BORİSOV’UN ANKARA ZİYARETİNİN BULGARİSTAN MEDYASINA YANSIMALARI - 27 Mart 2012
Paylaş :
PDF İndir :

12.04.2009


Dr. Erhan Türbedar, TEPAV Dış Politika Analisti

AVİM, 27 Mart 2012

Bulgarisan Başbakanı Boyko Borisov, beraberindeki heyetle birlikte 20 Mart 2012’de Türkiye’ye resmi ziyarette bulundu. Türk ve Bulgar heyetleri arasında yapılan görüşmelerin sonunda iki ülke arasında basın, ulaştırma, iletişim teknolojileri, turizm, kültür, ekonomi ve enerji gibi alanlarda 17 belgeye imza atıldı. Bulgar medyasında geniş yer bulan Borisov’un Türkiye ziyareti genel olarak olumlu aktarılmış olmakla birlikte, basına yansıyan bazı olumsuz değerlendirmeler de dikkat çekti.

Son zamanlarda Türkiye ile Bulgaristan arasındaki dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi uğruna Sofya’da önemli jestler geldi. Hatırlatmak gerekirse, 11 Ocak 2012 tarihinde Bulgaristan Meclisi, sosyalist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı zorlu asimilasyon kampanyasını kınayan bir bildiriyi kabul etti. 360 binden fazla Türk kökenli Bulgaristan vatandaşının 1989 yılında ülkeden kovulmasının bir tür etnik temizlik olarak ilan edildiği bildiride, sorumlu kişilerin sanık olduğu ve 20 yıldır sürüncemede bırakılan davanın sonuçlandırılması ve suçluların cezalandırılması talep edildi. Yine 11 Ocak tarihinde, Bulgaristan Meclisi’ne sunulan 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının resmen tanınmasını öngören karar tasarısı yeniden reddedildi. Bunun dışında Bulgaristan Hükümeti’nin kararıyla, yeşil pasaporta sahip Türkiye vatandaşları ve geçerli Schengen vizesi olan kişiler bu yılın Mart ayından itibaren Bulgaristan’a vizesiz girmeye başladı.

Bulgar medyası incelendiğinde, Borisov’un Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyaretle ilgili en çok tartışılan konunun Bulgaristan doğalgaz ağının, Türkiye doğalgaz ağıyla birleştirilmesi hususu olduğu söylenebilir. Bulgaristan hükümeti, ülkelerinin doğalgaz ihtiyacının yüzde 90’dan fazlasının Rusya’dan karşılanıyor olmasını doğru bulmuyor. Bu nedenle Sofya, Bulgaristan doğalgaz ağının, komşu ülkelerinin doğalgaz ağlarıyla birleştirilmesi yönündeki girişimlerini sürdürüyor. Türkiye ile Bulgaristan doğalgaz ağlarının birleştirilmesiyle, enerji krizinin yaşandığı dönemlerde Sofya Türkiye’den ödünç gaz sağlayabileceği gibi, Türkiye’nin ulusal doğalgaz iletim sistemi üzerinden Hazar bölgesi doğalgazına da erişebilir.

İki ülke arası doğalgaz ağlarının birleştirileceğine dair açıklamalara Bulgaristan medyasında büyük önem verildi. Ne var ki bu yöndeki söylemi yeterince samimi bulmayanlar oldu. Nitekim bazı yazarlara göre bu konu 6 yıldır masaya yatırılıyor, ancak her sefer net ifadeler içermeyen belgeler imzalandığı için, somut adımlar atılamıyor. Bu sefer de Borisov, Türkiye ile Bulgaristan doğalgaz ağlarının birleştirilmesine yönelik somut tarihler ve inşaat şirketlerinin adını içermeyen bir belge imzalamış olmakla eleştiriliyor.

Borisov’un Türkiye ziyareti kapsamında Bulgar medyasının üzerinde durduğu diğer önemli konu ekonomik ilişkiler üzerinedir. 2011’de Bulgaristan ihracatının yüzde 8,5’ini Türkiye’ye gerçekleştirdi. Dünyadaki krize rağmen yüksek rakamlarla büyümeye devam eden

Türkiye’nin, Bulgaristan işadamlarına önemli fırsatlar sunabileceğine inanılıyor. Bu kapsamda, Türk limanlarının Bulgar limanlarıyla demiryolları ve daha iyi feribot seferleriyle bağlanmasına ilişkin uzlaşmaya da Bulgar medyasında, ticareti kolaylaştıracağı düşüncesiyle değer verildi.

Borisov’un Ankara ziyaretiyle ilgili yapılan olumlu değerlendirmelerle birlikte, bazı ileri sürülen görüşler, Bulgar toplumunda Türkiye hakkında var olan önyargıları da hatırlattı. Her şeyden önce Borisov’un resmi karşılama töreni kıtasını Türkçe olarak “Merhaba asker” diye selamlaması Bulgar milliyetçilerini kızdırdı. Borisov’un bu şekilde Türkçe seslenmesini Bulgarlar açısından aşağılayıcı bulanlar oldu. Diğer taraftan, Bulgaristan’daki nehirlerin taşması sonucunda Türkiye’de meydana gelen sellere son vermek maksadıyla, Borisov’un ülkesindeki barajları güçlendireceğini söylemesi de eleştiri konusu oldu. Nedenine gelince, yeni barajların inşa edilmesinin verimli Bulgar topraklarına zarar vereceği görüşü ileri sürüldü. Bunun dışında, 1912-1920 yılları arasında Trakya bölgesinin Türkiye’de kalan kısmından göç etmek zorunda kalan Bulgarlar için Türkiye’nin tazminat ödemesi hususunu Ankara’nın önüne çıkartmadığı için Borisov’u eleştirenler oldu. Son olarak, durup dururken Türkiye’yi Osmanlı İmparatorluğu emeli olan ülke olmakla suçlayanlar da dikkat çekti.

Bazı kesimlerin bu yöndeki olumsuz tutumlarına ne Ankara ne de Sofya’nın çok fazla kulak verdiği anlaşılıyor. Nitekim Borisov’un Türkiye ziyareti vesilesiyle imzalanan 17 anlaşma, iki ülkenin ilişkilerini daha da yüksek seviyeye taşımaya çabaladığını gösterdi.




Henüz Yorum Yapılmamış.