AVRUPA KARIŞIYOR! İKİ ÜLKE KARŞI KARŞIYA
Paylaş :
PDF İndir :

03.11.2017


Vatan (03 Kasım 2017)

İspanya Ulusal Mahkemesi, "devlete karşı başkaldırma, ayaklanma ve  kamu malını kötüye kullanmakla" suçlamasıyla Belçika'da bulunan eski Katalan  Başkan Puigdemont ile Antoni Comin (Sağlık Bakanı), Clara Ponsati (Eğitim  Bakanı), LLuis Puig (Kültür Bakanı) ve Meritxell Serret (Tarım Bakanı) hakkında  tutuklama kararı verdi. İspanya hükümeti, Avrupa çapında tutuklama kararı  çıkartılmasının ardından Belçika'dan bu kişilerin iade edilmesini talep etmeye  hazırlanıyor.

 

Avrupa Tutuklama emri nedir?
Avrupa tutuklama emri, cezai bir takibat gerçekleştirilmesi, bir  hürriyeti bağlayıcı ceza veya bir tutuklama emrinin uygulanmasını sağlamak için Avrupa Birliği (AB) üyesi bir ülkenin başka bir üye devletten bir kişinin  tutuklanması ve teslimini sağlamak için çıkarılan adli karar olarak tanımlanıyor.
 
2004 yılında yürürlüğe giren karar, AB üyesi ülkeler arasında iade  etme sistemini kolaylaştırmayı ve süreçteki siyasi karar alma mekanizmalarının  etkilerini asgari düzeye indirmeyi hedefliyor. AB ülkeleri her yıl Avrupa çapında  binlerce tutuklama emri kararı alıyor.
 
Bir AB ülkesinin bir kişi hakkında Avrupa çapında tutuklama emri  çıkarması durumunda, talep edilen kişinin bulunduğu ülkedeki yetkililer  bilgilendiriliyor ve Schengen sistemine uyarı veriliyor.
 
Bu noktadan sonra hakkında tutuklama ve iade emri bulunan kişinin  tutuklanarak göz altına alınması, ifadesinin 24 saat içinde alınarak yasal  haklarının yerine getirilmesi gerekiyor.
 
Talep edilen kişinin teslim edilmeye rıza göstermesi durumunda, Avrupa  tutuklama emrinin 10 günlük bir sürede gerçekleşmesi gerekiyor. Kişinin rızası  olmaması durumunda ise süreçin uygulanması için 60 gün süre tanınıyor.
Öte yandan, Avrupa tutukluluk emrinin yerine getirilmesinin  reddedilmesi durumunda, gerekçe gösterilmesi zorunlu tutuluyor.
 
Belçika'nın seçenekleri
Belçika kanunları uyarınca Avrupa tutuklama emrine karşı çıkmak için  üç yol bulunuyor. İlk olarak, Belçika'dan talep edilen kişinin davasının zaman  aşımına uğraması durumunda karar reddedilebiliyor.
 
İkinci yol ise talep edilen kişinin iade edilmesi durumunda  yargılanacağı ülkede insan haklarının ihlal edileceği iddiası olarak ortaya  çıkıyor. İkinci yolun izlenmesi durumunda Belçika mahkemesine iade edilecek  kişinin yargınlanacağı ülkede insan hakları ihlaline uğrayıp uğramayacağını  incelemesi için 15 gün süre tanınıyor.
 
Üçüncü yol da AB içinde Belçika'ya özgü bir yol olarak ortaya çıkıyor.  Diğer üye ülkelerden farklı olarak, Belçika başka bir AB ülkesi vatandaşına  iltica hakkı tanıyor.
 
Puigdemont "insan hakkı ihlali" kozunu kullanabilir
Puigdemont'un Belçikalı avukatı Paul Bekaert, müvekkillerini "iade  edileceği ülkede insan hakları ihlallerine uğrayacak" gerekçesiyle savunarak isim  yapmış biri olarak tanınıyor.
 
Bekaert'ın daha önce Belçika'da ETA terör örgütüne mensup olduğu iddia  edilen iki kişinin İspanya'ya dönmeleri durumunda "insan haklarının ihlal  edileceği" gerekçesiyle iade edilmesini engellediği biliniyor.
 
Öte yandan, 2000-2016 yılları arasında  terör örgütü DHKP-C mensubu  Fehriye Erdal'ın da avukatlığını yapan Bekaert'ın aynı yöntemi Erdal için de  uyguladığı görülüyor.
 
Bekaert, Erdal'ın Türkiye'ye iadesini engellemek için "insan hakkı  ihlali" gerekçesini kullandığı, iade edilmesi durumunda Türkiye'de "idam cezasına  çarptırılacağı" bahanesiyle Belçika mahkemelerini yanlış bilgilendirdiği  biliniyor.
 
"ETA'cı avukat"ın yanı sıra "insan hakları" uzmanı olarak da tanınan Bekaert'ın Puigdemont için de bu gerekçeyi kullanması bekleniyor. Tutuklanması  durumunda Puigdemont için öngörülen hapis cezasının toplamda yaklaşık 50 yıla  olmasının da bu çerçevede Bekaert'ın elini güçlendireceği düşünülüyor.
 
Eski Katalan lider iltica başvurusunda bulunabilir
Belçika'nın diğer üye ülkelerden farklı olarak AB vatandaşlarına  iltica hakkı tanıması eski Katalan lidere bir imkan tanıyor. Ancak bu uygulama,  çok nadiren uygulanıyor.
 
Bağımsız bir idari birim tarafından incelenen iltica başvuruları,  talep eden kişinin vatandaşı olduğu ülkede gerçek anlamda "işkence ve zulme"  maruz kalma ihtimalini değerlendiriyor.
 
AB ülkelerinde insan hakları açısından belli bir standartın  gözetildiği düşüncesiyle hareket eden iltica birimi, bu nedenle AB vatandaşlarına  iltica hakkı verme konusunda öncelikli davranmıyor.
 
Son 5 yılda Belçika'da herhangi bir AB vatandaşına iltica hakkı  verilmediği görülüyor.
 
Puigdemont'un Belçika'ya iltica edebilmesi için ülkesine dönmesi  durumunda "işkence ve zulme" maruz kalacağını kanıtlamasının yanı sıra,  İspanya'da korunamayacağını ispat etmesi gerekiyor.
 
Belçika Puigdemont'u iade edebilir
Belçika ile İspanya arasındaki diplomatik ilişkiler bu çerçevede ilk  kez gerilmiyor.
 
1990'lı yıllarda Belçika'nın ETA terör örgütüne mensup kişilere  sığınma hakkı tanıması ve İspanya'da "adil bir yargılanma süreci olmayacağı"  iddiasıyla bu kişileri İspanya'ya iade etmemesi nedeniyle ilişkilerin birçok kez  gerildiği görülüyor.
 
Son 20 yıllık zaman diliminde, Belçika'nın terörle iltisaklı olduğu  düşünülen 5 kişiyi İspanya'nın talebine rağmen iade etmediği biliniyor.
Geçen sene ise Belçika yargısının ETA terör örgütü mensubu olduğu  iddia edilen ve 2013 yılında Gent şehrinde tutuklanan Natividad Jauregui adlı  kişiyi İspanya'ya iade etmeyerek gerilimi artırdığı biliniyor.
 
Ancak İspanya'nın Puigdemont konusunda çok daha hassas olmakla  birlikte daha ısrarcı davranması bekleniyor.
 
Belçika'nın iç dinamikleri iadeyi teşvik ediyor
Öte yandan Belçika'nın kendi iç dinamikleri de Puigdemont'un iadesini  teşvik eder nitelikte.
 
Belçika'da Charles Michel başbakanlığındaki hükümetin ortağı olan ve  Flamanya bağımsızlığını savunan Flaman milliyetçiler karşısında, Michel  hükümetinin Puigdemont'a karşı tavizkar davranarak kendi ülkesindeki ayrılıkçı  hareketleri cesaretlendirmek istemeyeceği düşünülüyor.
 
Diğer yandan, AB bir bütün olarak Katalonya'nın bağımsızlığına karşı  çıktığını açıkça belirtirken, Belçikalı yetkililerin Puigdemont'un iadesini  reddederek ayrılıkçıları destekleyen bir tutum sergileme ihtimali de düşük  görülüyor.
 
Puigdemont'un iadesinde etkili olabilecek diğer bir faktör ise Avrupa  tutuklama emri sisteminin üye ülkeler arasında "karşılıklı güven" prensibine  dayalı olması. AB verileri, 2005-2014 yılları arasında çıkartılan Avrupa  tutuklama ve iade etme emirlerinin yüzde 75'inin yerine getirildiğini gösteriyor.
 
Puigdemont, "Brüksel'e AB'nin kalbi olduğu" için geldiğini belirtiyor.  Eski Katalan liderin bu kararı, bir yandan Belçika-İspanya ilişkilerini germe  potansiyeli taşırken, diğer yandan kendi ayrılıkçı Flaman hareketini  cesaretlendirerek Belçika'ya zor bir duruma sokuyor.
 
http://www.gazetevatan.com/avrupa-karisiyor-iki-ulke-karsi-karsiya--1115649-dunya/



Henüz Yorum Yapılmamış.