10 Ağustos 2009 KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu, ekonomik tedbirleri, KKTC'yi ayakta tutabilmek ve müzakere masasında ellerini güçlendirmek için aldıklarını ifade ederek, ''Müzakere masasında elimizi güçlü tutup dik oturmasını ve günü geldiği zaman da diklenmesini bileceğiz. Aksi taktirde üstümüzden bayrağı, altımızdan toprağı alırlar, 1963'den 1974'e geçen zaman içinde yaşadığımızı yaşarız'' dedi. Serdarlı'da, Atatürkçü Yaşam Derneği ile Serdarlı Belediyesi ve Muhtarlığı tarafından restore edilen Atatürk Büstü, Başbakan Eroğlu tarafından törenle açıldı. Saygı duruşu, İstiklal Marşının okunması ve bayrakların göndere çekilmesiyle başlayan törende konuşmalar yapıldı, ardından bir koç kesildi. Başbakan Eroğlu, törende yaptığı konuşmada, Serdarlı'ya her geldiğinde 1964'de köye doktor olarak gelişini ve 8 Ağustos 1964 sabahı radyoda Erenköy'ün bombardıman haberini duyuşunu hatırladığını belirtti. Bu olayın yaklaşık 45 yıl önce olduğuna dikkati çeken Eroğlu, ''Nerelerden nerelere geldik. 45 yıl önceden bahsediyoruz, ama Kıbrıs Türk halkının mücadelesi 45 yıldan da eski. Böyle günlerde nerelerden nerelere nasıl ve kimlerle geldik hatırlamamız gerekir'' dedi. Bugünkü devlet çatısı altında bağımsız yaşamın bir bedeli olduğunu ve bunu Kıbrıs Türk halkı ile Anavatan'ın ödediğini kaydeden Başbakan Eroğlu, Atatürk'ün sözlerine de atıfta bulunarak, bedeli ödenerek kazanılan bağımsızlığın korunması gereğine işaret etti. -İSTEKLERDE ISRARLI DAVRANILMALI- Kıbrıs müzakerelerinin devam ettiğini, bir anlaşmaya varmak için müzakerelerin şart olduğunu belirten Eroğlu, burada dikkat edilmesi gerekenin Rum'un istedikleri değil, Kıbrıs Türk halkının istediklerinin de göz önüne alınarak bu konuda ısrarlı davranılması olduğunu söyledi. Referandum öncesinde oynanan oyunlar ve ortaya konulan senaryoların tekrar ortaya konulmak istenmesi halinde bunun karşısında olacaklarını bildiren Eroğlu, ''Artık KKTC insanı bir devleti olmasının huzurunu yaşıyor. Bağımsızlığı da kana kana içiyor. Bir anlaşma olacaksa onurumuzla bu topraklarda yaşayacağımız bir anlaşma olmalı. Bir anlaşma olacaksa devlet çatısı gerçeği göz ardı edilmeden anlaşmaya varılmalıdır'' dedi. 1974 öncesi yaşananlara işaret eden Eroğlu, onlardan ders alınarak, gerçekler göz önünde tutularak bir anlaşma aranacağını, ancak o koşullarda ortaya çıkacak bir anlaşmanın yaşayabilir olabileceğini söyledi. Eroğlu, ''Biz 'bir anlaşma olsun da nasıl olursa olsun' anlayışında değiliz. Çünkü nasıl olursa olsun derseniz, 3-5 sene sonra 1963'de olanlar başımıza gelir ve o zaman yanımızda kimseyi de bulamayabiliriz . Bu nedenle temelleri sağlam bir anlaşma olması gerekir. Bunun da yolu; Kıbrıs'ta iki halk var, iki devlet var, bu gerçeklerden hareket edilmesi bir anlaşmada o şekilde imza konulması şartını müzakere masasında söylemekten geçer'' diye konuştu. -''KRİZDEN ÇIKMANIN YOLU TEDBİR ALMAK''- Dünyanın büyük bir ekonomik krizden geçtiğini, ancak KKTC'deki krizin global krizden değil, ''önceki hükümetin beceriksizliğinden kaynaklandığını'' söyleyen Eroğlu, ''Bu krizden çıkmanın bir tek yolu var, o da tedbir almak. Ekonomik krizden çıkmak için tedbir aldığınızda da bazı sendikalar karşınıza dikilebiliyor'' dedi. Eroğlu, Güney Kıbrıs'ta yüzde 2 bütçe açığı nedeniyle ek mesailerin kesildiğini, KKTC'de ise yüzde 30-40 bütçe açığı olduğunu ve hükümete geldiklerinde aldıkları bütçenin iflas etmiş bir bütçe olduğunu belirtti. Türkiye'nin 2009 yılı için KKTC'ye verdiği paranın da geçmiş hükümet tarafından tüketildiğini anlatan Eroğlu, 100 trilyonluk borcun da hazineye atıldığını kaydetti. KKTC'yi ayakta tutabilmek, ekonomiyi güçlendirip müzakere masasında ellerini güçlendirmek için tedbir aldıklarını vurgulayan KKTC Başbakanı, ''Yoksa, iflas eden bir ülkeyi müzakere masasında savunan kişinin eli ne kadar güçlü olabilir. 'Her şey iflas etsin, anlaşmaya kendimizi mecbur hissedelim. Anlaşma olsun da nasıl olursa olsun bu krizden kurtulalım' düşüncesi içine vatandaşı sokmakta biz yokuz'' dedi. EROĞLU, ŞÖYLE DEVAM ETTİ: ''Biz, KKTC'nin ekonomisini de güçlendireceğiz, alacağımız tedbirlerle daha iyi noktalara ulaşacağız ve müzakere masasında elimizi güçlü tutup dik oturmasını ve günü geldiği zaman da diklenmesini bileceğiz. Aksi taktirde üstümüzden bayrağı, altımızdan toprağı alırlar, 1963'den 1974'e geçen zaman içinde yaşadığımızı yaşarız.'' Serdarlı Belediye Başkanı Mehmet Kerimoğlu da Atatürk Büstünün 1961 yılında adadaki muhafız alayı tarafından milli duyguları yüceltmek için Serdarlı köyüne armağan edildiğini belirtti.