02.10.2012 SETimes Southeast European Times için Belgrade ve Priştine'den Bojana Milovanovic ve Linda Karadaku'nun haberi Sırbistan Başbakanı Ivica Daciç'in son açıklamaları, Sırp diplomasisinin Kosova'nın parçalanması ve bunun sonucunda da Belgrad'ın ülkenin kuzeyindeki Sırp yoğunluklu bölgeyi kontrol altına alması şeklindeki eski fikrini tekrar gündeme getirdi. 22 Eylül'de Belgrad merkezli Pink TV'ye konuşan Daciç, "[Kosova'nın] parçalanmasının mümkün olan tek gerçekçi çözüm olduğuna hala inanıyorum ve Priştine'deki Arnavutların da bunu kabul edeceğine eminim." dedi. "Ancak bu, böyle bir durumun bölgede şok dalgaları yaratıp yaratmayacağı sorusunu gündeme getirirken, aynı zamanda Sırbistan'ın parçalanmasının şok dalgalarına yol açacağı gerçeğinden de kaçınılıyor." Kosova Başbakanı Haşim Thaci 28 Eylül Cuma günü AFP'ye verdiği demeçte, parçalanmanın "asla gerçekleşmeyeceğini" belirterek şunları söyledi: "Parçalanma, en az altı ülkenin sınırlarının değişmesi anlamına gelir." Analistler, bu fikrin asla gerçeğe dönüşmeyeceğini ileri sürüyor. Belgrad'daki Sosyal Bilimler Enstitüsü siyasi analistlerinden Dejan Vuk Stankoviç, Kosova'nın parçalanmasının gerçekçi olmadığını ve şu anda düşünülen veya tartışılan bir konu olmadığını söylüyor. SETimes'a konuşan Stankoviç, "Rusya da dahil olmak üzere temas grubundaki hiçbir ülke, bu fikri asla telaffuz etmiş değil. Bu daha çok, Sırp siyasetinin uluslararası camia tarafından asla desteklenmemiş eski bir fikrin tekrar gündeme getirilmesinden ibaret." diyor. Belgrad Siyasi Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Predrag Simiç de buna katılıyor. Simiç, üst düzey devlet yetkilileri farklı mesajlar gönderip durduğu için, Sırbistan'ın şu anda Kosova konusunda net ve tek bir tutuma sahip olmadığını söylüyor. SETimes'a konuşan Simiç, "Başbakan Kosova'nın bölünmesini savunurken, Cumhurbaşkanı [Tomislav] Nikoliç ve Başbakan Yardımcısı Vuciç farklı ve daha kararlı tutumlar dile getiriyor. Ülkede Kosova konusunda çokseslilik var ve bu da yeni iktidar koalisyonunun net bir platforma ve uzlaşmaya sahip olmadığı anlamına geliyor, ki bu da sorun demektir." diyor. Kosovalı analist ve üniversite öğretim görevlisi Belul Beqaj, parçalanmanın AB'nin üzerine inşa edildiği konsepte aykırı olduğunu ve bölgede domino etkisi yaratacağını söylüyor. SETimes'a konuşan Beqaj, "İstenen şey, çok ırklı toplumlar oluşturulması ve bunların korunmasıdır, (Daciç'in) fikriyse tek ırklı devletler yaratmakla ilgilidir." diyor. Stankoviç'e göre bu, seçmenleri Kosova'nın Sırbistan'ın denetimine geri döndürülebileceği fikrinden uzaklaştırma amaçlı bir girişim. Stankoviç, başbakanın "kurtarılabileni kurtarmak istediğini" söylüyor. Simiç, uluslararası toplumun Sırbistan'a biraz baskı yaptığını ve yeni makamların fazla seçeneği olmadığını söylüyor. Simiç, "Sırbistan'ın ekonomik durumu karmaşık ve yıl sonuna kadar bütçe açığını kapatmak için 3 milyon avro bulması gereken birisi, Kosova konusunda kavgaya tutuşacak birisi değildir. Ve tüm bunlar, iktidar koalisyonu için ciddi bir sınavdır." diyor. Kosova'nın nihai akıbetiyle ilgili kararların Sırplar veya Arnavutlar tarafından değil, küresel güç odakları tarafından alındığını söyleyen Stankoviç, "Bence Amerika, Kosova üzerinde Rusya'ya kıyasla çok daha fazla nüfuz sahibi." diye de ekliyor. Analist, Sırbistan şu dönemde Kosova'nın bölünmesi için resmi çağrıda bulunacak olsa, uluslararası toplumun çok bir desteğine güvenemeyeceğini düşünüyor. Muhalefetteki Kosova Demokratik Birliği meclis grubunun parti denetçisi Ismet Beqiri de aynı fikri paylaşıyor. Beqiri, partisinin Ahtisaari Paketinden geri çekilmeye yönelik her türlü plan veya girişime veya Kosova Anayasasına aykırı olan her şeye karşı olduğunu söylüyor. SETimes'a konuşan Beqiri, "Bu yüzden de Sırbistan ile yapılacak siyasi müzakerelere karşıyız. Kosova'nın iç düzeniyle ilgili konularda Sırbistan ile görüşmesi için bir neden göremiyoruz. Bu gibi açıklamalar, Sırbistan'ın Kosova'ya karşı Orta Çağ'dan kalma bir yaklaşım ve zihniyet içinde olduğunu gösteriyor." diyor.