“20. Yılında 89 Göçü” İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünün diğer bazı kuruluşlarla beraber 7–8 Aralık’ta düzenlediği bir sempozyumun adıdır.
89 Göçü ile 1989 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelen ve bazıları da zorla gönderilen 350.000 kadar Türkün göçü kastedilmektedir.
Bulgaristan, Bulgar aslından olmayan Bulgar vatandaşların daima güçlükler ve baskılarla karşılaştıkları, bazen de zorla asimilasyona uğradıkları bir ülkedir. Bulgaristan’da en büyük azınlık Türkler olduğu için bu muameleye en fazla onlar maruz kalmışlardır. Türk-Bulgar ilişkilerinin de en önemli konusu da her zaman Bulgaristan’daki Türkler olmuştur.
1984 yılının Aralık ayı sonunda Güney Bulgaristan’da Kırcali bölgesinden başlayarak, yaklaşık iki buçuk aylık bir süre içinde Bulgaristan’daki Türk aslından gelen kişilerin adları Bulgar adlarıyla değiştirilmiş, Türkçe konuşmak, geleneksel Türk kıyafeti giymek hatta Türk müziği dinlemek yasaklanmış, dini alanda da sünnet yaptırmak ve vefat edenleri Müslüman usulüne göre gömmeye son verilmiştir.
Bu olay Türkiye ile Bulgaristan arasında büyük bir kriz yaratmış, Türkiye’nin, isteyen Türklerin Türkiye’ye göçüne izin verilmesi önerisi kabul edilmemiş, Sovyetlerin araya girmesiyle iki ülke arasında müzakereler yapılmışsa da bunlar bir sonuç vermemiştir.
Bulgaristan, Sovyetlerin Perestroyka ve Glasnost politikalarını mecburen izleyerek nispeten liberal bir pasaport kanunu kabul edince yüz binlerce Türk, Türkiye’ye göç etmek için, pasaport almıştır. Bu sırada Kuzey Bulgaristan’da Bulgar kolluk güçleriyle Türkler arasında çıkan arbedelerde bazı Türkler (7 Kişi) ölünce Başkan Jivkov olayların genişlemesinden endişeye duyarak, o zamana kadar izledikleri politikayı değiştirmiş ve Türkiye’nin “Bulgar Müslümanlarını” kabul etmesini istemiştir. Başbakan Özal’da Türkler için vizeyi kaldırınca, yaklaşık iki buçuk ay içinde 320.000 kadar Türk Türkiye’ye gelmiştir. Bunlar arasında, siyasi yönden “sakıncalı” bulunduğu için Bulgar makamları tarafından zorla Türkiye’ye gönderilenler de vardır.
Git gide artan sayıda Türkün, aileleriyle beraber, Türkiye’ye gelmesi büyük iskân sorunları yaratmış ve bunlarla baş edemeyen zamanın hükümeti, Türklere vize uygulamasına yeniden başlayarak gelenlerin sayısını sınırlamıştır. Birkaç ay sonra, Kasım 1989’da Jivkov, yeni kurulmuş olan sendikaların devamlı gösterileri sonunda istifa etmiştir. 1989 yılının son günlerinde Türklerin Bulgarlaştırılması için alınan önlemler kaldırılmıştır.
1989’un 20. yılı olan 2009’da, Bulgaristan’dan göç eden vatandaşlarımız tarafından söz konusu olayları anmak amacıyla bazı etkinlikler düzenlenmiştir. Bunların sonuncusu, yukarıda değindiğimiz, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yapılan sempozyumdur.
Bu toplantının özelliği tamamen bilimsel olmasıdır. Takdim yapanların çok büyük bir kısmı üniversite öğretim üyesidir. Seçilen konular da öyledir.
Söz konusu sempozyum üç konunun aydınlanmasına yardımcı olmuştur.
Birincisi, o yıllarda Bulgaristan’daki Türklerin durumudur. Bunun yanında Bulgarlaştırma önlemlerinin uygulanması ve soydaşlarımızın tepkileri de ele alınmıştır.
İkincisi Türkiye’ye göç edenlerin bugünkü durumudur. Göç edenler genellikte Türkiye koşullarına iyi uyum sağlamış ve başarılı olmuş olmakla beraber (örneğin bu sempozyumda söz alan yirmi kişiden dokuzunun 89 göçü ile gelen ve Türk üniversitelerinde öğretim üyesi olmuş kişilerdir) halen de parçalanmış aileler, çifte vatandaşlık ve diğer bazı sorunlar mevcuttur.
Üçüncüsü ise Bulgaristan’da kalan Türklerin durumudur. Verilen bilgilerden, maalesef, halen de Bulgarlaştırmanın resmi değil fiili bir politika en azından birçok Bulgar yetkilisinin tutumu olarak devam ettiği anlaşılmaktadır. Ancak bu kez zor kullanılmadığı için Türk adlarının iadesinde zorluk çıkarmak veya okullarda Türk sınıfları açılmasında isteksiz davranmak gibi bazı uygulamalara başvurdukları anlaşılmaktadır. Daha vahim olanı Bulgaristan’da aşırı milliyetçiliğin ve buna bağlı olarak da Türk karşıtlığının artmakta olmasıdır. Bulgaristan’ın Avrupa Birliği üyesi olması bu eğilimi değiştirememiş, hatta anlaşılamaz bir şekilde, adeta teşvik etmiş gibidir. Açıkça ırkçı bir tutum sergileyen ve oyların % 10’una sahip ATAKA Partisi yetmiyormuş gibi, Başbakan Boyko Borisov ve yeni kurulan ve % 40 kadar oy olan partisi GERB’in de aşırı milliyetçi olması Türklerin yaşamını kolaylaştırmamıştır. Dileğimiz önümüzdeki yıllarda 1989’un, günün koşullarına uygun bir versiyonu ile karşılaşmamamızdır.
Bu konulara açıklık getiren söz konusu Sempozyumu düzenleyen İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünü ve katkıda bulunan diğer kuruluşları yürekten kutlarız.
Henüz Yorum Yapılmamış.
- DAVUTOĞLU’NUN BOSNA-HERSEK ZİYARETİ VE “BAYRAK KRİZİ”-4 Şubat 2011 Balkanlar 12.04.2009
- UNAMI BİR YIL DAHA IRAK’TA Irak 12.04.2009
- 30 AĞUSTOS'TA YENİLSEYDİK Kafkasya ve Türk-Ermeni İlişkileri 12.04.2009
- İSRAİL'DEN YUNANİSTAN'A DOĞALGAZ ATAĞI Balkanlar 12.04.2009
- BULGARİSTAN’IN TÜRKİYE İKİLEMİ - 22 Ekim 2010 Balkanlar 12.04.2009
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
"TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI" BAŞLIKLI KONFERANS