PDF İndir :
Memleket (9 Mayıs 2017)
Türkmenler varoluş mücadelesi veriyorHİSDER’de Irak’taki Son Gelişmeleri anlatan Türkmeneli Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dr. Aydın Beyatlı, “Türkmenler Irak’ta varoluş mücadelesi veriyor. Yanlış bir hareket sadece Kerkük’ü değil, bütün bölgeyi yakar” dedi.
Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde, Irak’taki son gelişmeler ve Türkmenlerin mücadelesi dile geldi.
Türkmeneli Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dr. Aydın Beyatlı, Musul ve Kerkük başta olmak üzere Türkmenlerin yaşadığı şehir ve bölgelerde son derece önemli gelişmeler yaşandığını belirterek “Türkmenler, Irak’ta varoluş mücadelesi veriyor. Ufak bir yanlış hareket sadece Kerkük’ü değil, bölgeyi yakacak duruma gelindi” dedi. Önemli açıklamalar yapan Dr. Aydın Beyatlı, bayrak krizinden referandum ve Kürdistan’ın kurulmasına varıncaya kadar önemli uyarılarda bulundu. Dr. Beyatlı, Kerkük’n bölünmesi durumunda Irak’ın da bölüneceğine dikkati çekti.
Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbette, bölgede cereyan eden son gelişmeler ışığında Irak ve Suriye Türkmenleri ile Kerkük’ün tarihi geçmişi, zengin petrol kaynakları, aidiyeti ve kimliği hakkında geniş bilgi veren Dr. Beyatlı, Amerika’nın Irak’ı işgal etmesiyle birlikte Kerkük’teki nüfus kayıtları ve tapu dairelerinin tahrip edilip yakıldığını, devlet dairelerinin talan edilip yağmalandığını, işgalin ardından sahte “Kerkük” nüfus kâğıdı ve gıda karnesi düzenleyerek 600 bin Kürt’ün Kerkük’e yerleştirildiğini ve böylece demografik yapının Türkmenler aleyhine değiştirildiğini dile getirdi.
KERKÜK IRAK’IN EMNİYET SUPABIDUR
“Kerkük Irak’ın, Irak da Orta Doğu’nun emniyet subabıdır. Kerkük, Kürt bölgesine geçerse Irak çözülür, Irak da bölünürse Orta Doğu’da bölünmeler başlar” diyen Dr. Beyatlı, Kerkük’ün önemini şu sözlerle dile getirdi: “Petrol kenti olan Kerkük’ün petrol rezervleri 9 milyar varile yaklaşıyor. Irak petrolünün mevcut üretiminin yüzde 42’si Kerkük’te gerçekleşiyor. Dünya petrollerinin %4’ü Kerkük’te üretilmekte. Kerkük’te merkezi hükümete bağlı güvenlik ve polis güçleri, Peşmerge silahlı güçleri, KYB’nin işbirliği yaptığı PKK ve Daiş terör örgütü ile İran’ın kontrolü sağladığı Iraklı Şii milislerinden oluşan Haşdi El-Şabi güçleri (130.000).”
BAYRAK KRİZİ
Önce Ankara ve İstanbul’da asılan ve daha sonra Kuzey Irak’a yansıyan Kürdistan bayrağı asma krizine de değinen Beyatlı, Süleyman Şah türbesinin Türkiye sınırına doğru çekilmesinin büyük bir hata olduğunu ve karşı tarafa Türkler korkuyor algısı olarak yansıtıldığını belirterek “Kerkük İl Meclisi, Kürt bayrağının Kerkük’ün resmi makamlarına asılmasını, Kürtçenin resmi dil olarak Kerkük’te kullanılmasını 28 Mart 2017’de zorunlu kıldı. Dünyadan ve kimseden ses çıkmayınca bu sefer 4 Nisan’da Kerkük Meclisi’nin Kürt üyeleri Kerkük’te bir referandum yapılmasına karar verdiler. Buna da kimseden ses çıkmayınca bu sefer Kuzey Irak Kürt Yönetimi işi daha da ileriye götürerek bağımsız Kürdistan olabilmek için komisyon kurulmasına karar verdi. Irak Meclisi, Ankara, Tahran ve ABD hükümetlerinin uyarılarına rağmen uygulama devam ediyor” dedi.
Irak ve Suriye’de Türkmenlerin mücadelesini aşan bir sürece girildiğini, Amerika ile Rusya’nın, burada Türkiye’siz bir oyun oynayamadıklarına da dikkati çeken Beyatlı, Türkiye’nin Suriye’de PYD’ye, içeride de PKK’ya karşı başarılı bir mücadele yürütmesinin Irak ve Suriye’deki Kürt, PKK ve İran’a bağlı milis güçlerini korkuttuğunu, Süleymaniye ile Erbil’de Talabani ile Barzani sürtüşmesinin artarak devam ettiğini belirtti.
TÜRKİYE NE YAPABİLİR…
Bu aşamada Türkiye’nin, önce diplomatik girişimlere hız vermesi gerektiğini, sınır kapılarının kapatılması dahil ekonomik yaptırımların uygulanabilirliği üzerinde de duran Beyatlı, “Türkiye’nin Suriye üzerinden yapacağı artık çok sınırlıdır. Ancak Irak üzerinden bir askeri harekâtı hâlâ mümkün. Sayın Cumhurbaşkanının “Bir gece ansızın gelebiliriz” demesi, bizm yüreğimize su serperken başkalarının yüreğine ise korku saldı. Türkiye, İran ve Irak, ABD’nin ne yapacağını beklemeden yapması gereken şeyleri yapmalıdırlar. Türkmenler, silahlı bir güce sahip olarak Irak içinde ve dışında harekete geçmeleri için desteklenmelidir. Irak ve Suriye Türkmenlerinin kaderi birdir. Ha Telafer ha Carablus. Fırat Kalkanı 29 Mart 2017’de zaferle sona erdi. Türkiye güvenliğini, Türkmenler ve Araplarla bir olarak düşünmek zorunda. Bunun da adı Dicle Kalkanı olacaktır. Tüm Irak Türkmenleri Peygamber Ocağındaki Mehmetçiğin önünde canlı kalkan olacaktır.” dedi.
Konferansına Mehmet Akif Ersoy’un; “Ey Ulu Peygamberimiz nerdesin/ Dinle minaremde öten gür sesin/ Gel, bana yâr ol ki cihan titresin” dizeleriyle son veren Dr. Beyatlı, soru-cevap kısmında kendisine sorulan soruları da cevaplandırdı. Beyatlı, Türkmenlerin mutlaka silahlı bir güçleri olması gerektiği üzerinde ısrarla durdu. Türkiye’nin Irak ve Suriye’de kendi başına bir oyun sergileyemediğini ama Amerika ve Rusya’nın da Türkiye’siz bir oyuna girişemediklerini, böylece bir kilitlenme meydana geldiğini kaydetti.
Dr. Aydın Beyatlı’ya Hisder’in teşekkür plaketini Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü ve emekli edebiyat öğretmeni Yaşar Çalışkan birlikte takdim ettiler. Sohbette Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Konya Şubesi Başkanı Adil Beyatlı ile Bayır Bucak Türkmenleri temsilcileri de hazır bulundular.
