KARACİÇ YARGILANMA SÜRECİNİ SABOTE EDİYOR - 8 Şubat 2010
Paylaş :
PDF İndir :

12.04.2009


Erhan Türbedar, TEPAV Dış Politika Analisti

Bosnalı Sırpların savaş dönemi lideri Radovan Karaciç, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinde (ICTY) aleyhine görülen davayı sabote etmeye devam ediyor. Davada kendi kendini savunmak isteyen Karaciç, savunmaya ilişkin hazırlıklarını tamamlayabilmek için duruşmaların belli bir müddet ertelenmesini talep etti. 20 Ocak 2009’da ise Karaciç, Mahkeme tarafından kendine bir avukatın atanmasına ilişkin alınan kararın geçersiz sayılmasını istemişti.

Bosna-Hersek topraklarında iki soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar ve diğer savaş suçları işlemiş olmakla itham edilen Radovan Karaciç’in ICTY’deki yargılanma süreci 26 Ekim 2009 tarihinde resmen başladı. Duruşmalarının başlamasından yaklaşık bir ay önce Karaciç kendi kendini savuna hakkından yararlanmayı istemiş ve bu konuda hazırlığını yapabilmek için 10 aylık bir süre talebinde bulunmuştu. Ancak Mahkeme duruşmaları Karaciç’in gıyabında başlattı. 5 Kasım 2009’da ise ICTY Karaciç’e bir avukatın atanmasını kararlaştırıp, söz konusu avukatın hazırlığını yapabilmesi için duruşmaları 1 Mart 2010 tarihine kadar erteledi.

Normal koşullarda ICTY’nin 2010 yılına kadar kapatılması gerekiyordu. Bu mahkemede Sırpların adil olarak yargılanmadığını ileri süren ve BM Güvenlik Konseyi’nde veto hakkına sahip Rusya Federasyonu uzun süre ICTY’nin görev süresinin uzatılmasına karşı çıktı. Bu yüzden Karaciç hüküm giymeden mahkemenin kapatılabileceğini ümit ederek yargılanma sürecini elinden geldiğince boykot etmeye çalıştı. Ancak, Güvenlik Konseyi 16 Aralık 2009 tarihli kararıyla, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinin çalışma süresini 2012 yılının sonuna kadar uzatmayı başardı.

Uzmanlar yaklaşık üç yıllık süre içinde Karaciç’in yargılanmasının tamamlanabileceğini düşünüyor. Buna gerekçe olarak, ICTY’nin geçmişe kıyasla çok daha tecrübeli olduğu ve Karaciç’e karşı kullanabilecek çok fazla delilin bulunduğu hususları ileri sürülüyor. Nitekim medya kaynaklarında yer alan bilgilere göre, Karaciç’e karşı 1,1 milyon üzerinde yazılı sayfa, 45 bin üzerinde doküman ve birkaç bin ses ile görüntü kaydı delil olarak kullanılacak. Aynı zamanda 400 üzerinde kişi Karaciç’e karşı tanıklık yapacak. Karaciç ise kendisinin aleyhine olan bu hacimli deliller dosyasından istifade etmek suretiyle, yargılanma sürecinin daha fazla uzamasına çaba sarf ediyor.

ICTY’nin statüsünün 21. maddesinin 4/b fıkrasında, sanığa savunmasını hazırlaması için yeterince sürenin tanınması gerektiğine ilişkin güvence veriliyor. Nitekim söz konusu mahkeme, sanıkların adil yargılanma hakkına tam olarak saygı gösterilmesine özen göstermeye çalışıyor. Karaciç ise, yargılanma sürecinden sonucun alınamaması ümidiyle, yaklaşık 20 hukukçudan aldığı danışmanlık hizmetiyle, kendisine tanınan hakları olabildiğince kötüye kullanıyor.

Bütün bunların paralelinde Karaciç, uluslararası kamuoyunun dikkatlerini işin özünden, yani kendisine yöneltilen suçlamalardan uzak tutmaya çalışıyor. Bu çerçevede, Amerikalı diplomat Richard Holbrooke ile 1996 yılında bir anlaşmaya vardığını ve bu anlaşma gereğince ICTY’de yargılanamayacağı yönündeki iddiasını sürekli gündemde tutuyor. Bu konuda Ekim 2009’da bir adım ileriye giden Karaciç, BM Güvenlik Konseyi’nden, kendisinin ICTY’de yargılanamayacağına dair bir karar almasını bile istemişti.

20 Ağustos 2009’da Financial Times gazetesinde yayımlanan bir demecinde ise Karaciç, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin dağılmasından dolayı Batılıları suçlamıştı. Muhtemelen savunması boyunca da Karaciç, Bosna halkının savaştan önce barış ve hoşgörü ortamında yaşadığını, ancak Batılı güçlerin Bosna’nın farklı etnik topluluklarını birbirine düşürdüğü yönündeki söylemini sürdürecektir. Bu tür söylemlere Karaciç, Bosna’da yaşanan olayların soykırım olarak nitelenemeyeceğini ortaya koymaya çalışıyor. Ancak, 13 yıllık gizlenmesi boyunca kimlik değiştirmede profesyonelleşen Karaciç, Bosna savaşına ilişkin kanıtlanan bazı gerçekleri değiştiremeyecektir. 




Henüz Yorum Yapılmamış.