammül edememektedir. Oysa filmin Türkler ve Ermeniler arasında diyalog kurulmasına yardımcı olabileceği düşüncesiyle çekildiğini ifade eden Türk yapımcılar Güneş Çelikcan ve Serdar Öğretici, Ermeni tarafının diyalogdan yana bir duruş sergilemediğini belirtmiştir.

Filmin oyuncularının sosyal medyada maruz kaldığı hakaretler, filmin Amerikalı yapımcısı Stephen Joel Brown’a Nazi Gamalı Haç gönderilmesi Ermenilerin dostluktan ve diyalogdan uzak davranışlar sergilediğini ortaya koymaktadır. Bu saldırılar Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA – Armenian National Committee of America) tarafından yapılan boykot açıklamasından sonra gelmiştir. Daha sonra Amerikan Yunan Konseyi de boykota destek vermiştir. Sinema salonlarında filmin gösterilmesini engellemek için başlatılan boykot, üniversitelere kadar yayılmıştır.

Sözde soykırım tezini savunan aşırı milliyetçi Ermeni kesimin de karşı bir yapım olarak desteklediği, Nisan 2017’de gösterime girecek olan filmi “The Promise”, sıradan bir aşk hikâyesinin ardına yerleştirilmiş bir propaganda filmdir. Sözde soykırım propagandası yapan ve sanattan çok siyasi amaçlar için çekildiği ortada olan filmin Türk – Ermeni diyalogu kurulması arzusuna tamamen ters düştüğü ön tanıtımında ortaya çıkmaktadır. Ermeni lobisi destekçisi film eleştirmenleri “The Ottoman Lieutenant” filminin saldırgan olduğunu ileri sürmüşlerdir. “The Ottoman Lieutenant” ile “The Promise” filmleri tarafsız ve yapıcı bir gözle karşılaştırıldığı zaman hangisinin saldırgan bir tutumla çekildiği görülebilecektir. Ermeni lobisinin tarafsız olmaktan uzak eleştirmenleri daha da ileri giderek, 1983’te canlandırdığı Gandhi rolüyle Oscar ödülü alan Sir Ben Kingsley için ‘kadın düşmanı’ ifadesini kullanmıştır[1]. Oysa 2014’te rol aldığı “Learning to Drive” filminde rol aldığı dönem filmin kadın yönetmeni Isabel Coixet, yapımcısı Dana Friedman ve senaristi Sarah Kernochan’a hayranlık duyduğu bilinmektedir. Hatta sinema sektörüne, kamera gerisinde daha fazla kadın bulunması gerektiği konusunda çağrıda bulunmuştur[2]. Bu ve bunun gibi asılsız iftiraların yer aldığı, Ermeni diasporasının finansal olarak desteklediği çok sayıda yoruma rastlamak mümkündür. Böyle iddialar Ermeni lobisi tarafından desteklenen yorumcuların propaganda için planlı bir şekilde çalıştığının göstergesidir.

The Ottoman Lieutenant” filmine gösterilen tepki Ermenis diasporasının giderek saldırganlaştığına yeni ve son bir örnektir. Bilhassa ABD’de Ermeni lobisinin tahammülsüzlüğünü gösteren benzer olaylar yaşanmıştır. Türkiye ve Türkiye ile ilgili her duruma tepki gösteren Ermeni Gençlik Federasyonu (AYF – Armenian Youth Federation) Kasım 2016’da California State University Nortridge’da, “Genç Atatürk” kitabının yazarı George Gawrych’in Atatürk haftasında yapacağı konuşmayı Türkiye aleyhine sloganlar atarak protesto etmiş, Gawrych’in konuşmasını engelleyebilmişlerdi. ABD’de üniversitelerinde Ermeni lobisinin saldırgan ve yıkıcı etkileri son zamanlarda artmıştır. Sadece protesto düzeyinde kalmayan faaliyetler Ermeni teröristlerini kahramanlaştırma noktasına kadar gelmiştir. 2015’te New York’ta Syracuse Üniversitesi dergisi Ermeni teröristleri cesaretlendirebilecek yazılara yer vermiştir[3]. Ermeni lobisinin faaliyetleri bu hareketlerinin müeyyidesiz kalmasından alınan cesaretle artarak devam etmektedir. Böyle bir ortamın yaratılması kuşkusuz Türkiye ve Ermenistan arasında diyalog kurulması amacını baltalamaktadır.

 

[1] “‘The Ottoman Lieutenant’ Review: Josh Hartnett and Ben Kingsley Star In a Lifeless Melodrama Set Against the Armenian Genocide” http://www.indiewire.com/2017/03/the-ottoman-lieutenant-review-ben-kingsley-josh-hartnett-michiel-huisman-armenian-genocide-1201790928/ [Erişim tarihi: 19 Mart 2017]

[2] “Ben Kingsley: Why I now know that women make the best directors of men” https://www.theguardian.com/film/2016/jun/04/ben-kingsley-women-best-directors--learning-to-drive [Erişim tarihi: 20 Mart 2017]

[3] MacCurdy, Marian Mesrobian. “Sacred Justice” http://sumagazine.syr.edu/2015fall-winter/features/sacredjustice.html [Erişim tarihi: 20 Mart 2017]


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten