Dr. Erhan Türbedar
TEPAV, 11 Temmuz 2011
11 Temmuz 2011’de Srebrenitsa soykırımının 16. yıldönümü anıldı. Onbinlerce kişinin katıldığı merasimde, Srebrenitsa’nın yakınlarındaki Potoçari anıt mezarında 613 yeni ceset toprağa verildi. Kayıp Kişiler Uluslararası Komisyonu’nun (ICMP) yürüttüğü DNA analizleri sayesinde, şimdiye kadar 6.598 Srebrenitsali Boşnakın ceset kalıntıları tespit edildi. Söz konusu Komisyon, Temmuz 1995’te öldürülen Srebrenitsalı Boşnakların sayısını 8.100 olarak tahmin ediyor.
Srebrenitsa’da yaşananlar, son altmış yılda Avrupa kıtasında işlenen suçlar arasından uluslararası mahkemelerce soykırım olarak tanınan tek vakadır. Bu yüzden uluslararası topluluğun davranışına gölge düşüren en önemli olaylardan biridir. Srebrenitsa, Bosna Savaşı yıllarında, sivil Boşnakları Birleşmiş Milletler koruması altına almak amacıyla, BM Güvenlik Konseyi tarafından “güvenli bölge” olarak ilan edilen bir kentti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 836 sayılı ve 4 Haziran 1993 tarihli kararıyla, güvenli bölgeye ve etrafına yapılan saldırılar karşısında, Birleşmiş Milletler askerleri tarafından güç kullanımı, hatta hava desteğinin talep edilmesi öngörülmüştü. Ancak, Srebrenitsa’da konuşlandırılan ne Birleşmiş Milletler asker sayısı, ne de bu askerlerin sahip oldukları silahlar Srebrenitsa’da güvenliğin sağlanması için yeterliydi. Srebrenitsa’nın güvenli bölge olarak ilan edilmesinin ve bu bölgede Birleşmiş Milletler askerlerinin konuşlandırılmasının, Srebrenitsa’yı korumaya yeteceğine inanılmıştı. Ancak, bu büyük bir yanılgıydı.
6 Temmuz 1995’te, General Ratko Mladiç’in komutası altındaki Sırplar Srebrenitsa’ya saldırdı. Buna rağmen, güvenli bölgenin korunmasını öngören mekanizma harekete geçirilmedi. 30 Hollandalı asker Sırpların elinde rehine olarak tutulduğu için, Srebrenitsa’da güvenliği sağlamakla yükümlü Hollandalı tabur pasif davrandı. Sırplar, Hollandalı askerleri öldürecekleri tehdidinde bulununca, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Bosna’daki Özel Temsilciliği de Sırp mevzilerine yönelik hava saldırılarını engelledi. Böylece, 11 Temmuz 1995’te Mladiç, Srebrenitsa’ya girmeyi başardı. Neticede, güvenli bölge “güvenli ölüm kampına” dönüştü. 30 Hollandalı asker karşılığında, 8 binin üzerinde Boşnakın katledilmesine izin verildi. Böylece tarihte ilk defa, dünyanın kameraları önünde, bir soykırım gerçekleşti. Bugün Potoçari’deki büyük anıt mezar, adeta Boşnak şehitlerinin bir vadisidir.
Srebrenitsa’daki ihmaller yüzünden, 16 Nisan 2002’de, Wim Kok’un başkanlığındaki Hollanda Hükümeti, bir jest olarak istifa etti. Ne var ki aynı ülkede Aralık 2006’da, Srebrenitsa’yı Bosnalı Sırplara terk eden askerlere, onur madalyası verildi. Açılan özel bir davaya istinaden ise, 5 Temmuz 2011’de Hollanda’nın Lahey kentindeki Temyiz Mahkemesi Srebrenitsa’da öldürülen üç Boşnakın ölümünden Hollanda devletinin sorumlu olduğunu hükmetti.
Srebrenitsa’daki katliamdan yaklaşık 4,5 yıl sonra, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği, Srebrenitsa’yla ilgili bir rapor hazırlattı. 15 Kasım 1999’da yayımlanan bu raporda, Birleşmiş Milletlerin Srebrenitsa’da çok hata yaptığı, gelişmelerle ilgili yanlış öngörülerde bulunduğu ve bunun sonunda Srebrenitsa’lılara yeterli koruma sağlanamadığı belirtiliyordu. Bosnalı Sırpların Srebrenitsa ile ilgili bir komisyonu ise, Srebrenitsa soykırımına doğrudan ve dolaylı yoldan iştirak edenlerin sayısını 25 bin olarak tahmin etti.
Günümüzde birkaç anne Srebrenitsa’ya geri döndü. Hayatın güzelliklerine sevinmeyi unutan bu anneler, bir gün en yakınlarının cesetlerinin bulunacağı ümidiyle, derin hüzün içinde yaşamlarını sürdürüyor. Boşnaklar, Bosna’nın başına gelen bütün kötülüklerin, komşu ülkeler Sırbistan ile Karadağ’da tasarlandığına, Belgrad’daki Slobodan Miloşeviç yönetiminin eski Yugoslavya coğrafyasındaki bütün savaşları yönettiğine inanıyor. Bu yüzden Boşnaklar, Bosna-Hersek’in Sırbistan’a karşı açmış olduğu soykırım davasına istinaden Uluslararası Adalet Divanı’nın 26 Şubat 2007’de aldığı kararı yetersiz buldu. Hatırlatmak gerekirse, söz konusu kararda, “soykırımın sadece Srebrenitsa’da gerçekleştiği belirtildi ve bu fiilden “Bosnalı Sırpların Ordusu” sorumlu tutuldu. Srebrenitsa dışındaki sivil ölümler, yeterince delil olmadığı gerekçesiyle, soykırım olarak nitelenmedi. Sırbistan’a gelince, bu ülke Soykırım Sözleşmesi’nin 3. maddesinde etkili cezaların verilmesini öngören hususların hiçbirinden sorumlu tutulmadı. Sırbistan sadece, Srebrenitsa’daki soykırım suçunu gerçekleştirenleri engelleme yükümlülüğüne uymadığı ve soykırımı gerçekleştiren şahısları tutuklayıp, “Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi”ne teslim etmediği yönünde suçlandı. Boşnaklar Uluslararası Adalet Divanı’nın kararından memnun değil ve açıklanan kararda siyasi niteliğin ağır bastığına inanıyor.
Bosna Savaşı ile ilgili gerçeklerin bilinmesi savaş kurbanlarında ve yakınlarında küçük bile olsa bir adalet duygusunun oluşması açısından önemlidir. Çünkü adalet olmadan Bosna’da barışma süreci de tamamlanamayacaktır. Diğer taraftan, Srebrenitsa soykırımı ile ilgili gerçekler netleşmeden, uluslararası hukuk ve adalete gölge düşecektir.
Henüz Yorum Yapılmamış.
- BULGARİSTAN, YUNANİSTAN VE ROMANYA ARASINDA ÜÇLÜ ZİRVE - 15 Kasım 2012 Balkanlar 12.04.2009
- RUSYA: NATO'NUN DOĞU'YA YAYILMASI DURDURULDU Asya - Pasifik 12.04.2009
- AVRUPA’DA BİR İNSAN GRUBU BİR KEZ DAHA TOPRAKLARDAN ATILIYOR: FRANSA’NIN ROMANLARLA SORUNU - 29 Eylül 2010 Avrupa - AB 12.04.2009
- TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİ ÜZERİNE - 25 Mayıs 2010 Balkanlar 12.04.2009
- ERMENİSTAN AÇILIMI NE OLDU? (HÜSEYİN BAĞCI) Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 12.04.2009
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
"TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI" BAŞLIKLI KONFERANS