SIRBİSTAN İLE KOSOVA ARASINDAKİ DİYALOGUN FORMATI DEĞİŞİYOR MU? - 26 Haziran 2012
Paylaş :
PDF İndir :

12.04.2009


AVİM, 26 Haziran 2012
Sırbistan ile Kosova arasında AB’nin arabuluculuğu altında yürütülen diyalogda son birkaç aydır tıkanma yaşanıyor. Kosova yetkilileri Sırbistan’la diyalog sürecine devam etmeden önce, iki taraf arasında daha evvel varılan anlaşmaların Belgrad tarafından uygulandığını görmek istiyor. Sırbistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç 14 Haziran’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile görüştükten sonra, Sırbistan ile Kosova arasındaki diyalogun başbakanlar seviyesine çıkartılması gerektiğini açıklamıştı. Oysa Kosova, Sırbistan’la var olan teknik diyalogun formatında da bir değişikliğe gidilmesine sıcak bakmıyor.

Kosova hükümeti son zamanlarda ülkenin egemenliğini ilgilendiren iki projeyle meşgul oluyor. Birincisi, Kosova’nın bağımsızlığın uluslararası toplum tarafından denetlenmesi sürecinin sonlandırılmasına çalışıyor. Bu kapsamda, Kosova hükümetini ve Kosova’da yaşayan değişik toplulukları yönlendirmek maksadıyla oluşturulan Uluslararası Sivil Ofisi’nin (ICO) yetkilerinin Kosova kurumlarına aktarılması için 21 kanunun değiştirilmesi üzerine çalışılıyor. Kosova yetkilileri, dost ülkelerin desteğiyle önümüzdeki sonbaharda Kosova’nın bağımsızlığının denetlenme sürecinin sona erdirilmesini bekliyor.

Kosova yönetiminin ikinci önemi projesi, bölünmüş Mitroviça şehrinin kuzey kısmında Kosova Hükümeti’ne ait bir İdari Ofis açmaktır. Sırpların kontrol ettiği Mitroviça’nın kuzeyinde Kosova kurumlarının etkinliği bulunmuyor. Açılacak olan İdari Ofis’le ise Mitroviça’nın kuzeyinde de bütün devlet hizmetlerinin sağlanması ve altyapı projelerinin desteklenmesi hedefleniyor. Bu yoldan bölgedeki Sırpların Kosova günlük yaşamına ve Kosova kurumlarına bütünleştirilmesi amaçlanıyor. Ne var ki Mitroviça’daki Sırplar ve siyasi temsilcileri, Kosova Hükümeti’nin İdari Ofisi’ni boykot edeceklerini ve hizmetlerinden istifade etmeyeceklerini söylüyor. Kosova’nın kuzeyindeki Sırplar Sırbistan’dan destek alarak, kendilerine özgü geliştirdikleri paralel kurumların feshedilmesine de karşı çıkıyor. Gerçi, AB üyeliği için müzakere tarihi alabilmesi için, Sırbistan’ın Kosova’nın kuzeyindeki paralel kurumları feshetmesi gerektiği şartı gittikçe daha açık bir şekilde ortaya koyuluyor. Kosova’nın kuzeyine ilişkin nihai çözüm üretmek için ise, Sırbistan’la Kosova arasında diyalogun sürmesi gerekiyor.

24 Şubat 2012’de Belgrad ile Priştina, Kosova’nın bölgesel forumlarda temsili ve entegre sınır yönetimi konularında bir mutabakata varmıştı. Bu mutabakatın uygulanmasının denetimi ise AB’ye bırakılmıştı. Ne var ki taraflar mutabakatta yer alan Kosova’nın bölgesel forumlarda temsili ve sınırda hareket özgürlüğü hakkındaki ifadeleri farklı şekillerde okuyor. Söz konusu ifadeleri açıklığa kavuşturmak maksadıyla, Sırbistan ile Kosova arasındaki diyaloga AB adına arabuluculuk yapan Robert Cooper 20-21 Haziran tarihlerinde Belgrad ile Priştine’yi ziyaret etti. Ne var ki Sırbistan’da 6 Mayıs’ta gerekçeleşen seçimlerin ardından yeni hükümetin henüz kurulamamış olması nedeniyle, Cooper’in bu ziyareti fazla sonuç üretemedi.

Belgrad ile Priştine arasında teknik konulardaki diyalogun devam etmesinin her iki tarafa da faydaları vardır. Ne var ki Belgrad teknik diyalogun ötesinde, Kosova’yla siyasi bir diyalog başlatmayı planladığını gizlemiyor. Aslında Belgrad öteden beri siyasi diyalog sayesinde Kosova’nın statüsünü yeniden tartışmaya açmayı hedefliyordu. Ancak bu sefer Belgrad Sırpların kontrol ettiği Kosova’nın kuzeyine bir çeşit özerkliğin verilmesine odaklanmış bulunuyor. Belgrad’ın bu yöndeki beklentisi yüzünden Kosova hükümeti mevcut diyalog formatının değiştirilmesine ve Sırbistan’la siyasi diyaloga girmeye sıcak bakmıyor.

Ancak eninde sonunda Sırbistan ile Kosova bir çeşit siyasi uzlaşmaya varmak zorunda kalacaktır. Şimdiden söz konusu uzlaşmanın iki Almanya modeline benzetilebileceği üzerinde duruluyor. Şöyle ki Doğu ve Batı Almanya birbirlerini tanımamış olmasına rağmen, her ikisi de BM’de temsil bulabiliyordu. Sırbistan ve Kosova’nın da buna benzer geçici bir çözümle, birbirlerini tanımasalar da, ilişkilerini normalleştirmeleri bekleniyor. Bunun sayesinde iki tarafın da Avrupa ve Atlantik kurumlara bütünleşme yolundaki engelleri ortadan kalkardı. Ancak iki Almanya modeli uzun vadede birleşmeyi hedefliyordu. Sırbistan ve Kosova örneğinde ise uzun vadeli amaç barışçıl ortamda ayrılmak olarak tasarlanıyor. Bu model ilk bakışta Kosova’nın lehine gibi gözüküyor. Ancak Kosova yetkilileri de tamamen kazançlı çıkamayacaklarını, Kosova’nın kuzeyinde Sırplara özel bir statü tanımaya zorlanabileceklerini biliyor.




Henüz Yorum Yapılmamış.