NAMIK TAN, VAŞİNGTON YOLCUSU (MURAT YETKİN)
31.03.2010
1 Nisan 2010 ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin 24 Nisan’ı Ermeni soykırımı anma günü ilan etme tasarısını oylayarak Genel Kurul’a göndermesi ardından ‘görüşüne başvurulmak üzere Ankara’ya çağırılan Türkiye’nin Vaşington Büyükelçisi Namık Tan, görevine dönüyor. Resmi karar açıklanmamakla birlikte Tan’ın önümüzdeki hafta Vaşington’a dönmesi ihtimali yükseliyor. Bu konuda görüşüne başvurduğumuz Tan, herhangi bir yorum yapmak istemedi. Ancak Dışişleri kaynakları, hükümet düzeyinde alınacak siyasi karara bağlı olarak, Tan’ın 12-13 Nisan’da Vaşington’da düzenlenecek Nükleer Güvenlik Zirvesi öncesi dönüş yapabileceğini ifade ediyorlar. Eli kulağında bu kararda, temel olarak iki etken söz konusu. Bu etkenlerden birisi, Tan’ın çağrılması kararının uluslararası basında beklentinin üzerinde yankı bulması. Bu konudaki haber ve yorumlar Batı dünyasının en etkili gazete, televizyon ve siyasi internet sitelerinde yer aldı. Dışişleri kaynakları, bu hamle olmasaydı, bu düzeyde ve yaygınlıkta bir kamuoyu çalışması yapmanın mümkün olamayacağını söylüyorlar. Erdoğan gidecek mi? Daha önemli etken ise, ABD tarafından gelen çok sayıda açıklama, ki Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Savunma Bakanı Robert Gates buna dâhil. Bunun üzerine Clinton’un 28 Mart’ta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu telefonla araması... Dışişleri Bakanlığı, bu görüşmede Clinton’un Davutoğlu’na, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı nükleer zirveye beklediklerini hatırlattığını, Davutoğlu’nun da bu konudaki değerlendirme sürecinin devam ettiğini söylediğini açıklamıştı. ABD Başkanı Barack Obama’nın ev sahipliğinde düzenlenecek zirveye Başbakan Erdoğan’ın katılıp katılmayacağı konusunda da bir açıklama ise hâlâ yapılmıyor. Ziyaret hâlâ Erdoğan’ın iş programında duruyor. Ankara’da bu ziyaret üzerine toplantılar yapılıyor. Hatta bu toplantılardan en önemlisi bugün yapılacak ve zirveye katılacak Türk heyetinin müzakere pozisyonu teknik düzeyde saptanacak. Ancak siyasi pozisyon ve ondan önemlisi heyete kimin başkanlık edeceği kesinleşmedi. Başbakan Erdoğan, 4 Mart’ta yapılan oylamanın ardından önce Tan’ın çağırıldığını açıklamış, Tan ertesi gün yola çıkarak 6 Mart’ta Ankara’ya ulaşmıştı. Bunun ardından; 1- ABD ile ikili düzeyde yapılan temaslar askıya alınmış (bu çerçevede Dış Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın gezisi ertelenmiş), 2- Hükümet kanadından kimsenin gitmeyeceği ortaya çıkınca her sene yapılan (ve daha çok silah ve enerji lobilerinin alanı olan) Türk Amerikan Konseyi yıllık toplantılarının zamanında yapılamayacağı açıklanmış, 3- Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’dan randevu alınamadığı gerekçesiyle TÜSİAD’ın Vaşington’daki önemli bir programından vazgeçilmişti. Riskler-Duygular-Çıkarlar Gerçi Nükleer zirve, ikili temas değildi ve Ankara’da Erdoğan’ın Vaşington’a inip, zirve toplantısına katılıp, hemen dönmesi üzerine de planlama yapılmıştı. Erdoğan ABD’ye gitmişken, özellikle de 24 Nisan öncesinde Obama ile mutlaka ikili bir görüşme yaparak, hem Ermeni meselesi, hem de Türkiye ile ABD arasında sayısı (İran dahil) bir düzineyi geçen önemli konu başlıkları üzerinde görüşmek istiyor. Ancak mevcut koşullar yani Erdoğan, Clinton’un Davutoğlu’na telefonunu yeterli bulmayabilir, Obama’dan açıklama beklemesi, Beyaz Saray’ın ise ‘Önce geleceğini ilan etsin, randevuyu hemen ayarlarız, zaten görüşme başvurusu yok’ havasında olması- Erdoğan’ın kararını zorlaştırıyor. Ankara için tasarının Obama’nın müdahalesiyle Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nda oylanmaması çok önemli. Öte yandan ABD hem Türkiye’nin Ermenistan’la protokolleri bir an önce onaylaması için baskı yapıyor, hem de İran’a yaptırım konusunda destek bekliyor. Tabii Erdoğan ilişkilerdeki güven zedelenmesini de gösteren şu riski değerlendiriyor: Erdoğan’ın gidip Obama ile görüşememesi, daha kötüsü gitmesi ve görüşse de görüşmese de tasarının geçmesi halinde ne olacak? Erdoğan daha şimdiden kendisiyle ‘Konuşuyorsun, ama biliyoruz, gideceksin’ diyen CHP lideri Deniz Baykal’ın, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, hatta AK Parti tabanının bir kısmının bu durumda nasıl tepki gösterebileceğini tahmin ediyor. Öte yandan Türkiye’nin ABD ile ilişkileri başka ülkelerle olana benzemiyor. Erdoğan’ın çıkarları duyguların önüne koyarak ABD’ye gitme ihtimali daha yüksek.
Henüz Yorum Yapılmamış.
- KAÇAK ERMENİ GENÇ BAŞBAKAN'I BEKLİYOR Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 31.03.2010
- ERİVAN’IN KÜÇÜK HESAPLARI (GÜRKAN ZENGİN) Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 31.03.2010
- MERKEL'İN TÜRKİYE ZİYARETİNİN BİLANÇOSU Avrupa - AB 31.03.2010
- SIRBİSTAN'IN ADIMI MLADİÇ YAKALANIRSA ANLAM KAZANIR Balkanlar 31.03.2010
- HRİSTOFYAS: KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ ''ACI OLACAK' Balkanlar 31.03.2010
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
Dergiler
-
"TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI" BAŞLIKLI KONFERANS