3 Nisan 2010 Bilindiği üzere Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'nin AB'ye tam üye olması konusunda karamsar. Nüfusu 76 milyon olan ve Avrupa ile Asya arasında bulunan ülkenin, söz gelimi, Yunanistan'dan daha az ekonomik sıkıntı yaşamasına rağmen bu böyle. Atina'nın devlet borcu yaklaşık olarak yüzde 120 civarında, Ankara'nın ise yüzde 45 civarında, bütçe açığı da bu sene yüzde 5'i aşmayacak. Atina'ya gelince birçok uzman, ülkenin bütçe açığının yüzde 8,7'yi aşmaması için ciddi çaba sarf etmesi gerekeceği düşüncesinde. Maastricht Anlaşması'nda Ekonomik ve Parasal Birliğe kabul edilmenin şartının, borçlanma oranının yüzde 60 ve devlet bütçesi açığının yüzde 3 olarak belirtildiğini hatırlatalım. Atina, Parasal Birliğe üye olduğundan beri sadece bir kere yüzde 3 oranında tutunabildi. Avrupa devletlerinin Yunanistan'a yardıma hazır oldukları yönündeki açıklamaya rağmen, sermaye piyasası katılımcıları, ülkenin, borç çukurundan ödeyememe kabiliyetsizliğini kabul etmeden çıkabileceğinden şüphe ediyorlar. Türkiye'de durum ekonomik açıdan kontrol altında olsa da ülkedeki siyasi düzensizlikler ciddi korkular uyandırıyor. Raiffeisen Capital Management uzmanları inceleme sonuçlarında "İktidardaki Aydınlık ve Kalkınma Partinin (AK Parti) direktifiyle 2003 yılında askerî darbe hazırlığı yapmakla suçlanan birçok ordu mensubunun tutuklandığını" yazıyor. Ayrıca, AK Partinin, iktidarını sağlamlaştırmak için Anayasa'yı değiştirme niyetinde olduğu belirtiliyor. Raiffeisen Capital Management uzmanları, "Durum, hâlâ gergin, erken seçim yapılması bile ihtimal dâhilinde. Türk tahvillerinin ve dövizin önümüzdeki aylarda yükselmesi bekleniyor." diyerek konuyu özetliyorlar. Rus haber ajansı Regnum, 31 Mart 2010