İSKOÇYA VE KUZEY İRLANDA’NIN BREXİT KÖRDÜĞÜMÜ
Paylaş :
PDF İndir :

10.10.2018


TRT Haber (9 Ekim 2018)

İskoçya Bölgesel Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon, İrlanda krizini çözmek için sunulan önerinin, İskoçya için de geçerli olması gerektiğini savundu.

Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği (AB) arasında, İngiltere'nin AB'den ayrılması (Brexit) müzakerelerini tıkayan "İrlanda sınırı" anlaşmazlığına İskoçya da dahil oldu.

İskoçya Bölgesel Yönetimi Başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi Genel Başkanı Nicola Sturgeon, İrlanda krizini çözmek için sunulan önerinin İskoçya için de geçerli olması gerektiğini savundu.

"Backstop" adı verilen protokol, Londra ile Brüksel'in Brexit ile ilgili nihai anlaşmaya varamaması halinde, Kuzey İrlanda ile İrlanda arasındaki mevcut sınır uygulamalarının devam etmesini öngörüyor.

Bu durum, AB'den ayrılma sürecindeki Birleşik Krallık'a bağlı Kuzey İrlanda'nın AB ekonomik alanında kalması anlamına geliyor.

Sturgeon, İskoçya'nın da tek pazarda kalabilmesi için aynı çözümün İskoçya-İngiltere arasında da hayata geçirilebileceğini savundu.

İskoç lider, Kuzey İrlanda'nın AB ekonomik alanında kalıp kendilerinin ayrılmasının iki bölge arasında rekabete yol açabileceğini ifade etti.

"Backstop" önerisinin İskoçya için de geçerli olması çağrısı, bağımsızlık tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Sturgeon, bağımısızlık taleplerinden vazgeçmediklerini ancak bağımsızlığı "hararetli Brexit müzakerelerini kaosa sürükleyerek elde etmek istemediklerini" söyledi.

 

Brexit süreci

İngiltere, Haziran 2016'da yapılan referandumla yüzde 48'e karşı yüzde 52 oyla AB'den ayrılma kararı almış, 29 Mart 2017'de de Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini işleterek ayrılık sürecini resmen başlatmıştı.

Haziran 2017'de başlayan müzakerelerde taraflar, geçen yılın sonunda İngiltere'nin AB bütçesine taahhütlerinden kaynaklanan yüklü bir "ayrılık ücreti"nin ödenmesi ile vatandaş haklarının da aralarında yer aldığı bir dizi konuda ön anlaşmaya varmıştı.

Müzakerelerin sonunda bir anlaşmaya varılsa da varılmasa da İngiltere 29 Mart 2019'da AB'den resmen ayrılmış olacak.

İngiliz hükümeti son 3 aydır ülkenin AB ile herhangi bir anlaşmaya varılmadan Birlikten ayrılması seçeneğine yönelik hazırlıklarına hız verirken, uzmanlar bunun İngiliz ekonomisi üzerinde yıkıcı etkileri olacağı uyarısını yapıyor.

İngiltere'de Brexit sürecini durdurmaya yönelik faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları da var. Zaman zaman düzenledikleri yürüyüşler ile kamuoyu gündemine gelen bu gruplardan birine Macar asıllı ABD’li iş adamı George Soros da mali destek veriyor. Sivil toplum kuruluşlarının öncelikli hedefini Brexit konusunda halka yeniden fikrinin sorulacağı ikinci bir referanduma gidilmesi oluşturuyor.

 

İskoçya'nın durumu

İskoçya’da 2014’te yapılan bağımsızlık referandumundan, yüzde 55 ile İngiltere ile Birlikte kalma kararı çıkmıştı. Sonuçta, İskoçya’nın İngiltere’den ayrılması durumunda AB’den de ayrılmış olacağı şeklindeki propaganda etkili olmuştu.

Brexit referandumunda yüzde 62 oranında AB’de kalınmasından yana oy kullanılan İskoçya’da, ülke genelinde Brexit tarafının kazanmasının ardından bağımsızlık talepleri yeniden yükselmeye başlamıştı.

Ancak yeni referandum talebi İskoç Ulusal Partisi'nin 2017 erken seçiminde 21 milletvekili kaybetmesiyle geçici olarak askıya alınmıştı.

İngiltere'nin AB'den anlaşmasız bir şekilde ayrılması halinde İskoçya'daki bağımsızlık hareketinin güçlenmesine kesin gözüyle bakılıyor.

İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda Londra’daki merkezi hükümetin yönettiği Birleşik Krallık çatısı altında yer alıyor.

Kaynak: Euronews




Henüz Yorum Yapılmamış.