PDF İndir :
AB Haber (6 Nisan 2017)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM) bulunan 2066 dava 2016`da sonuçlandı. Bu rakam bir rekor olarak kabul edilmektedir. 2015`da sonuçlanan davaların sayısı sadece 1537 idi. 2016`da sonuçlanan davaların çoğu, Türkiye (274) ile bağlantılıydı. Bunu 265 dava ile Slovenya, 261 dava ile Rusya Federasyonu izledi. Kıbrısla ilgili davalara gelince, 2016`da sadece iki dava sonuçlandı.
2016 yılında sonuçlanamayan en çok dava İtalya ile (2350 dava) ilgiliydi. Bunu 1573 davayla Rusya Federasyonu ve 1430 davayla Türkiye izledi. Kıbrısla ilgili sonuçlanmayan dava sayısı ise dokuzdu. 2016`da gözetim altına alınan yeni davalarla ilgili olarak, ilk sırada, Rusya Federasyonu (283) bulunuyordu ve bunu Romanya (151), Yunanistan (121) Türkiye (114) izledi. Kıbrısla ilgili davalar ise dört taneydi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Çarşamba günü, 2016 ile ilgili yıllık raporu yayınladı.
Avrupa Konseyi, açık olan konularda olumlu bir sonuç için yapılan çabaların verimli olduğunu ve sonuçlarına davların rekor düzeye ulaştığını açıkladı. Bunların çoğunun, uzun yıllar süren, yapısal sorunlar, özellikle güvenlik güçlerinin kontrol eylemleri, özgürlükleri kısıtlanan kişilere karşı kötü muamele, yargının etkinliğiyle bağlantılı olduğu belirtildi.
Raporda ayrıca, toplam açık dava sayısında bir azalma görüldüğü ve 2010`dan yana ilk kez açık davaların sayısının 10 binden az olduğu, yani, 2010`da 10652, 2015 yılının sonunda ise bu sayının 9.941`e düştüğü belirtildi.
Raporda ayrıca, çabaların olumlu sonuçlar vermeye başladığı, buna rağmen, özellikle büyük yapısal meselelerde, ya da daha ince meselelerde, kararların hayata geçirilmesinde zorluklar olmaya devam ettiği vurgulandı.
Sonuçlanan davaların, özellikle, gelişmiş gözetim altında yasal bir emsal yaratan başlıca durumları ilgilendirdiği ve sayılarının 2015`e kıyasla on sekizden, 2016`da 45`e çıktığı belirtildi. Ayrıca, rutin gözetim altında yasal bir emsal oluşturan davaların sonuçlanmasında da bir artış gözetlendiği kaydedildi.
Açıklamada, istatistik verilerin çok olumlu olmasına rağmen, kaygılanmak için nedenler olduğu vurgulanmaktadır. Örneğin, rutin gözetim altında yasal bir emsal oluşturmakla ilgili meselelerin sayısı artmaya devam etmektedir.
Ayrıca sadece memnuniyeti için meblağlar ödeme tarifelerinde indirimler var. Bunun yanı sıra, Mahkeme kararlarının İcra Dairesine verilmesi süresi, kaygı kaynağı olmaya devam ediyor ve bu durumun, sorumlu ulusal Makamlar tarafından, özel ilgiye ihtiyacı olduğu vurgulandı.
