YENİ AVRUPA KOMİSYONU 1 ARALIK’TA GÖREVİNE BAŞLIYOR: PEKİ ÖNCELİKLERİ NELER OLMALI?
Analiz No : 2019 / 34
29.11.2019
5 dk okuma

Ursula von der Leyen Başkanlığındaki yeni Avrupa Komisyonu 27 Kasım 2019’da güven oyunu almıştır. 1 Aralık 2019’da göreve başlayacaktır. Bilindiği gibi Avrupa Komisyonu Başkanlık seçimi ve komiserlerin belirlenmesi tartışmalı bir süreç olmuştur. Süreçte Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen’in seçilmesinden başlayarak hem Avrupa Birliği için hem de Türkiye için dikkat çekici gelişmeler yaşanmıştır. Bunların başında “Avrupalı Yaşam Biçiminin Korunması” tartışması gelmektedir. Başlık ve içeriği, ilk olarak Birlik içinde tepki almış, gelen tepkiler üzerine “Avrupalı Yaşam Biçiminin Özendirilmesi” olarak değiştirilmiştir. 

Yeni başlık diğeri kadar rahatsız edici olmasa da “ehven-i şer” olarak görülmektedir. Başlık değişikliğinden sonra, von der Leyen’in konuya ilişkin katkılarını beklerken 1 Aralık’ta işbaşı yapacak olarak yeni Avrupa Komisyonu’nun önceliklerinin dört başlıkla sınırlandığı görülmektedir. Bu yazıda von der Leyen’in ilk yüz gün için dört önceliği ele alınacaktır. Bunlar; işsizlik, göç, iklim değişikliği ve cinsiyet eşitliği olarak listelenmiştir. 

Yeni Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen sıraladığı önceliklere ilişkin olarak sorunlara sayı sınırı getirmek doğru değildir. Von der Leyen tarafından öne sürülen hususlar ciddi sorunlardır. Hiçbiri karşı çıkılacak önemsiz sorunlar değildir. 

İşsizlik ve göç dünyada genel sorunlar olarak öne çıkmaktadır. Bilhassa Avrupa’da işsizlik ele alındığında, dünyadaki işsizlik oranları ile kıyaslarsak ortalamanın çok altında olduğu görülmektedir. Göç konusu dünyada genel bir sorun olmakla birlikte, Avrupa özelinde ele alındığında çok katmanlı bir sorun olarak öne çıkmaktadır ve dolayısıyla içinden birkaç farklı öncelik bile ön plana çıkabilir ve çıkmalıdır. Bu noktada, sığınmacıların yaşadığı sıkıntılar, sığınmacıların inançlarına göre sınıflandırılması, maruz kaldıkları muamele ve daha pek çok alt önemli sorun öncelikler arasında yerini alabilir. 

Cinsiyet eşitliği çok önemli bir sorundur. Bugün, İstanbul Sözleşmesi’nin[1] AB için de önemli olduğu vurgulanmaktadır. 25 Ekim’de Avrupa Komisyonu Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, “Avrupa’da ve dünyanın hiçbir yerinde kadına karşı şiddetin yeri yoktur. Bunun önemini bilmemize rağmen, bu mücadeleden galip çıkmaktan çok uzağız.” diyerek cinsiyet eşitsizliğinin ve kadına yönelik şiddetin ciddiyetini vurgulamıştır[2]. Buna rağmen İstanbul Sözleşmesini Birlik içinde reddedenler bulunmaktadır. Örneğin, Slovakya ikinci kez reddetmiştir[3].

İklim değişikliği küresel ölçekte büyük bir sorundur. İklim değişikliği konusunda Avrupa ne kadar verimli kararlar alırsa alsın, bu konuda öne çıkan diğer ülkeler yapıcı adım atmadığı sürece etkin bir çözümün sağlanması mümkün değildir. Sera gazı salınımı konusunda önde gelen iki ülke ABD ve Çin’dir. 

Üzerinde özellikle durulması gereken konu “Avrupalı Yaşam Biçiminin Korunması” başlığının yeni formunda bile tartışılmasıdır. Bu başlık Avrupa’nın temel sorunlarını ihtiva etmektedir. Avrupalı yaşam biçiminin korunması için göçmenlerin gelmesini engellenin bir öneri olarak öne sürüldüğü, Avrupa’nın temel değerleri ile bağdaşmayacak şekilde din özgürlüğünün rafa kalkması, ibadethanelere saldırıların sıklık kazanması unutulmamalıdır. Bunlarla ilişkili olarak NeoNazizmin yükselmesi ve diğer aşırı sağ eğilimlerin daha fazla cesaretlenmesi sonucu ırkçılığın artması, İslam düşmanlığının ve korkusunun güçlenmesi, AntiSemitizmin artması toplumun huzurunu kaçıran diğer önemli sorunlardır. 

Soykırımların yaşandığı kıta Avrupası güçlenerek ve oylarını artırarak gelen aşırı sağ partilerin gücünü azımsamamalıdır. Bu eğilimler Avrupa halkları için tehlike arz etmektedir. Dolayısıyla öncelikler için yapılan bir sıralamada toplumun bu konudaki hassasiyetlerine kulak verilmesinde fayda olacaktır. 

Sonuç olarak, yeni komisyonun ve başkanının münhasıran Avrupa’nın yüz yüze olduğu ve toplumu derinden etkileme potansiyeline sahip aşırı akımlar gibi sorunlar mevcut iken, değerleri ve önemleri kuşkusuz olan, küresel nitelikteki sorunlarla perdelenmemeleri ve Avrupa'nın sorunların geri plana atılmaması önem taşımaktadır.

 

Fotoğraf: https://www.europarl.europa.eu/news/en/press-room/20190711IPR56823/ursula-von-der-leyen-presents-her-vision-to-meps

 


[1] “İstanbul Sözleşmesi nedir? Türkiye Sözleşmenin Yükümlülüklerini Yerine Getiriyor mu?, EuroNews.com, 21 Ekim 2019, https://tr.euronews.com/2019/10/21/istanbul-sozlesmesi-nedir-turkiye-sozlesmenin-yukumluluklerini-yerine-getiriyor-mu

[2] “Stop violence against women: Statement by the European Commission and the High Representative”, avrupa.info.tr, 24 Kasım 2019, https://www.avrupa.info.tr/en/pr/stop-violence-against-women-statement-european-commission-and-high-representative-9984

[3] “Slovakia Rejected the Istanbul Convention for a Second Time”, novinite.com, 29 Kasım 2019, https://www.novinite.com/articles/201945/Slovakia+Rejected+the+Istanbul+Convention+for+a+Second+Time


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten