Paylaş :

PDF İndir :

Yeniposta (3 Ocak 2017)

Levent Taşkıran

Federal Alman Siyasal Eğitim ve Araştırma Merkezi (Bundeszentrale für Politische Bildung BPB) son sayısında 1915 olaylarını "soykırım gerçeği“ ve "dersi“ olarak işledi. 1915 olaylarının bu zamana kadar ne tarihsel ne de hukuken kanıtlanamamasına rağmen, vatandaşın vergileri ile finanse edilen ve demokrasilerde de ender görülen, devlete ait bir siyasal eğitim kurumu olan BPB’nin sözde Ermeni Soykırımı propagandasına alet olması tepkiyle karşılandı.

Vatandaşlarımız „Bu kurumun varlığı da çok şüpheli, çünkü siyasal düşünce devlet kontrolü dışında olmalıdır“ dediği BPB’yi  “soykırımı” atağı dolayısıyla kınadı.

ALMANYA YAHUDİ SOYKIRIMINI PERDELEMEK Mİ İSTİYOR?

Konuya ilişkin tepkilerini didle getiren yurtseverler özetle şunları söylediler:

„Soykırım bir hukuki kavram olduğu gibi, bu kavramın kullanılması için ise mahkemece tecillenmesi gerekiyor. Almanya’nın yeni devlet politikası acaba Yahudilere yaptıkları ve birebir mahkeme tarafından da kanıtlamaz mı? Hedef , soykırımı acaba Türklerin üzerine yıkarak bir psikolojik baskı aracı olarak kullanmak mıdır? Geçen sene Almanya’ya Türk Üniversiteler Derneği Türk ÜniD e.V. davetlisi olarak Köln ve Essen üniversitesinde konferanslar veren tarihçi Prof.Dr. İlber Ortaylı’nın da işaret ettiği gibi, Almanya burada sanki kendi yaptıkları soykırımı anlamsızlaştırma ve kendi ülkelerinde yaşayan 4 milyondan fazla Türk’ü soykırımcı ilan ederek psikolojik üstünlük sağlama gibi bir devlet stratejisi olduğu algısı oluşuyor zihinlerde. Almanya’da üstelik bu konuda Fatih Akın’ın çevirdiği ve soykırımı tek taraflı olarak konu olan “ The Cut” filmine de finansal olarak desteklemesi, Berlin’de bulunan ve miyonlarca Avro bütçesi ile Ermeni Soykırım propagandasını yapan ‘ Lepsiushaus’a kaynak ayırabilmesi- ki bu durumdan başka bir tarihçi olan ve Köln Dom Forum’daki bir konferans esnasında Wolfgang Gust’un da yakınması -, Almanya’da Cem Özdemir’in de öncülüğü ile son iki yılda Yahudi Soykırımı yerine sürekli 1915 olaylarında tek taraflı olarak Türklerin suçlu gösterilmesi göze çarpıyor.

Özellikle ‘BPB’ gibi devlete bağlı düşünce kuruluşların daha öne çıkarak Ermeni soykırım iddiasını kitaplaştırarak konunun okul kitaplarına ve üniversitelere sokulması için psikolojik öncülük yaptığı algısı oluşmaktadır!