RUSYA BAŞBAKANI’NIN, TÜRKİYE ZİYARETİNE YÖNELİK TEPKİLER DEVAM EDİYOR
Paylaş :
PDF İndir :

12.04.2009


10 Ağustos 2009 Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in Ankara ziyareti çerçevesinde TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la düzenlediği ortak basın toplantısında KKTC’yle ilgili sözlerine tepkiler devam ediyor. Alithia gazetesi “Nihayetinde, Tercümede Hata Olmadı… Vladimir Putin’in Kıbrıs Sorunuyla İlgili Çifte Darbesi” başlığıyla yansıttığı haberinde Putin’in Ankara’daki basın toplantısında KKTC’yle ilgili sözlerini “Kıbrıs’ı Tayvanlaştırma” olarak yorumladı ve Putin’in bu “darbesinin” ilk olmadığını yazdı. Putin’in Rusya Cumhurbaşkanı olduğu 2006 yılında da “Kıbrıs sorununun çözümünü isteyen tarafın Kıbrıs’ın Kuzey kesimi olduğunu” söyleyerek, Rum tarafının çözüm istemediği imasında bulunduğunu hatırlatan gazete, Rum tarafında kopardığı gürültü nedeniyle Putin’in bu sözlerinin sonradan, “tercüme hatası” olarak lanse edildiğini kaydetti, özetle şöyle devam etti: “Rus Başbakan’ın aslında Kıbrıs’ı Tayvanlaştırdığı ve sahte devleti Türkiye’nin bir uzantısı olarak gösterdiği önceki günkü açıklaması konusunda Kıbrıs hükümeti dün de sessizliğini korudu. Putin, basın toplantısında ilk önce doğalgaz taşınması konusunda Rusya’nın işbirliği yapacağı ‘iki devlet’ ifadesini kullandı, bu ifadeyi sonradan ‘iki kesim’ olarak düzeltti. Ancak Rusya hükümetinin web sayfasında ‘iki ülke’ ifadesi düzeltilmedi. Hükümet; konuyla ilgili resmi açıklama yapmaktan kaçındı, yalnız Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu kısa açıklamasında endişe olmadığını söyledi. AKEL’in yayın organı Haravgi ise, dünkü birinci sayfasında Rus Büyükelçi’nin; Rusya’nın Kıbrıs sorunundaki tutumunun değişmediği açıklamasına yer verdi. Yani; AKEL’in gazetesi; Moskova’nın tezlerini Rusya Başbakanı ve ülkenin güçlü adamının değil, Kıbrıs’taki Büyükelçisi’nin ifade ettiği mesajını verdi. Putin’in sözlerinin yarattığı gürültüye rağmen Rus hükümeti, düne kadar hiçbir düzeltme yapmadı, baş aktörlüğünü Putin’in yaptığı 3,5 yıl önceki olayda yaptığı gibi tercüme hatasından söz etmedi…” Gazete haberinin; “Rusya’dan Daha Fazla İzahat Bekliyoruz – EDEK ve Ekologlardan Tepki” başlığıyla ayırdığı bölümünde ise Putin’in Ankara’da yaptığı açıklamaların Hristofyas hükümetinin koalisyon ortaklarından EDEK’in ve Rum Ekologlar ve Çevreciler Hareketi’nin tepkisini çektiğini yazdı. Habere göre EDEK Basın Sözcüsü Dimitris Papadakis, Rus Başbakan’ın sözlerinden üzüntü duyduklarını belirterek, “Daha fazla izahat bekliyor ve Rusya’nın bunca yıldır olduğu gibi yine Kıbrıs halkının istikrarlı ve sebatlı destekçisi olmaya devam edeceğini umuyoruz” dedi. Papadakis, Rusya’nın 2004’teki tavrı ile Putin’in dile getirdikleri arasında dağlar kadar fark olduğu görüşünü de belirtti. Rum Ekologlar ve Çevreciler Hareketi Genel Sekreteri Dinos Paspalidis, Putin’in sözlerinden endişe ve kaygı belirtti. Paspalidis, Rusya’nın Türkiye’yle imzaladığı çok büyük ekonomik ve siyasi öneme haiz anlaşmalardan da endişe ve kaygı duyduklarını açıkladı. Dinos Paspalidis, “Putin’in Kıbrıs’la ilgili sözleri kabul edilemezdi ve derhal siyasi güçlerin tamamı ve hükümet tarafından top yükün kınanması gerekir. İki devlet, Türk kesimi, Kıbrıs’ın Türk bölgesiyle ekonomik ilişkiler ve Annan planına destek ifadeleri kararlılıkla kınanmalıdır” ifadelerini kullandı. Paspalidis, Erdoğan ve Putin arasında imzalanan; Akkuyu’da nükleer enerji santrali kurulması anlaşmasıyla ilgili şunları söyledi: “Bir dost ülkenin, dünya çevre hareketinin, Türklerin, Yunanlıların ve Kıbrıslı ekologların tepkilerini dikkate almaması ve Türkiye’nin nükleer planlarını desteklemesi üzücüdür.” Shumskiy: Liderlerin önünde çok kapsamlı ve zor bir iş var Öte yandan Haravgi, Rusya’nın Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi Vladimir Shumskiy’le yaptığı; Kafkaslar’daki çatışma ve sonrası; Rusya’nın Batı’yla ilişkileri ve Kıbrıs sorununa değinilen, konu yelpazesi geniş söyleşiyi yayımladı. Söyleşinin Kıbrıs sorunuyla ilgili bölümünü Shumskiy’nin “¬Ana Zorluklar Halen Önümüzde” sözünü başlık yaparak ayıran gazete, Shumskiy’den; ilk turu kısa süre önce sona eren Kıbrıs doğrudan müzakerelerini ve ikinci turla ilgili değerlendirmelerini istedi. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın 3 Eylül 2008’de başladıkları doğrudan müzakereler çerçevesinde gerçekleştirdikleri 40 görüşmede, seleflerinden çok daha öteye ilerlediklerini söyleyen Shumskiy, sözlerine şöyle devam etti: “Rusça’da bir özdeyiş var. İyi bir başlangıç, bütünün yarısıdır… Liderler, bugüne kadar iyi bir başlangıç yaptılar ve seleflerinden çok daha öteye ilerlediler. Bu noktada özdeyişin öteki kısmını hatırlatmak isterim. Bütünün yarısı iyi başlangıçtır… Şu ana kadarki müzakerelerde iki tarafın tezlerinde önemli, çözümsüz farklılıklar olduğu ortaya çıktı. Bu, müzakere prosedürünün kolay bir şey olmadığını gösterir. Yine, müzakere süreci içerisinde taraflar arasında, prosedürün bazı yönleriyle ilgili yeni önemli anlaşmazlıklar ortaya çıkabileceği de göz ardı edilmemelidir. İki liderin önünde, çok kapsamlı ve zor bir iş var. Bu ilk aşamadan çıkan sonuçlara dayanarak müzakerelerin tamamı için bir takvim dayatılmasının verimli olmayacağı görüşündeyiz. Yine; ‘tarafsızlık’ veya ‘iyi niyet’ vaadiyle olsa dahi dıştan hakemlik dayatılmasına karşıyız. Diplomaside gerçekçi olmalıyız. Gizli istekler temelinde hareket etmemeliyiz.”



Henüz Yorum Yapılmamış.