Haber 7, 07 Nisan 2016
Ardan Zentürk
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bir günlük ziyaret gerçekleştirdiği Finlandiya’nın, komşusu Rusya ile, Türkiye gibi, “ihtiyatlı” bir ilişki serüveni var.
Türkiye, nasıl, Soğuk Savaş yıllarında bile, bir NATO üyesi olarak Moskova ile ilişkilerinin komşuluk zemininde sürmesine dikkat ettiyse, Finler de benzer bir çizgiyi sürdürmenin gayreti içindeler...
1917 yılına kadar İsveç Krallığı’nın otonom bölgesi olarak kabul edilen, bağımsızlık ilanından yalnız 22 yıl sonra, 1939’da, Sovyetler Birliği’nin işgal harekatıyla karşılaşan bir ülkeden söz ediyoruz. Tarihe “Kış Savaşı” olarak geçen ve 1940’da bir anlaşmayla sonlanan bu savaşta Fin ordusunun gösterdiği olağanüstü direniş kabiliyeti, bugün, hala, Avrupa ulusları arasında anılan bir tarihi dönüm noktası. İkinci Dünya Savaşı’nda sözünü ettiğim dahil, Sovyetler ile iki, Nazi Almanyası ile de bir kez savaşmış ve hepsinden de sağ-salim çıkmış bir ulustan söz ediyoruz...
Bağımsızlığının erken döneminde yaşadığı bu yüksek riskler, Finlandiya’yı Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler ile Batı arasında bir gri noktaya dönüştürdü. Tam bağlantısız bir politika izlerken, iç politikasında zaman zaman Moskova’nın yüksek etkilerini yaşadı fakat, diğer İskandinav komşuları İsveç ve Norveç gibi Batı değerleri içinde kalmayı başardı...
Soğuk Savaş sonrası NATO’ya girmeyip, Avrupa Birliği’ne üye olması bu geleneğin bir devamı... Aslında, bugün NATO-Rusya hattında çok ağır bir savaş krizi yaşayan Ukrayna açısından da önemli bir örneği oluşturuyor...
Kuzey Avrupa’da Türkiye’ye dönük sıcaklık
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Finlandiya’ya, Helsinki’den gelen “lütfen gelin” çağrılarını cevapsız bırakmayıp gitmesi önemle not edilmeli. Görüştüğüm Türk diplomatik kaynağının şu sözleri de dikkat çekici: “Türkiye-Rusya uçak krizinden sonra yaşanılanlar, Kuzey Avrupa’da Türkiye’ye dönük yaklaşımı da değiştirdi. Baltık Cumhuriyetleri, Finlandiya, Norveç ve İsveç, bizim Suriye sınırımızda yaşadığımız askeri pervasızlığı sürekli yaşayan uluslar. Rusya, hava sahalarını ihlal ediyor, başkentlerinin ortasına kadar denizaltı sokuyor, yani büyük bir hoyratlık var. Rus uçağının sınırda düşürülmesinden sonra bu bölgelerden sürekli davet alıyoruz, onlarla deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Finlandiya’da da bu ülkeden gelen ısrarlı davete icabet ediyoruz... Fin dostlarımız, dünyaya, Türkiye ile birlikte bir fotoğraf vermeyi uygun bulmuşlar...”
Bu sözler üzerine döndüm baktım, Kuzey Avrupa’da hemen tüm devletlerin hava sahaları yılda en az 10 kez Rus savaş uçakları tarafından ihlal edilmiş, Rusya, geçtiğimiz yıl, 6 kez hava sahasını ihlal ettiği Finlandiya’nın bu yoldaki notalarını bile cevaplamamış...
Davutoğlu: Son dönem ziyaret haritama bakın
Bu gelişmeler içinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’na kısa bir soru yöneltiyorum: Helsinki ziyaretinizin ana amacı Rusya’yı mı konuşmak?
Cevabı da kısa fakat detayına girdiğinizde hayli ufuk açıcı oluyor: Tabii ki, Rusya’yı ağırlıklı ele alırız, bu bölgenin (Kuzey Avrupa) ciddi endişeleri var. Ama, siz, benim son ziyaret noktalarıma bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız...
Davutoğlu’nun sözünü ettiği ziyaret listesine bakıyorum, ilginç: Azerbaycan, Bulgaristan, Ukrayna, Sırbistan, Kazakistan ve son olarak Finlandiya...
Bu ülkelerin hepsinin, Rusya ile farklı zeminde ama çok güçlü ilişkileri var. Bulgaristan ve Sırbistan Rusya’nın Avrupa’daki geleneksel dostları, Kazakistan, barındırdığı yüksek orandaki Rus nüfus nedeniyle, Belarus gibi Moskova ile her zaman yakın ilişkide, Azerbaycan, Rusya’nın son dönem politikalarının tedirginliğini en az Finlandiya kadar yaşıyor ve zaten Ukrayna’yı anlatmaya gerek yok, Rusya ile savaşıyor...
Diplomatlarımıza soruyoruz, Türkiye, Putin’in saldırgan politikalarına karşı yeni bir mihver mi kuruyor diye, aldığımız yanıt, hayır. Türkiye, Rusya ile doğrudan bağlantılı ülkelere hem mesajını veriyor, hem de küresel anlamda duruşunu aktarıyor.
İlginç bir dönem...
Avrupa’nın yakından tanıdığımız bir lobisi, Türkiye-AB ilişkisini baltalamaya çalışırken, Türkiye, Avrupa siyasetinin vazgeçilmez unsuru olarak diplomasi ataklarını dünyanın gelişen sorunlarına karşı yeniliyor... Ortaya çıkan tablo ise net: Artık Avrupa, Türkiye’siz bir Avrupa’nın güven yüklü bir Avrupa olmadığını anlamış durumda...
Henüz Yorum Yapılmamış.
- ERMENİSTAN, BUDAPEŞTE'DE PROTESTO EDİLDİ Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 08.04.2016
- ÇİN HAVA SAVUNMA SİSTEMİ, TÜRKMENİSTAN'IN ENVANTERİNDE Asya - Pasifik 08.04.2016
- ERMENİSTAN'I ZİYARET EDEN MEDVEDEV'DEN DAĞLIK KARABAĞ MESAJI Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 08.04.2016
- AFGANİSTAN CUMHURBAŞKANI GANİ, TACİKİSTAN'I ZİYARET EDECEK Asya - Pasifik 08.04.2016
- ERMENİSTAN ATEŞKESİ PAÇAVRAYA ÇEVİRDİ Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 08.04.2016
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
"TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI" BAŞLIKLI KONFERANS