BAKÜ-CEYHAN TEHLİKEDE Mİ?
11.09.2013
11 Eylül 2013 internetajans.com Geçtiğimiz günlerde Bakü’ye yarım günlük geniş bir heyetle ziyarette buluna Başkan Putin’in ardından, Rosneft ve SOCAR’ın imzaladığı anlaşmanın altından Türkiye’yi yakından ilgilendirecek bir ayrıntı ortaya çıkmıştır. Rosneft ve SOCAR arasında ortak üçüncü bir şirket kurmayı ve mevcut Baku-Novorossiysk boru hattının geçiş rejimini belirleyen anlaşmada, Rusya’nın hattı tersten işleterek (günümüzde Azerbaycan’dan Rusya’ya doğru işlemektedir) yılda 5 milyon ton Rus petrolünü önce Azerbaycan’a, oradan da Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattını kullanarak Akdeniz’e ulaştırma tekliflerinin olduğu bizzat SOCAR’ın en yüksek yöneticisi tarafından belirtilmiştir. Bunun da anlamı Samsun-Ceyhan boru hattı projesinin aynı Nabucco gibi geçerliliğini yitirmesidir Samsun-Ceyhan petrol boru hattı 2000’li yılların başında düşünülmeye başlanmış, 2005 yılında İtalyan ENI ve Türk Çalık firması arasında imzalanan anlaşma ile kamuoyunda duyurulmuştur. Boru hattı zaman zaman Ünye-Ceyhan hattı olarak da anılmaktadır çünkü dönemin Enerji Bakanı Hilmi Güler’in Ordu milletvekili olması dolayısıyla muhtemeldir ki hattın başlangıcı Samsun’dan Ordu’nun Ünye ilçesine alınmıştır. Buna benzer örnekler Türk siyasetinde defalarca yaşanmıştır. Örneğin mevcut Enerji Bakanı da seçim sürecinde bazı Nabucco ile ilgili uluslararası anlaşmaları kendi milletvekili olduğu Kayseri’de düzenlemeyi uygun bulmuştur 2009 yılında İtalya’da Türk ve İtalyan hükümetleri arasında imzalanan hükümetler arası anlaşma sırasında ENI ve Çalık’da Rus Transneft ve Rosneft ile karşılıklı iyi niyet anlaşmaları imzalanmıştır. Söz konusu hattın yaklaşık 550 km uzunluğunda olması ve nihai aşamada günde 1.5 milyon varil petrolü taşıması planlanmaktadır. Projenin en önemli tamamlayıcı unsurlarından birisi de Çalık grubunun 2010 yılında Ceyhan’da inşa etmek için EPDK’dan aldığı entegre rafineri ve petrokimya kompleksi başvurusudur. Yılık 12 milyon ton kapasiteli olması planlanan rafinerinin yaklaşık 5 milyar dolara mal olması beklenmektedir. Bu rafinerinin kurulma amacını iki kaynak oluşturmaktadır. Birincisi Rus ve Kazak petrolünü taşıyacak olan Samsun-Ceyhan petrol boru hattı ve ikincisi de Kuzey Irak’tan inşası tamamlanmak üzere olduğu iddia edilen Kürdistan Özerk Bölgesinin petrolüdür. Fakat Samsun-Ceyhan boru hattı projesinin gündemdeki yerini yitirmesi Çalık rafinerisinde kaynak azalmasına neden olacaktır. Özellikle 2012 yılı içerisinde İtalyan ENI şirketinin Güney Kıbrıs’ta da faaliyette bulunmaya başlamasının ardından şirketin Samsun-Ceyhan projesinden çıkartılması da bunda etkilidir Türkiye’nin çok önemli bir projesi olan Samsun-Ceyhan boru hattı projesi hiçbir zaman Ruslar tarafından tam bir hüsnü kabul ile karşılanmamış, proje de masa da tutulmakla beraber başından beri ayrıntılar da sorunlar çıkmıştır. Bunlardan en bilineni de ENI ve Çalık grubunun Rus tarafından talep ettiği taşımacılık ücretidir. Rusların iddiasına göre iki grubun talep ettiği taşımacılık ücreti boğaz geçiş ücretinden fazladır ve bu durumda Ruslar tarafından kabul edilebilir değildir. Türk tarafının artan Rus ve Kazak petrolü nedeniyle Samsun-Ceyhan projesine mutlaka evet diyeceği düşüncesine karşılık Ruslar, kısa süre öncesine kadar alternatif olarak Burgaz-Alexandroupolis (Bulgaristan-Yunanistan arasındaki proje halindeki hat) hattını öne sürmüşlerdir. Ancak son olarak Rusya’nın Azerbaycan’dan talep ettiği BTC hattını kullanma hakkı tam da jeostratejik kritik bir hamledir. Meselenin çok yönlü bir boyutu bulunmaktadır Rusya açısından üretimi hızla artan kendi petrolünü ve Kazak petrolünü Boğazlara ve Samsun-Ceyhan projesine bağımlı kalmadan ulaştırabilecektir. Türkiye açısından da Samsun-Ceyhan projesi bir açıdan Nabucco projesi durumuna düşecek, üstelik Rus petrolünün de BTC üzerinden taşınmasında da bir itirazda da bulunamayacaktır. Durumdan en çok karlı çıkacak olan ise Azerbaycan olacaktır. Yeni imzalanan Rus-Azeri enerji anlaşmaları ile yeni bir döneme giren iki ülkenin bölgedeki işbirliği adına Rus petrolünü önce Azerbaycan’a ve oradan da BTC ile Akdeniz’e ulaştırma fırsatı bulursa, Rusya ve Azerbaycan arasındaki bağımlılık gelişecek ve Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununda Rusya’yı daha fazla kendi yanına çekmeyi bekleyecektir. Bunun yanı sıra büyümeyi hedefleyen Azeri SOCAR şirketi için dünyanın başka noktalarına açılmak için ortak bir şirket kurma anlaşması yaptığı Rosneft sayesinde de Rusya’nın petrol kaynaklarına yatırım yapabilme fırsatı bulacaktır. Türkiye’nin ise bu gelişmeler karşısında kolay kolay Azerbaycan’a “bu talebi kabul edersen, Samsun-Ceyhan’ı ortadan kaldırırsın” deme ihtimali bulunmamaktadır Geçtiğimiz günlerde Bakü’ye yarım günlük geniş bir heyetle ziyarette buluna Başkan Putin’in ardından, Rosneft ve SOCAR’ın imzaladığı anlaşmanın altından Türkiye’yi yakından ilgilendirecek bir ayrıntı ortaya çıkmıştır. Rosneft ve SOCAR arasında ortak üçüncü bir şirket kurmayı ve mevcut Baku-Novorossiysk boru hattının geçiş rejimini belirleyen anlaşmada, Rusya’nın hattı tersten işleterek (günümüzde Azerbaycan’dan Rusya’ya doğru işlemektedir) yılda 5 milyon ton Rus petrolünü önce Azerbaycan’a, oradan da Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattını kullanarak Akdeniz’e ulaştırma tekliflerinin olduğu bizzat SOCAR’ın en yüksek yöneticisi tarafından belirtilmiştir. Bunun da anlamı Samsun-Ceyhan boru hattı projesinin aynı Nabucco gibi geçerliliğini yitirmesidir Samsun-Ceyhan petrol boru hattı 2000’li yılların başında düşünülmeye başlanmış, 2005 yılında İtalyan ENI ve Türk Çalık firması arasında imzalanan anlaşma ile kamuoyunda duyurulmuştur. Boru hattı zaman zaman Ünye-Ceyhan hattı olarak da anılmaktadır çünkü dönemin Enerji Bakanı Hilmi Güler’in Ordu milletvekili olması dolayısıyla muhtemeldir ki hattın başlangıcı Samsun’dan Ordu’nun Ünye ilçesine alınmıştır. Buna benzer örnekler Türk siyasetinde defalarca yaşanmıştır. Örneğin mevcut Enerji Bakanı da seçim sürecinde bazı Nabucco ile ilgili uluslararası anlaşmaları kendi milletvekili olduğu Kayseri’de düzenlemeyi uygun bulmuştur 2009 yılında İtalya’da Türk ve İtalyan hükümetleri arasında imzalanan hükümetler arası anlaşma sırasında ENI ve Çalık’da Rus Transneft ve Rosneft ile karşılıklı iyi niyet anlaşmaları imzalanmıştır. Söz konusu hattın yaklaşık 550 km uzunluğunda olması ve nihai aşamada günde 1.5 milyon varil petrolü taşıması planlanmaktadır. Projenin en önemli tamamlayıcı unsurlarından birisi de Çalık grubunun 2010 yılında Ceyhan’da inşa etmek için EPDK’dan aldığı entegre rafineri ve petrokimya kompleksi başvurusudur. Yılık 12 milyon ton kapasiteli olması planlanan rafinerinin yaklaşık 5 milyar dolara mal olması beklenmektedir. Bu rafinerinin kurulma amacını iki kaynak oluşturmaktadır. Birincisi Rus ve Kazak petrolünü taşıyacak olan Samsun-Ceyhan petrol boru hattı ve ikincisi de Kuzey Irak’tan inşası tamamlanmak üzere olduğu iddia edilen Kürdistan Özerk Bölgesinin petrolüdür. Fakat Samsun-Ceyhan boru hattı projesinin gündemdeki yerini yitirmesi Çalık rafinerisinde kaynak azalmasına neden olacaktır. Özellikle 2012 yılı içerisinde İtalyan ENI şirketinin Güney Kıbrıs’ta da faaliyette bulunmaya başlamasının ardından şirketin Samsun-Ceyhan projesinden çıkartılması da bunda etkilidir Türkiye’nin çok önemli bir projesi olan Samsun-Ceyhan boru hattı projesi hiçbir zaman Ruslar tarafından tam bir hüsnü kabul ile karşılanmamış, proje de masa da tutulmakla beraber başından beri ayrıntılar da sorunlar çıkmıştır. Bunlardan en bilineni de ENI ve Çalık grubunun Rus tarafından talep ettiği taşımacılık ücretidir. Rusların iddiasına göre iki grubun talep ettiği taşımacılık ücreti boğaz geçiş ücretinden fazladır ve bu durumda Ruslar tarafından kabul edilebilir değildir. Türk tarafının artan Rus ve Kazak petrolü nedeniyle Samsun-Ceyhan projesine mutlaka evet diyeceği düşüncesine karşılık Ruslar, kısa süre öncesine kadar alternatif olarak Burgaz-Alexandroupolis (Bulgaristan-Yunanistan arasındaki proje halindeki hat) hattını öne sürmüşlerdir. Ancak son olarak Rusya’nın Azerbaycan’dan talep ettiği BTC hattını kullanma hakkı tam da jeostratejik kritik bir hamledir. Meselenin çok yönlü bir boyutu bulunmaktadır Rusya açısından üretimi hızla artan kendi petrolünü ve Kazak petrolünü Boğazlara ve Samsun-Ceyhan projesine bağımlı kalmadan ulaştırabilecektir. Türkiye açısından da Samsun-Ceyhan projesi bir açıdan Nabucco projesi durumuna düşecek, üstelik Rus petrolünün de BTC üzerinden taşınmasında da bir itirazda da bulunamayacaktır. Durumdan en çok karlı çıkacak olan ise Azerbaycan olacaktır. Yeni imzalanan Rus-Azeri enerji anlaşmaları ile yeni bir döneme giren iki ülkenin bölgedeki işbirliği adına Rus petrolünü önce Azerbaycan’a ve oradan da BTC ile Akdeniz’e ulaştırma fırsatı bulursa, Rusya ve Azerbaycan arasındaki bağımlılık gelişecek ve Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununda Rusya’yı daha fazla kendi yanına çekmeyi bekleyecektir. Bunun yanı sıra büyümeyi hedefleyen Azeri SOCAR şirketi için dünyanın başka noktalarına açılmak için ortak bir şirket kurma anlaşması yaptığı Rosneft sayesinde de Rusya’nın petrol kaynaklarına yatırım yapabilme fırsatı bulacaktır. Türkiye’nin ise bu gelişmeler karşısında kolay kolay Azerbaycan’a “bu talebi kabul edersen, Samsun-Ceyhan’ı ortadan kaldırırsın” deme ihtimali bulunmamaktadır
Henüz Yorum Yapılmamış.
- OBAMA: IRAK BİZE DERS OLDU Irak 11.09.2013
- RUSYA VE AZERBAYCAN ANLAŞMALARI ONAYLANDI Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 11.09.2013
- PAKİSTAN TALİBANI, MÜZAKERELER İÇİN TOPLANIYOR Asya - Pasifik 11.09.2013
- MAKEDONYA, ROMANLAR ARASINDAKİ İŞSİZLİĞE EL ATACAK Balkanlar 11.09.2013
- YUNANİSTAN’DA İNTİHAR VAKALARI YÜZDE 45 ARTTI Avrupa - AB 11.09.2013
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
Dergiler
-
"TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI" BAŞLIKLI KONFERANS