NİKOLİÇ’İN SEÇİMİ SIRBİSTAN İÇİN BİR ŞANS OLABİLİR - 22 Mayıs 2012
Paylaş :
PDF İndir :

12.04.2009


Dr. Erhan Türbedar, TEPAV Dış Politika Analisti

AVİM, 22 Mayıs 2012

Sırbistan’da gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda Sırp İlerleme Partisi (SNS) adayı Tomislav Nikoliç, rakibi Boris Tadiç’e karşı yaklaşık yüzde 2’lik oy farkı elde ederek ülkenin yeni cumhurbaşkanı seçildi. Nikoliç 2004 ve 2008 yıllarında da Tadiç’e karşı cumhurbaşkanlığı koltuğu için yarışmış, ancak başarılı olamamıştı. Seçim zaferinin ilanı ardından gazetecilere yaptığı konuşmada Nikoliç, Sırbistan’ın AB’ye üye olma çabalarını sürdüreceğini, Kosova’daki Sırplara sahip çıkacağını, ayrıca yolsuzluklara ve yoksulluğa karşı mücadele edeceğini söyledi.

2003 yılında öldürülen Sırbistan Başbakanı Zoran Cinciç ve halefi Boris Tadiç, 2000 sonrası dönemde Sırbistan’da işbaşına gelen demokratik yönetimin sembol isimleridir. Ülkedeki milliyetçi partilere karşı başarılı olabilmeleri için bu iki lider yıllarca seçimlerde Batılı ülkelerden mutlak destek gördü. Sırbistan’da gerçekleşen son seçimlerde ise Tadiç’in iktidarda kalması için Batılı ülkelerin eskisi kadar çaba sarf etmemiş olmaları dikkat çekti. Her şeyden önce uzun süreden beri hem Vaşington hem de Brüksel’in gündemini çok farklı ve çok daha önemli konuların meşgul ettiği biliniyor. Diğer taraftan daha önceki yıllarda aşırı milliyetçi duruşuyla tanınan Tomislav Nikoliç’in bu sefer Batılı ülkelere değiştiği yönünde mesajlar vererek, kendini daha kabul edilebilir bir seçenek haline getirdiği söylenebilir.

Nikoliç’in geçmişteki sicilinin ne kadar kirli olduğunu gösteren temel olgulardan birisi, eski yakın meslektaşı Voyislav Şeşel’in savaş suçları işleme ithamıyla Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanıyor olmasıdır. Ancak 2008 yılında Sırp İlerleme Partisi’ni kurarak Şeşel ile yollarını ayıran Nikoliç, en azından söylemsel düzeyde Avrupa yanlısı bir gündemi ve daha ılımlı bir duruşu benimseme yoluna gitti. Bu kapsamda Nikoliç, henüz ikna edici olamadıysa da, komşu ülkelere karşı da daha yapıcı bir tutuma girdi. Şimdi de Nikoliç gerçekten değiştiğini ispatlamak, geçmişten kendini temizlemek ve dünya gözünde meşruiyet elde etmek için bir fırsat elde etmiş bulunuyor. Aslına bakılırsa, söz konusu fırsat bütün Sırbistan’ın önüne sunulmuş bir fırsattır. Kosova sorunu yüzünden Sırbistan aşırı milliyetçileri uzun süre dönüşüm gerçekleştiremiyor ve savaşların yaşandığı 1990’lı yıllara ait zihniyetten kurtulamıyordu. Bu nedenle Nikoliç’in Sırbistan’ın yeni cumhurbaşkanı olarak sergileyebileceği olumlu davranışlar, Sırbistan’daki milliyetçilerin bir dönüşüm yaşamasına yol açabilir. Oysa böyle bir dönüşüm, Sırbistan’ın komşu ülkeleriyle daha gerçekçi bir şekilde barışmasına yol açabilir.

Tadiç’in seçimleri kaybetmiş olmasına gelince, bu hususu birçok faktör çerçevesinde izah etmek mümkündür. Her şeyden önce Nikoliç’in zaferinin çoğu analistler için sürpriz olduğu belirtilmelidir. Cumhurbaşkanı seçiminin birinci turunda Tadiç küçük bir farkla olsa dahi Nikoliç’in önündeydi ve seçimin ikinci turu için siyasi partilerin çoğunluğunun desteğini sağlamıştı. Bu nedenle seçmenlerin bir kısmı muhtemelen Tadiç’in ikinci turda kesin kazanacağını düşünerek, sandığa gitme noktasında tembellik etti. Nitekim cumhurbaşkanlık

seçiminin ikinci turunda daha düşük bir katılım oranının gerçekleştiği belirtilmelidir. Geleneksel olarak Nikoliç’in seçmenlerinin Tadiç’in seçmenlerinden daha disiplinli oldukları ve oy hakkını kullanmayı ihmal etmemeye çalıştıkları da vurgulanmalıdır.

Tadiç’in seçim kampanyası da seçmenlerinin bir kısmını üzmüş gibi gözüküyor. Özellikle kendi seçim vaatlerine odaklanacağına, Tadiç daha çok Nikoliç’i karalamakla uğraşıp durdu. Diğer taraftan, yıllardır Sırbistan kurumlarını kontrolü altında tutan Tadiç’in, yolsuzluklara karşı mücadele noktasında yeterince kararlı bir duruş sergilememiş olması nedeniyle de cezalandırılmışa benziyor. Cumhurbaşkanlık seçiminin ikinci turuna birkaç gün kala gerçekleşen TV düellosunda da Nikoliç Tadiç’ten daha başarılı çıkışlar yaptı.

Sırbistan’ın yeni cumhurbaşkanının belli olmasıyla birlikte, sıra Sırbistan’ın yeni hükümetinin kurulmasına geldi. 6 Mayıs 2012’de gerçekleşen seçimlerde hiçbir siyasi parti tek başına hükümeti kurabilecek kadar oy alamamıştı. Geleneksel olarak Tadiç’in lideri olduğu Demokratik Parti’nin hükümeti kurma potansiyeli, Nikoliç’in Sırp İlerleme Partisi’nin potansiyelinden daha güçlüdür. Diğer taraftan 6 Mayıs seçimlerinin ardından Demokratik Parti (DP) ile Sırbistan Sosyalist Partisi’nin (SPS) başını çektiği koalisyonlar, diğer bazı küçük partilerin de desteğiyle hükümeti kurma noktasında bir prensip anlaşmasına varmıştı. Ne var ki Nikoliç’in cumhurbaşkanlık seçiminin ikinci turundaki zaferinin, söz konusu prensip anlaşmasının temellerini kısmen sarsmış olabileceğine inanılıyor. En azından hükümet pazarlıklarının daha çetin geçeceğine ve Sırbistan’ın yeni hükümete çok kısa zamanda kavuşamayacağına dikkatler çekiliyor. Mevcut koşullarda Sırbistan’ın bir önceki hükümetinin özünün, biraz farklılaştırılmış bir koalisyonla yeniden işbaşına gelme olasılığının yüksek kalmaya devam ettiği söylenebilir. Yine de, Nikoliç’in seçilmesiyle birlikte hükümet konusunda sürprizlere da hazırlıklı olunmalıdır.




Henüz Yorum Yapılmamış.