
Yunan bağımsızlığının yıldönümünü olan 25 Mart Yunanistan için sembolik bir gündür. Önceki yıllarda olduğu gibi[1] Yunanistan, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bu sembolik günü anmak amacıyla kutlamalar yapılmıştır. ABD Başkanı ise 24 Mart'ta bu vesileyle ilgili şu açıklamayı yapmıştır:
“25 Mart 1821'de ‘Bağımsızlık ya da Ölüm’ sloganıyla harekete geçen Yunan devrimcileri, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bir bağımsızlık savaşı başlattı. Büyük çabalarla elde edilen zafer, egemen bir Yunan devleti ve Yunan halkı için de milli bir vatan oluşturdu. Yunan Bağımsızlık Günü'nün 204. yıldönümünde, özgürlük için verilen bu kahramanca mücadeleyi ve dünyaya ilham vermeye devam eden kalıcı demokratik idealleri şerefle anıyoruz.”
Açıklamada yarımadanın Yunan olmayan sakinlerinin akıbetlerine dair herhangi bir ifade olmaması gözden kaçmamıştır. Bu eksiklik önemlidir, zira 25 Mart yalnızca Yunan bağımsızlığının değil aynı zamanda 25 Mart’ı izleyen haftalar içinde imha edilen Tripoliçe, Mora ve çevre bölgelerdeki Türklerin hunharca yok edilmesinin de yıldönümüdür. Dahası, isyanın sloganı Beyaz Saray açıklamasında tasvir edildiği kadar asil ve zararsız da değildi. Yunan Başpiskoposu III. Germanos tarafından ilan edilen isyanın sembolik sloganı “Hristiyanlara Barış! Konsoloslara Saygı! Türklere Ölüm!” idi. Başpiskoposun sloganı İngiliz tarihçi William St. Clair'in belirttiği gibi gerçekten de acımasız bir etkinlikle uygulanmıştır:
“Yunanistan'ın Türkleri pek az iz bıraktılar. 1821 yılı ilkbaharında ani olarak, tümüyle ve dünyanın haberi olmadan, yok edildiler… 20.000'i aşkın Türk erkek, kadın ve çocuk, birkaç hafta süren boğazlamalar sırasında Grek komşuları tarafından katledildiler. Onlar kasten ve vicdan azabı duyulmadan öldürüldüler... Çiftliklerde veya tecrit edilmiş toplumlar halinde yaşayan Türk aileler, kısa bir sürede öldürüldüler; yakılan evleri, cesetlerinin üzerine yıkıldı. Olaylar başlayınca evlerini bırakarak en yakındaki kente sığınmaya çalışanlar da Yunan güruh tarafından yollarda öldürüldüler. Küçük kentlerde Türkler, evlerine kapanarak kendilerini korumaya çalıştılar, ama pek azı kurtulabildi. Bazı yerlerde açlığa dayanamayarak, hayatlarının bağışlanacağına dair onlara söz veren âsilere teslim oldular, ama yine de öldürüldüler. Ele geçirilen Türk erkekler derhal öldürülüyor, kadınlarla çocuklar köle olarak âsilere dağıtılıyor, ama daha sonra onlar da öldürülüyorlardı. Mora'nın her yanında sopa, orak ve birkaç tüfekle silahlanmış Yunan asiler çevreyi dolaşarak masumları öldürüyor, her yeri yağmalıyor ve ateşe veriyorlardı. Çoğu kez Ortodoks papazlar onlara önderlik ediyor ve ‘kutsal’ eylemlerinde onları kışkırtıyorlardı.”
Toplu şiddet mağdurlarının acılarını tanımaya yönelik olarak uygulanan bu çifte standart ve önyargılı tutum artık Avrupa ve ABD’de olağan bir bakış açısı haline gelmiştir. Sözde insanlığın ve insan haklarının baş savunucuları olanlar hiçbir zaman Türk mağdurların başlarına gelenler için bir üzüntü ifade etmedikleri gibi onları anma gereği de duymamışlardır. Bu durum Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemleriyle ilgili olarak Türkiye'ye yöneltilen yaygın nefret ve hakaret kampanyalarıyla güncellenmektedir. Avrupa Parlamentosu, diğer Avrupa kurumları ve ulusları, Yunanistan'dan tarihindeki bu kara sayfayı kabul etmesini veya geçmişiyle yüzleşmesini hiçbir zaman talep etmemiştir. ABD Kongresi ve ABD başkanları hiçbir zaman Yunan isyanının kurbanlarını anma adına bir çaba göstermemişlerdir. Yunan halkı veya Yunan devletinden hiçbir zaman bu mağdurların torunlarından özür dilemesi talep edilmemiştir.
Rahatsız edici son bir gelişme ise Yunan kilisesinin Amerika’daki Başpiskoposu Elpidophoros'un da Beyaz Saray'daki kutlamalara iştirak etmesi olmuştur. Başpiskopos kışkırtıcı ifadelerinde İstanbul’a “Konstantinopolis” olarak atıfta bulunmuştur. Bu ifade bilindiği gibi İstanbul hakkındaki Yunanlıların milliyetçi ve emperyalist emellerini yansıtmaktadır. Söz konusu başpiskoposun Türk karşıtı gösteriler ve konferanslar düzenleme konusunda uzun bir geçmişi vardır. Beyaz Saray'ın Yunan milliyetçilerinin Türklere karşı karalama kampanyalarını yürüttükleri bir mekân haline gelmesi üzüntü vericidir.
Bu tür yaklaşımlar yalnızca Türk ve Yunan halkları arasındaki ahenk ve barışı baltalamakla kalmamaktadır. Zira bu yaklaşımlar sadece Yunanistan'da olduğu gibi değil, aynı zamanda Kıbrıs’ta da Türklerin katledilmesine yol açan sapkın bir milliyetçilik çeşidini de cesaretlendirmekte ve teşvik etmektedir. Artık Batı’nın daima savunduğu ilkelere uygun hareket etmesinin ve Yunan milliyetçiliğinin kurbanı olan Türklerin acılarını kabul etmeye başlamasının ve onların torunlarına saygı göstermesinin zamanı gelmiştir.
*Resim: “Eski Balyabadra Başpiskoposu Germanos Devrimin Bayrağını Kutsuyor, 1865” – Kaynak: Greek City Times
[1] AVİM, “Yunan Bağımsızlığı: Anılar Ve Siyaset, ABD Başkanı Yaraya Tuz Serpiyor”, Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM), Yorum No: 2021/26, 26 Nisan 2021, https://avim.org.tr/tr/Yorum/YUNAN-BAGIMSIZLIGI-ANILAR-VE-SIYASET-ABD-BASKANI-YARAYA-TUZ-SERPIYOR
© 2009-2025 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
TERÖRLE MÜCADELEYE SÜRÜLEN KARA LEKE: HAMPİG SASUNYAN DAVASI
AVİM 20.01.2020 -
TÜRKİYE ERMENİLERİNİ DİASPORALAŞTIRMA ÇABALARI - I
AVİM 15.01.2019 -
AVİM’E “STRATEJİK VİZYON” ÖDÜLÜ
AVİM 24.09.2013 -
LOS ANGELES BAŞKONSOLOSU KEMAL ARIKAN’I 1982 YILINDA KATLEDEN HARRY (HAMPİG) M. SASSOUNİAN’IN ŞARTLI TAHLİYESİ
AVİM 21.12.2016 -
TEMMUZ 1914’TE GERÇEKLEŞTİRİLEN ERZURUM'DAKİ TAŞNAK KONGRESİ ÜZERİNE YENİ BİR MAKALE
AVİM 09.12.2021
-
SARKOZY ERMENİSTAN’DA I
Ömer Engin LÜTEM 11.10.2011 -
ABD’DE DEMOKRAT BAŞKAN ADAYI JOE BIDEN VE ULUSLARARASI POLİTİKA
Turgut Kerem TUNCEL 13.06.2020 -
FETHİYE’DE ŞEHİT DİPLOMATLARA SAYGI ANITI
Ali Murat TAŞKENT 31.08.2015 -
MADALYONUN DİĞER YÜZÜ: 24 NİSAN
AVİM 15.02.2019 -
19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!
AVİM 17.05.2015
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
“TÜRKİYE-AZERBAYCAN-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİNDE YENİ JEOPOLİTİK DÖNEM” BAŞLIKLI KONFERANS