ABD’NİN RUSYA GÜNDEMİ BİTMİYOR
Paylaş :
PDF İndir :

12.06.2017


Birgün (11 Haziran 2017)
Eski FBI Direktörü Comey’in, Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale ettiğine dönük iddiaları, ABD’de bir numaralı gündem maddesi. BirGün’e konuşan uzmanlar, ülkede Soğuk Savaş dönemini andıran tartışmaların yapıldığını dile getiriyor

ABD’de Donald Trump ve Hillary Clinton’un başkanlık yarışı sırasında başlayan Rusya’nın seçime müdahale ettiğine yönelik tartışma, büyüyerek devam ediyor. Son olarak, Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) görevden alınan Direktörü James Comey’in Senato’nun Trump ekibi ile Rusya bağlantısını inceleyen İstihbarat Komitesi önünde yeminli ifade vermesi tartışmaları ateşledi. İddiaların Trump’ın azledilmesine yol açabilecek bir soruşturmaya neden olabileceği konuşuluyor. Uzmanlar, bu kararın Kongre’de güçlü olan Cumhuriyetçi Parti tarafından verileceğini belirtiyor.
İddialara farklı açılardan bakan iki dış politika yazarı John Feffer ve Conn Hallinan’la konuştuk. Her ikisini de birleştiren nokta, ABD’nin ironik şekilde bu güne kadar pek çok ülkenin seçimine ve iç siyasetine müdahale ettiği gerçeği.
Çok sayıda kanıt var
Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale ettiğine dair pek çok kanıt olduğunu savunan Feffer’e göre, yine de bu müdahale seçim sonuçlarında büyük bir değişime neden olmadı. Feffer’in, Rusya’nın seçimlere müdahale etmiş olabileceğini düşünmesinin iki nedeni var. Bir, “ABD’de siyasi kaos yaratmanın Rusya’nın çıkarına olduğu”. İki, “Rusya’nın daha önce de Avrupa’da seçimlere etki etmeye çalıştığı”. Bununla beraber, ABD’nin de ülkelerin iç işlerine ve siyasi tercihlerine müdahale ettiğini kabul ediyor.
Feffer’e göre, “İlginç olan hikâyenin tam olarak ne olduğunu bilmememiz. Trump yönetiminin Rus yetkililerle görüşmelerini neden gizlemek istediğini bilmiyoruz. Geçmişte 20 ABD yönetimi Ruslar ile iletişime geçti. Rusya’yla görüşmek tek başına bir suç değil. Peki Sessions, Flynn, Kushner gibi kişilerin görüşmeleri saklamalarının nedeni ne? Neden, ABD dış politikasının daha geniş ölçekteki dinamiklerini anlamamaları olabilir, ya da gerçeğe daha yakın olan açıklama ile, ortada gerçekten yanlış bir şey olabilir…”
Azledilebilir mi?
Peki Trump’ın azledilmesine neden olabilecek bir hukuki süreç başlayacak mı? Feffer’e göre bu mümkün. Fakat buna ne Trump ne de Demokratlar; Trump’ın Temsilciler Meclisi ve Senato’daki Cumhuriyetçi çalışma arkadaşları verecek. Her iki kurulda da Cumhuriyetçiler çoğunlukta.
Perşembe günü, Comey’in ifadesi sonrası Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Paul Ryan, Trump’a arka çıkmıştı. “Cumhuriyetçi Parti, neredeyse tümü Trump’tan rahatsız olsa da henüz onu terk etmedi” diyor Feffer, ancak sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hatırlayın, Nixon 1972’de seçimi yeniden açık ara kazanmıştı, arkasında büyük bir halk ve parti desteği vardı. Trump’ın zaferi ise açık ara değil, Cumhuriyetçi Parti içinde kendisine dikkate değer muhalefet var. Yani bugünkü Cumhuriyetçiler, Trump’tan Nixon’dan olduğundan çok daha kolay vazgeçebilirler.”
Yasal değil politik
Seçime Rus müdahalesiyle ilgili yeterli delil bulunmadığını savunan Conn Hallinan ise azledilme ihtimaline şüpheyle bakıyor. Ancak olası bir azlin şu koşullar altında gerçekleşebileceğini söylüyor: “Eğer Cumhuriyetçiler ara dönem seçimlerinde kötü sonuç alırlarsa, o zaman Trump’tan kurtulmak isteyen Cumhuriyetçilerle karşılaşabiliriz. Yalnız bu yasal değil politik bir süreç.”
Hallinan da Rusya’nın seçimlere müdahale ettiğine dair söylemin Soğuk Savaş dönemindeki 50’ler Amerikası’nı anımsattığını belirtiyor.
“Bu durum iki ülkenin ‘gezegeni yok edebilecek ölçüde’ nükleer silah kapasitesine sahip olması açısından çok tehlikeli” diyor Hallinan, öte yandan, Rusya ve ABD arasındaki gerginliğin, Suriye ve Ukrayna meseleleriyle ilgili çözümden uzaklaşılmasına neden olabileceğini belirtiyor. Hallinan, ABD’nin bugüne kadar 1996 Rusya seçimi dahil pek çok seçime ve pek çok ülkenin içişlerine müdahale ettiğini hatırlatıyor.
Liberaller eskiye döndü
Demokratların Soğuk Savaş liberalizmine geri döndüğünü belirten Hallinan, Clinton’un Rusya nedeniyle seçimi kazanamadığına dair söylemin, “İyi bir kampanya yapamayan Demokrat Parti’nin bu konudaki sorumluluğunu ortadan kaldırmaya yaradığını” ileri sürüyor.
Michael Flynn’in Rusya’yla ilişkilerinin yanında Türkiye lehine lobi faaliyetleri de mercek altında. Hallinan, Flynn-Türkiye ilişkisini şöyle yorumluyor: “Bence Flynn’le ilgili tehlike yalan ifade verip vermediği sorusunda saklı. Eğer yalan ifade verdiyse bu bir suç. Savcılar, kendisini yalan ifadeyle suçlayacaklarını söyleyip bir anlaşmaya varırlarsa, bu bildiği her şeyi anlatması anlamına gelir. Trump bu durumdan çok korkuyor.”
***
Trump: Yeminli ifade vermeye hazırım
ABD Başkanı Donald Trump, eski FBI Başkanı James Comey’in iddialarını yalanlayarak savcı karşısında yeminli ifade vermeye hazır olduğunu belirtti. Trump, Beyaz Saray’da yaptığı basın toplantısında “Comey benim söylediklerimin çoğunu kabul etti. Söylediği bazı şeyler doğru değildi” dedi. Trump, Comey’den bağlılık sözü istediği iddialarını da reddetti.




Henüz Yorum Yapılmamış.