Dr. Erhan Türbedar, TEPAV Dış Politika Analisti
AVİM, 27 Nisan 2012
23 Nisan tarihi Sırbistan’da Sırbistan Ordusu’nun Günü olarak kutlandı. Son 10 yıldır kapsamlı bir reform sürecinden geçmekte olan Sırbistan Ordusu, eskimiş olan askeri donanımının yenilenmesi doğrultusunda da çabalar sarf ediyor. Sırbistan Savuna Bakanı Dragan Şutanovac’a göre Sırbistan Ordusu Balkanlar’da bir güvenlik faktörü olarak kabul görmektedir. Ne var ki Sırbistan’ın NATO üyeliğine karşı çıkmaya devam ediyor olması nedeniyle bu ülke, NATO üyesi olmuş diğer Balkan ülkelerine askeri müttefik sayılamıyor. Dahası, Belgrad’da sürdürülen NATO karşıtlığı, Bosna-Hersek’in de NATO geleceğini olumsuz etkiliyor.
Sırbistan’ın bazı siyasi partileri, sivil toplum kuruluşları ve bazı medya kaynakları 13 yıldır kesintisiz olarak, NATO’nun Sırbistan’ı 1999 yılında acımasızca bombaladığından bahsediyor ve bu ittifakı kötülüyor. Sırbistan’a yönelik NATO bombardımanının Kosova’nın Sırbistan’dan koparılması uğruna gerçekleştirildiğine inanan Sırpların sayısı az değildir. Sırbistan’ın eski Cumhurbaşkanı Boris Tadiç bile, NATO’nun Sırbistan’a yönelik bombardımanının 13. yıldönümünde, NATO saldırısının Sırbistan’a ve vatandaşlarına karşı bir suç teşkil ettiğini söyledi. NATO bu şekilde suçlanırken, Sırbistan’da çok az insan NATO tarafından neden bombalandıklarını sorguluyor ve anlamaya çalışıyor. Oysa, Sırplar tarafından Kosova’da işlenen suçlar incelendiği zaman, NATO füzelerinin keyfiyetten Sırbistan’a gönderilmediği anlaşılacaktır.
NATO’ya karşı olan muhalefete rağmen, Sırbistan NATO üyeliği için ilk başlarda önemli çabalar sarf etti. Nitekim 14 Aralık 2006’da Sırbistan Barış İçin Ortaklık programının resmi katılımcısı oldu. Ne var ki NATO üyeliğine yönelik atılan bu yöndeki ilk adım yaklaşık bir yıl sonra rafa kaldırıldı. Çünkü 26 Aralık 2007’de Sırbistan Meclisi’nden NATO ile ilişkileri askıya alan bir karar çıktı. Söz konusu kararın 6. maddesinde, NATO’nun 1999’da yasal olmayan bir şekilde Sırbistan’ı bombaladığı, NATO ülkelerinin Kosova bağımsızlığını destekledikleri ve bu yüzden Sırbistan’ın askeri ittifaklara karşı tarafsız durmaya kararlaştırdığı belirtiliyor. Askeri tarafsızlığın ise, konu ile ilgili düzenlenecek olan bir halkoylamasında alınacak nihai karara kadar sürmesi öngörüldü.
Nisan 2012’de gerçekleşen bir kamuoyu yoklaması, Sırbistan halkının yüzde 70’ten fazlasının NATO üyeliğine karşı olduğunu gösterdi. Dolayısıyla Sırbistan’da bugün NATO üyeliğine yönelik bir halkoylaması düzenlense, büyük ihtimalle olumsuz bir sonuç ortaya çıkacaktı. Yine de, Sırbistan’ın NATO üyeliğinin, Belgrad’ın bu konuda geliştireceği siyasi kararla yakından ilgili olacağı söylenebilir. Sırbistan yetkililerinin NATO ile ilişkilerini soğuk tutuyor olmasının arka planında ciddi bir şekilde Rusya faktörü yatıyor. Moskova’dan gelen baskılar yüzünden, Belgrad adeta NATO ile ilişkilerini askıda tutmak zorunda kalıyor. Çünkü, NATO ile Belgrad arasında bir yakınlaşmaya gidilirse, Rusya, Sırbistan lehine Kosova’yı
savunmaktan artık vazgeçebileceğini açık olarak dile getiriyor. Rusya’nın Kosova desteğinin sona ermesi ise Sırbistan için büyük darbe olurdu.
Sırbistan NATO üyeliğinden uzak durmakla dolaylı yoldan Bosna-Hersek’in de NATO üyeliğine engel çıkartıyor. Nedenine gelince, Bosnalı Sırplar, Sırbistan NATO üyesi olmadan, Bosna-Hersek’in de NATO’dan uzak tutulması yönünde bir siyaset izliyor. Gerçi, Moskova’nın Bosnalı Sırplar içinde de ciddi bir nüfuzu ve ayrıcalıklı konumu bulunuyor. Bosnalı Sırplara ait entitenin Cumhurbaşkanı Milorad Dodik, Moskova’yla yıllardır özel ilişkiler geliştiriyor. Dodik, sadece NATO’nun değil, Türkiye’nin de Bosna-Hersek’teki varlığından rahatsız oluyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz günlerde Bosna Hersek’in NATO Üyelik Eylem Planı’na dahil edilmesi için yürüttüğü diplomatik girişimler ise, Dodik’in Türkiye karşıtı konuşmalarını yeniden tetikledi. Sırp Cumhuriyeti halkoylamasına gitmeden Bosna-Hersek’in NATO üyesi olamayacağını belirten Dodik, Türkiye’nin Balkanlar politikasını iyi niyetli bulmadıklarını söyledi. Dodik’in bu yöndeki konuşması ise, Bosna’daki diğer bazı Sırp siyasi partilerin ve analistlerin de Türkiye karşıtı açıklamalarda bulunmasını özendirdi.
Anlaşıldığı üzere, NATO üyeliği hem Sırbistan hem de Bosnalı Sırplar için oldukça politize olmuş bir konu haline dönüşmüştür. Diğer taraftan Rusya Sırpları NATO’nun dışında tutmakla, bölgedeki etkinliğini korumaya çalışıyor. NATO’ya karşı tutumları göz önüne alındığında ise, Ankara ile Moskova’nın Balkanlar’da bir çeşit çıkar çatışması yaşadıkları söylenebilir.
Henüz Yorum Yapılmamış.
- SARKOZY ERMENİSTAN’DA I- 12 Ekim 2011 Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 12.04.2009
- FRANSA-TÜRKİYE: SÜREKLİ BUNALIM (II)-21 Aralık 2011 Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 12.04.2009
- İKÖ’NÜN SON KARARI - 10 Ağustos 2010 Avrupa - AB 12.04.2009
- TÜRKLER İYİMSER Balkanlar 12.04.2009
- ERMENİSTAN AÇILIMI NE OLDU? (HÜSEYİN BAĞCI) Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 12.04.2009
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
"TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI" BAŞLIKLI KONFERANS