Paylaş :

PDF İndir :

24 Haziran 2016

haberler.com

Büyükelçi Bağırov, Dağlık Karabağ sorununa çözüm arayışlarındaki son durumu AA muhabirine değerlendirdi.

Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sinin Ermenistan'ın işgali altında olduğunu vurgulayan Bağırov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in arabuluculuğunda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın 20 Haziran'da St. Petersburg'da gerçekleştirdiği Dağlık Karabağ toplantısında bu sorunun çözümünün sadece uluslararası hukuk kurulları çerçevesinde gerçekleşebileceğinin kararlaştırıldığını belirtti.

Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün korunması ve sınırlarındaki işgalin sonlandırılması gerektiğini vurgulayan Bağırov, "Uzun yıllardır Minsk Grubu tarafından müzakereler yürütülüyor ancak bu müzakerelerin sonucunda herhangi bir fayda sağlanamadı. İşgal hala devam ediyor ve bu işgalden en fazla zarar gören Azerbaycan Cumhuriyeti'dir. Azerbaycan'da 1 milyondan fazla kişi doğduğu yeri terk etmek zorunda kaldı." dedi.

"İşgal devam ediyor"

Tarafların Dağlık Karabağ'da aşamalı çözüm için prensip anlaşmasına vardığı haberlerini değerlendiren Bağırov, "Şu an herhangi bir anlaşma var demek için çok erken. Çünkü işgal devam ediyor. Hala işgalin bitmesi istikametinde herhangi bir somut adım atılmadı. İnşallah somut adımlar atılırsa o zaman bu görüşmenin bir sonuca vardığını söyleyebiliriz." diye konuştu.

Bağırov, Madrid Prensiplerinin öngördüğü şekilde Dağlık Karabağ etrafında Azerbaycan toprağı olan bölgelerin işgalinin sonlandırılmasının, (Dağlık Karabağ ve Ermenistan arasındaki) koridorun müzakereyle belirlenmesinin ve daha sonra Dağlık Karabağ'ın statüsüne Azerbaycan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ halkının katılımıyla yapılacak bir referandumla karar verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Büyükelçi Bağırov, "İlk önce işgal sona ermeli, Ermeni silahlı kuvvetlerinin derhal şart koşmaksızın Azerbaycan topraklarından çıkarılması lazım. Ondan sonra tabii ki Dağlık Karabağ statüsünün müzakeresi referandum vasıtasıyla çözülebilir." ifadesini kullandı.

Dağlık Karabağ'da çözüm arandığı bir dönemde Rusya'nın son dönemde bölgede askeri varlığını artırmasını değerlendiren Bağırov, "Zaten Rusya'nın bölgede silahlı askeri varlığı mevcut. Malum olduğu gibi Ermenistan'ın Gümrü şehrinde Rusya'nın büyük bir üssü mevcut. O üs kime karşı belli. Bölgemizde Ermenistan dışında Rusya'nın varlık gösterdiği bir yer yok. Güney Kafkasya'nın üç cumhuriyetinden sadece Ermenistan'da Rusya'nın varlığı var." dedi.

Dağlık Karabağ sorunu

Dağlık Karabağ sorunu, Sovyetlerin dağılmasının ardından Ermenilerin bu bölgelerde hak iddia etmesiyle başladı ve Ermeniler 1991'de başlattıkları saldırılarla Hankendi'yi, 1992'de Hocalı ve Şuşa'yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere'yi de ele geçiren Ermeniler, 1993'te Ağdam'a girdi. Ağdam'ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi.

Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal edilirken, 1 milyona yakın kişi doğduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı.

Taraflar, 4-5 Mayıs 1994'te, Bişkek'te, Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamenter Asamblesi, Kırgızistan Cumhuriyeti'nin Parlamentosu, Rusya'nın Federal Meclisi ve Dışişleri Bakanlığının inisiyatifiyle Bişkek Protokolü diye bilinen ateşkes anlaşması imzaladı.

Anlaşmayla geniş çaplı saldırı ve operasyonlara son verildi. Kelbecer, Ağdere, Ağdam, Hocavend ve Fuzuli illerine konuşlandırılan Ermeni güçleri ile diğer bölgeleri savunmak için konuşlanan Azerbaycan güçleri arasında cephe hattı oluştu.

Mevzilerin inşa edildiği, siperlerin kazıldığı cephe hattı, Ermenistan'la sınırda bulunan Gazah, Ağstafa, Tovuz ve Gedebey illeri boyunca da uzandı. Birbirlerine çok yakın olan mevzi ve siperler arasındaki alanlara ise olası saldırıları önlemek için mayınlar döşendi.

Bişkek Protokolünün imzalanmasından bu yana ateşkes kağıt üzerinde kaldı ve çatışmalarda her iki taraf da kesin rakam verilmeyen fakat sayıları binlerle ifade edilen askerini kaybetti.