FRANSA İLE İTALYA ARASINDA LİBYA KRİZİ
Paylaş :
PDF İndir :

28.07.2017


AB Haber (27 Temmuz 2017)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Libya’nın iki düşman lideri arasında Paris yakınlarında düzenlediği buluşma ve ateşkes planı İtalya’yı kızdırdı.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde 2011’de alınan kararla Fransa ve İngiltere ordusunun Libya lideri Muammer Kaddafi’yi deviren bir operasyon gerçekleştirmesinin ardından tam bir kaosa giren Libya, Akdeniz’in Avrupa yakasının iki sahil ülkesini birbirine düşürdü.

İtalya hükümeti ve medyası “göçmenler konusunda hiçbir şey yapmadan, kendi sorumlu oldukları Libya krizini İtalya’ya danışmadan çözmeye kalkması” nedeniyle Fransa Cumhurbaşkanı Macron’u sert eleştirdi. Paris yakınlardındaki arabuluculuk girişiminin bardağı taşıran son damla olduğunu belirten İtalyan medyası Macron’u “yeni Napolyon” olmakla suçladı ve İtalya’nın hakarete uğradığını yazdı.

Libya’dan gelerek İtalya’ya akın eden göçmenlerin yarattığı insani krizle tek başına mücadele etmeye çalışan İtalya, Fransa’yı “elini taşın altına koymadan, İtalya’yı dışlayarak Libya’da arabuluculuğa soyunmakla” suçladı.

“Roma’ya soğuk duş”

İtalyan gazeteleri, İtalya’nın eski kolonisi Libya’da etkisini yitirmesi, üstelik “Libya’nın insan ve silah ticaretinin merkezi ve cihatçı terörün üssü haline dönüşmesinden sorumlu olan Fransa’nın insiyatif almasını” sert eleştirdi.

İtalyan medyasına konuşan ülkenin önemli diplomatlarından büyükelçi Stefano Stefanini, “Macron’un bu girişiminin Roma için soğuk duş” olduğunu söyledi. Ülkenin önemli gazetecilerinden Bruno Vespa ise Twitter hesabından, “Fransa göçmenleri kabul etmeyi reddediyor, ama yaratıcısı oldukları Libya krizinde bütün rolü üstlenmek istiyor” diyerek Başbakanı Paolo Gentiloni ve Dışişleri Bakanı Angelino Alfano’yu “isyan etmeye” çağırdı.

Libya, Suriye, Eritre ve Irak’tan kaçan göçmenlerin Avrupa’ya ilk giriş kapısı olan İtalya, uzun süredir tek başına bu krizle mücadele etmekten dolayı AB’yi uyarıyor ve yardım istiyor. Libya krizinin patlak vermesinden bu yana yaklaşık 10 bin göçmen Akdeniz’de yaşamını yitirdi. İtalya hükümeti yalnızca 2017 yılının başında ülkeye ulaşan göçmen sayısının 93 bini bulduğunu açıkladı. Roma, AB’li başkentlerden kendilerine yardım etmesini istiyor ve Akdeniz’e kıyısı olan Fransa’nın sorumluluk almamasını eleştiriyor. Macron’un, BM’nin atadığı arabulucu Ghassan Salame’yi de devre dışı bırakarak Libya krizinin çözümü için aldığı arabuluculuk girişiminde kendisini uyarma gereğini bile görememesini eleştiriyor.

La Stampa gazetesine konuşan Dışişleri Bakanı Angelino Alfano, “Libya’da çok fazla girişim, çok fazla arabulucu var. Çözüm çabalarının birleştirilmesi ve bunun yönetiminin Salame’ye bırakılması gerekir. Eğer herkes kendi çıkarlarını gözeterise BM meşruiyetini yitirir” uyarısında bulundu.

Romano Prodi : ‘Macron’un endişe verici stratejisi’

İtalya’yı kızdıran diğer bir nokta ise, Roma’nın desteklediği Başbakan’a muhalif olan ve halkın bir bölümünün ‘darbeci bir diktatör olarak tanımladığı’ General Halifa Haftar’ın diplomatik bir girişim için davet edilmesi. İtalya eski lideri Romano Prodi, İl Messagero gazetesine, “Yeni Fransa Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları ve yeni kararları, bizi bu endişe verici strateji üzerinde düşünme zorunluluğuna itmekte” diye konuştu.

‘Fransa’nın yeni Napolyon’u’

Sol eğilimli La Republica gazetesi Eugenio Scalfaro imzalı başyazısında, “Sevgili İtalya solu, Sevgili hükümet, İtalya’nın da Tunus ve Cezayir gibi Fransa kolonisi haline gelmemesi için yeni Fransız Napolyon’u Macron üzerinde odaklanmanız gerekir. Fransa cumhurbaşkanı komşusu İtalya’yı Fransa’nın sömürgesi gibi ikinci derece ülke olarak değerlendiriyor” ifadelerine yer verdi.

İtalya General Haftar’a karşı

Fransız Le Figaro gazetesi ise Macron’un ‘diolomatik olarak muhatap aldığı General Haftar’ın 1969’da Libya lideri Muammer Kaddafi ile birlikte darbe yaptığını ve ardından Kaddafi ile ters düşerek Amerika’da CIA merkezi yakınlarında ‘uzun süre oturum alarak Kaddafi rejimine karşı mücadele verdiğinin’ altını çiziyor. Le Figaro, Bingazi’de cihatçılara karşı askeri mücadele veren Haftar’ın 2018 yılında yapılması planlanan seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olması ihtimaline vurgu yaptı. Haftar ise bu iddiaya, “Zamanı geldiğinde bu sorunun yanıtını vereceğim” şeklinde yanıtladı. Le Figaro’ya konuşan Haftar, “Bingazi’nin ardından Derna kentine gireceğiz. Derna’yı cihatçıların elinden aldıktan sonra yavaş yavaş Trablus’a müdahale edeceğiz. Bünyemizde 75 bin asker, birlik ve milis var. Batıdaki askerlerin yüzde 90’ı da bizimle. Ama henüz Trablus’a saldırma kararı alınmış değil” dedi.

Le Monde: “Macron’un yalnız oynaması hata”

Macron’a eleştiriler yalnızca İtalyan basınından gelmedi. Fransa’nın en büyük gazetesi Le Monde da, başyazıda aynı eleştirileri getirerek, “Sarkozy dönemindeki diplomasi politikalarında olduğu gibi Fransa’nın tek başına oynaması doğru bir politika değil. Avrupa Birliği’nin dışlanması önemli bir hata. Bu girişime AB Dışişleri Yüksek Teksilcisi İtalyan Federica Mogherini de dahil edilmeliydi. AB yanlısı olduğunu söyleyen bir cumhurbaşkanından en azından bu beklenirdi. Umarız düzeltmek için çok geç kalınmadı” ifadesine yer verdi.




Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten