HIRVATİSTAN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ - 18 Ocak 2010
Paylaş :
PDF İndir :

12.04.2009


18 Ocak 2010

TEPAV Dış Politika Analisti

Sosyaldemokratik Parti’nin (SDP) adayı İvo Yosipoviç, 10 Ocak 2009’da düzenlenen seçimin ikinci turunda Hırvatistan’ın yeni cumhurbaşkanı olarak seçildi. Oyların yüzde 60,29’unu almayı başaran Yosipoviç, rakibi Milan Bandiç’i yaklaşık yüzde 20’lik oy farkıyla yendi. 27 Aralık 2009’da gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda büyük bir farkla birinci olmayı başardığı için, Yosipoviç’in ikinci turu da kazanacağını öngörmek zor değildi. Yosipoviç 18 Şubat 2009’da resmi olarak Hırvatistan’ın yeni cumhurbaşkanı olarak göreve başlayacak.

Seçim süreci boyunca sert kampanyaların yürütülmüş olması yüzünden, seçmenler açısından oyun hangi adaya verilmesi gerektiğine karar vermek kolay olmadı. Muhalefetteki SDP’nin adayı İvo Yosipoviç baştan beri kamuoyu yoklamalarında en popülerdi. Kamuoyu yoklamalarından seçimin ikinci turuna da gidileceği anlaşılıyordu. Ancak, Yosipoviç’in ikinci turda bağımsız aday Milan Bandiç ile yarışacağı aynı rahatlıkla öngörülemiyordu.

Yosipoviç ülkesinde iyi bir hukukçu olarak tanınıyor. Kampanyası boyunca yolsuzluklar ile organize suçlara karşı mücadele edeceğini ve adaletsizliğe yer vermeyeceğini vaat etti. Seçimin ikinci turunda sol duruşlu daha küçük siyasi partilerin desteğini aldığı gibi, birinci turda başarılı olamayan bazı adaylar da Yosipoviç’in yanında durdu. Yosipoviç’ten farklı olarak Bandiç’e daha muhafazakâr kesimlerden oylar gitti. Kilise, yurt dışındaki Hırvatlar ve 1990’ların ilk yarısında yaşanan savaşta vatanı savunan kesimler Bandiç’i destekledi. Gerçi Bandiç seçimin ikinci turu için yürüttüğü kampanya kapsamında bütün kesimlere hitap etmeye çalıştı, ancak istediği başarıyı elde edemediği. Ancak Hırvatistan tarihinde ilk defa bağımsız bir adayın cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 40’a yakın oy alabildiği dikkate alınırsa, Bandiç’in de bir bakımdan başarılı olduğu söylenebilir.

Hırvatistan hükümetinin izlediği ekonomik politikalara karşı halkın duyduğu memnuniyetsizliğin en çok Yosipoviç’in ve partisinin işine geldiği söylenebilir. Ne var ki cumhurbaşkanlık seçimi sürecinde SDP’nin içinde bölünme çanları da çaldı. SDP’nin genel başkan yardımcısı iken Bandiç’in seçime bağımsız aday olarak katılmış olması, partiden ihraç edilmesiyle sonuçlandı. Bandiç’in ihraç edilmesine karşı verilen tepkiler ise parti içinde var olan bölünmeleri su yüzüne çıkardı. Muhtemelen SDP’den bazı isimler, Bandiç’in kuracağını anons ettiği yeni siyasi partiye transfer olacaktır.

Seçim sürecinde sadece muhalefette değil, iktidar partisi olan Hırvat Demokratik Birliği’nde (HDZ) de bazı dalgalanmalar yaşandı. Söz konusu partiden Nadan Vidoşeviç ve Dragan Primorac’ın bağımsız adaylığını koymuş olmaları, HDZ’nin oylarının bölünmesine ve bu partinin aday olarak gösterdiği Andriya Hebrang’ın birinci turda başaramamasına neden oldu. Herbrang’ın başarısız olmasından ise Hırvatistan’ın eski başbakanı ve HDZ’nin önde gelen isimlerinden olan Ivo Sanader istifade etmeye çalıştı. 1 Temmuz 2009’da sürpriz bir şekilde başbakan görevinden istifa eden Ivo Sanader, seçimin ikinci turunun arifesinde adeta parti içi darbe gerçekleştirecek şekilde parti yönetimini ele geçirmeye çalıştı. Bunun üzerine bazı analistler Sanader’in bazı yolsuzluklara karışmış olduğu, bu yüzden dokunmazlık elde etmek için yeniden siyasete girmeye çalıştığı yönündeki iddiaları gündeme getirdi. Ne var ki Sanader’in parti liderliğini ele geçirme çabaları, HDZ’nin bölünmesine ve hükümetin düşmesine yol açma ihtimallerini taşıdığı için, Sanader’in partiden tamamen ihraç edilmesine karar verildi.


Cumhurbaşkanlığı seçimi sona erdiğine göre, Hırvatistan’ın gündeminde dış politika konularının yeniden daha çok yer alması bekleniyor. Şimdiden yeni cumhurbaşkanı Yosipoviç’in ülkeyi daha hızlı bir şekilde Avrupa Birliği üyeliğine taşıyacağına dair bir beklenti oluştu. Diğer taraftan, Avrupa Birliği üyeliğinin bir ön koşulu olarak, Hırvatistan komşularıyla ilişkilerini daha fazla geliştirme çabaları içinde olmak zorunda kalacak. Son haftalarda ise Hırvatistan’ın Sırbistan ile olan ilişkilerinde yeniden gerginlik tırmandırıcı gelişmeler yaşanıyor. Yosipoviç seçim sonrasında yaptığı bir açıklamada, Sırbistan ile ilişkilerde yaşanan sorunların çözülmesine yönelik girişimlerde de bulunabileceğine işaret etti. Bosna-Hersek’teki siyasi krizin aşılmasında da Hırvatistan’ın önemli roller oynayabileceği dikkate alındığında, komşularla sıfır sorun isteyen Yosipoviç’in doğru zamanda doğru koltuğa oturduğu söylenebilir. 




Henüz Yorum Yapılmamış.