“KADİFE DEVRİM” SONRASINDA ERMENİSTAN’DA SİYASET
Analiz No : 2018 / 14
16.05.2018
41 dk okuma

Cumhurbaşkanlığı görevini 9 Nisan’da Armen Sarkissian’a bırakan Serj Sarkisyan’ın Başbakan seçilmesini engellemek amacıyla Nikol Paşinyan’ın 31 Mart’ta Ermenistan’ın ikinci büyük kenti Gümrü’de başlattığı ve başlangıçta pek de güçlü olmayan protesto hareketi, gitgide büyüyerek özellikle 14 Nisan’dan sonra tüm ülkeyi saran bir halk hareketine dönüştü. Çoğunluğunu Sarkisyan’ın lideri olduğu Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi’nin (ECP) oluşturduğu parlamentoda (105 sandalyenin 58’i), 17 Nisan’da Sarkisyan’ın Başbakan seçilmesi sonrası parlamento dışı muhalefet sönümlenmek bir yana, daha da büyüdü. 22 Nisan’da, Sarkisyan’ın 1 Mart 2008’de resmi rakamlara göre on kişinin hayatını kaybettiği olaylara atıf yaparak bir yerde aba altından sopa göstermesine ve protesto hareketinin liderleri olan Nikol Paşinyan, Ararat Mirzoyan ve Sasun Mikaelyan’ın gözaltına alınmasına rağmen bu eğilim devam etti. Protestoların artarak devam ettiğini, üstüne üstlük 23 Nisan’da kışlalarını terk eden bazı askerlerin üniformalarıyla protestoculara katıldığını gören Sarkisyan, muhtemelen 24 Nisan’da protestoların daha da artacağını ve belki de kontrol edilemez bir noktaya varacağını öngörerek, aynı gün başbakanlıktan istifa ettiğini açıkladı.

Sarkisyan’ın istifasından sonra, daha önce Merzhir Serjin yani “Serj’i Reddet” sloganıyla oklarını Sarkisyan’a yöneltmiş olan Paşinyan, söylem değiştirerek bu kez Sarkisyan’ın lideri olduğu ve 1 Mayıs’ta başbakanı belirleyecek olan parlamentoda çoğunluk olan ECP’yi hedef almaya başladı. Bundan sonra Paşinyan’ın hedefi, Ermenistan’ı ECP’den “kurtarmaktı.”

1 Mayıs’taki seçimde tek aday olan Paşinyan 105 sandalyeli parlamentoda ECP milletvekillerinin kendisine oy vermemesi nedeniyle gerekli olan 53 oyu alamayarak Başbakan seçilemedi.[1] Bundan sonra, Anayasa gereği, parlamento 8 Mayıs’ta yeni bir oylama yapacaktı. 1 Mayıs’tan 8 Mayıs’a kadar Paşinyan yanlısı protestolar hız kaybetmeden devam etti. Bu esnada, ECP ile koalisyon ortağı olan Ermeni Devrimci Federasyonu (EDF), koalisyondan çekildiğini ve Paşinyan’ın başbakanlık adaylığını destekleyeceğini açıkladı. Aynı şekilde, parlamentoda 31 sandalyeyle ikinci büyük grup olan ve genelde ECP ile ortak hareket eden Tsarukyan Bloğu da Paşinyan’a desteğini açıkladı. Artık, siyasi güçler Paşinyan’ın başını çektiği halk hareketinin geri dönülmez bir noktaya geldiğini görerek, yeni duruma göre konum belirlemeye başlamışlardı. Ne var ki, Paşinyan’ın liderliğini yaptığı Yelq, EDF ve Tsarukyan Bloğu’nun toplam sandalye sayısı ancak 47 idi ve bu yüzden Paşinyan’ın Başbakan seçilmesi için gerekli olan 53 oya ulaşılması için ECP milletvekillerinin bir kısmının oyuna ihtiyaç vardı. Sonuçta, ECP sokaktan gelen baskıya daha fazla direnemeyerek ve/veya siyasi süreci iyi okuyarak ve Paşinyan’ın Başbakan seçilmemesi halinde erken seçimin gündeme geleceğini ve bu durumda parlamentodaki çoğunluğu kaybedebileceğini fark ederek, Paşinyan’ın Başbakan seçilebilmesi için kendi milletvekillerinden bir kısmının Paşinyan için oy kullanacağını açıkladı. Nihayet, 8 Mayıs günü parlamentoda yapılan oylamada Paşinyan 59 oyla Başbakan seçildi.

Kısaca özetlediğimiz bu süreç sonrasında Paşinyan’ın Başbakan seçilmesiyle Ermenistan’da çok kısa sürede ortaya çıkıp hızla kitleselleşen halk hareketi önemli bir zafer kazanmış oldu. Nitekim, Ermenistan’da kansız bir devrimin, popüler nitelendirmesiyle Ermeni “kadife devriminin” başarıldığına dair inancı ve bunun neticesi olan mutluluk ve güveni gözlemlemek mümkündür.

Ne var ki, Paşinyan’ın Başbakan seçilmesi ile sokak gösterilerinin damgasını vurduğu ve parlamento dışı dinamiklerin etkin olduğu bir süreç tamamlanmış, bunu mukabil, parlamento içi dinamiklerin ön plana çıkacağı yeni ve muhtemelen çok daha karmaşık ve Paşinyan açısından sorunlarla dolu yeni bir süreç başlamış oldu. Bu yeni sürecin Paşinyan için ne tür zorluklara gebe olduğuna geçmeden önce, kamuoyunda pek de fazla tanınmayan Nikol Paşinyan’ın kim olduğuna kısaca bir göz atmakta fayda olacaktır.

 

Nikol Paşinyan Kimdir?

1975’te Ermenistan’ın kuzeydoğusundaki İcevan kentinde doğan Nikol Paşinyan, 1990’lı yılların başında gazetecilik okumak için Erivan’a geldi. Burada, Ermenistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan’ın liderliğini yaptığı siyasi harekete katılan Paşinyan, devamsızlık nedeniyle üniversiteden atıldı. Buna rağmen, “alaylı” olarak gazetecilik mesleğine başlayan Paşinyan, 1999 yılında bir dönem Ermenistan’daki en etkili muhalif gazete olan Haykakan Jamanak’ı (Ermeni Güncesi) kurdu ve editörlüğünü üstlendi. Paşinyan, gazetecilik yaptığı dönemde, 2004 yılında, gazetenin önünde park halinde olan arabasının bir patlama sonrası yanmasını, bombalı bir suikast girişimi olarak değerlendirmiş, olayın sorumlusu olarak hakkında yolsuzluk haberleri yaptığı parlamentodaki Tsarukyan Bloğu’nun ana partisi olan Müreffeh Ermenistan Partisi’nin (MEP) başkanı oligark Gagik Tsarukyan’ı suçlamıştır. Paşinyan, Şubat 2008’de gerçekleştirilen ve Serj Sarkisyan’ın ilk kez Cumhurbaşkanı seçildiği ihtilaflı seçim sonrası resmi rakamlara göre on kişinin hayatını kaybettiği 1 Mart 2008’deki olaylar nedeniyle aranmaya başladı ve Haziran 2009’a kadar kaçak yaşadı. Haziran 2009’da teslim olan Paşinyan, Mayıs 2011’deki affa kadar hapis yattı.[2]

 

Nikol Paşinyan’ın Siyaset Karnesi

Daha tamamlayamadığı öğrencilik yıllarında, muhalif bir gazeteci olarak siyasetle yakından ilgilenmeye başlayan Paşinyan, 2012 yılındaki parlamento seçiminde Levon Ter Petrosyan’ın önderliğini yaptığı Ermeni Ulusal Kongresi’nden (EUK) milletvekili adayı olmuştur. Sarkisyan’ın ECP’sinin %44.2, Gagik Tsarutkyan’ın MEP’inin %30.12 oy aldığı seçimde, EUK oyların yalnızca %7’sini alarak üçüncü olmuş, buna rağmen Paşinyan parlamentoya girebilmiştir. Parlamentoya giren Paşinyan, 2013 yılında EUK’den ayrılarak Sivil Sözleşme Partisi’ni (SSP) kurmuştur. Nisan 2017’de gerçekleştirilen bir sonraki parlamento seçimlerine SSP, Aydınlık Ermenistan ve Cumhuriyet partileriyle oluşturduğu liberal Yelq (Çıkış Yolu) Bloğu içinde katılmış ve bu blok, oyların %49.19’unu alan ECP ve %27.36’sını alan Tsarukyan Bloğu’nun ardından, %7.78’lik oy oranıyla seçimi üçüncü sırada tamamlamıştır. Paşinyan, bu seçimde de milletvekili olabilmiştir. Bunun hemen bir ay sonrasında, Erivan Kent Konseyi için yapılan seçimde de aday olan Paşinyan oyların %21’ini alabilmiştir, Bu seçimin galibi oyların %71.25’ini alan ECP’den Taron Margaryan olmuştur.

2012 ve 2017 yılları arasında katıldığı üç seçimin sonuçlarını gösteren aşağıdaki tablo, 8 Mayıs’ta Başbakan olan Paşinyan’ın yukarıda özetlenen parlamenter siyaset karnesini daha iyi anlayabilmek için yararlı olacaktır. 

 

Seçim

1. parti / koalisyon / aday

2. parti / koalisyon / aday

3. parti / koalisyon / aday

4. parti / koalisyon / aday

5. parti / koalisyon / aday

2012 Parlemento Seçimi

% 44.02

 

ECP (Serj Sarkisyan’ın lideri olduğu parti)

% 30.12

 

MEP  (Gagik Tsarukyan lideri olduğu parti)

% 7.08

 

EUK (Nikol Paşinyan’ın üyesi olduğu koalisyon)

% 5.76

 

Miras Partisi 

% 5.67

 

Ermeni Devrimci Federasyonu

2017 Parlamento Seçimi

%49.19

 

ECP

% 27.36

 

Tsarukyan Bloğu

%7.78

 

Yelq

(Nikol Paşinyan’ın lideri olduğu koalisyon)

% 6.58

 

Ermeni Devrimci Federasyonu

 

2017 Erivan Kent Konseyi Seçimi

%71.25

 

Taron Margaryan (ECP)

%21

 

Nikol Paşinyan

(Yelq)

%7.75

 

Zaruhi Postanjyan (Yerkir Tsirani)

 

 

Tablo 1) 2012 ve 2017 yılları arasında Paşinyan’ın katıldığı üç seçimin sonuçları.

 

Görüldüğü üzere, ne Paşinyan’ın 2012 yılına kadar taraftarı olduğu Levon Ter Petrosyan önderliğindeki EUK, ne de 2013 yılından bu yana önderliğini yaptığı Yelq parlamenter siyasette başarılı sayılabilecek hareketlerdir. 2017’deki Erivan Kent Konseyi seçiminde de Paşinyan’ın ECP’li rakibinden çok geride kaldığı açıkça görülmektedir.  

Dolayısıyla şu iddia edilebilir ki, Nisan ve Mayıs aylarında başını çektiği halk hareketi başarılı olmuş olsa da, bundan önce Paşinyan en  azından kısa vadede iktidar şansı olan bir politikacı değildi. Aynı şekilde, Paşinyan’ın üyesi ve lideri olduğu EUK ve Yelq’in siyasal ve toplumsal alanlarda önemli bir ağırlığı söz konusu değildir. Görünen şey, 2018 baharında Paşinyan’ın doğru zamanda doğru hamleyi yaparak halkı harekete geçirmeyi başarmış olduğudur.

 

Sokaktan Parlamentoya: Paşinyan’ı Bekleyen Sorunlar

Spor şapkası, kargo pantolonu, her ne kadar şiddetsiz “kadife devrim” vurgusuyla tezat oluştursa da kamuflaj desenli tişörtü, içinde ne olduğu merak uyandıran sırt çantası ve güneşten yanmış teni, uzamış kırçıl sakalı ve polis barikatını aşmaya çalışırken yaraladığı elindeki bandajıyla karizmatik bir halk önderi imajını başarılı bir şekilde taşıyan Paşinyan, 8 Mayıs’ta Başbakan seçildikten sonra yeniden takım elbisesini sırtına geçirdi. Bundan böyle Başbakan Paşinyan, mücadelesini parlamentoda yürütecektir. En azından, “ideal şartlardaki” beklenti bu yöndedir. Ne var ki, aşağıda ifade edilecek olguların gösterdiği üzere, Paşinyan için “ideal şartların” oluştuğu oldukça kuşkuludur. Dolayısıyla, Paşinyan’ın yeniden sokağa dönmeyeceği kesin değildir.

 

ECP’nin Ermenistan’daki Hegemonyası

Her ne kadar 1.5 ay gibi kısa bir sürede iktidardan düşmüş gibi gözükse de, ECP’nin yıllar boyunca artan ve hiç de azımsanmayacak bir toplumsal desteği kazanmayı başarmış olduğu açıkça görülmektedir. Bu, MEP için de geçerlidir. Bu durum, aşağıdaki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin sonuçlarını gösteren tablolarda da açıkça görülmektedir. 

 

Parti / koalisyon

1999 Parlamento Seçimi

2003 Parlamento Seçimi

2007 Parlamento Seçimi

2012 Parlamento Seçimi

2017 Parlamento Seçimi

ECP

 %41.3 (ECP + Halk Partisi)

%23.66%

 

%33.91

 

%44.0

 

%49.19

MEP

 -

-

15.13%

30.12%

%27.36

Yelq

-

-

-

-

%7.78

EUK

 -

-

-

7.08%

-

Hukukun Egemenliği Partisi (HEP)

5.3%

 

 

13.71%

 

 

7.05%

 

5.51%

 

-

EDF

7.8%

11.45%

13.16%

5.67%

%6.68

Miras Partisi

 -

 -

6%

5.76%

-

Tablo 2) Ermenistan’da 1999-2017 yılları arasında gerçekleştirilen parlamento seçimlerinin sonuçları.

 

Aday

1998 Cumhurbaşkanlığı Seçimi

2003 Cumhurbaşkanlığı Seçimi

2008 Cumhurbaşkanlığı Seçimi

2013 Cumhurbaşkanlığı Seçimi

Sezh Sarkisyan (ECP)

 

 

%52.82

%58.64

Robert Kocharyan (ECP)

%38.5 (ilk tur)

%58.9 (ikinci tur)

 

 

%49.48 (ilk tur)

%67.45 (ikinci tur)

 

 

-

-

Raffi Hovhannisyan  (Miras Partisi)

-

 

-

 

-

 

36.75%

 

Levon Ter Petrosyan (EUK)

-

-

21.50%

-

Artur Baghdasaryan (HEP)

 

-

 

-

 

17.70%

-

Vahan Hovhannisyan (EDF)

-

-

6.20%

-

Tablo 3) Ermenistan’da 1998-2013 yılları arasında gerçekleştirilen cumhurbaşkanı seçimlerinin sonuçları.

 

Yukarıda sunulan Paşinyan’ın siyaset karnesine dair özet ve ECP ve Tsarukyan Bloğu’nun Ermeni toplumu içindeki kemikleşmiş yerleşikliği, Paşinyan’ın karşısındaki zorluklardan bir tanesidir. Ne var ki, bu fikre karşı, “devrimci durumun” var olan dengeleri kökten değiştireceği şeklinde geçerli olabilecek bir itiraz yapılabilir.

 

Ermenistan’daki Yolsuzlukla Mücadele

Yukarıda ifade edildiği gibi, Paşinyan halk hareketine önderlik ederken, oldukça bilinçli bir şekilde Sarkisyan ve sonrasında ECP’nin devrilmesi dışında herhangi bir şey öne sürmeyerek, halkı yalnızca bu iki amaç etrafında harekete geçirmiştir. Bu kuşkusuz doğru bir tercih olmuş ve Paşinyan bu sayede çok büyük kalabalıkları peşinden sürükleyebilmiştir. Ne var ki, aslında, Paşinyan halkı “bir şeye karşı,” yani negatif bir eleştiri üzerinden harekete geçirerek ilk aşamada önemli bir başarı kazanmıştır. Ne var ki, negatif eleştirinin belirlediği hedeflere ulaşıldığı bu aşamada, Paşinyan’ın halka artık pozitif bir gündem sunması gerekmektedir.

Bununla ilgili olarak Paşinyan'ın söylemini içinde bulunduğumuz süreçte ülkedeki yolsuzlukların sona erdirilmesi, temiz bir toplum ve siyasetin inşa edilmesi teması üzerinden kurduğu görülmektedir. Bu da, Ermenistan’ın yıllardan beri içinde bulunduğu yozlaşmış düzen düşünüldüğünde halkı peşinden sürükleyecek bir niteliğe sahip olabilir. Ne var ki, Paşinyan’ın atması gereken bir sonraki adım, bunun nasıl gerçekleştirileceğine yönelik bir yol haritası sunmaktır. İşte tam da bu nokta, Paşinyan için zorlukların başlayacağı noktadır.

Paşinyan’ın yolsuzlukların üzerine gitmesi, var olan yozlaşmış düzen sayesinde ekonomik, toplumsal ve siyasi rant biriktiren oligarkların tekerine çomak sokacaktır. Bu olduğunda, yozlaşmış düzenden beslenen oligarkların nasıl tepki vereceği ise önemli bir soru olarak karşımızda durmaktadır. Bu aşamaya kadar “savaşmayan” ECP ve Tsarukyan çevrelerinin ve bunlarla bağlantılı oligarkların, işler kendilerine karşı döndüğünde de sessiz kalarak bir köşeye çekilmeleri olasılıklardan yalnızca bir tanesidir. Nitekim farklı olasılıkların ayrımında olan Paşinyan’ın 9 Mayıs’ta sarf ettiği ve gelişmelerden korkan çevreleri yatıştırmaya yönelik olduğu anlaşılan “ulusal baskı sonucu istifa eden Serj Sarkisyan hala Ermenistan’da. Bu da bir başka iyi / istisnai olay: Bundan memnunum ve bence bu hareketimizin ayrıcalıklarından biri, çünkü biz var olan düşmanlıklara yenilerini eklemek değil, bunları ortadan kaldırarak, dayanışma havası yaratmak istedik” şeklindeki sözleri[3] gayet manidardır.

Öte yandan, Tsarukyan Bloğu’ndan Gevorg Petrosyan’ın 11 Mayıs’ta sarf ettiği, iktidarın el değiştirmesinde oynadıkları rol nedeniyle Gagik Tsarukyan’ın yönetimde ve sosyal alanda geniş yetkilere sahip olma hakkının olduğu yönündeki açıklaması,[4] daha şimdiden eski iktidar sahiplerinin “yeni düzen”de rol kapmaya çalıştıklarını göstermektedir.

Bu iki durum da, yani bir yandan oligarkların kazanım ve ayrıcalıklarını korumak uğruna Paşinyan’a karşı çeşitli yollardan mücadeleye girişmeleri, diğer yandan bunların yeni oluşan siyasal-toplumsal bağlamda avantajlı konumlarını sürdürmek için rol kapmaya çalışmaları,  Paşinyan’ın söz verdiği yolsuzlukların üzerine giderek ve temiz bir toplum yaratılması hedefinin gerçekleştirilmesini oldukça zorlaştıracaktır. İlk olasılık, Paşinyan’ı zorlayacak bir mücadele anlamına gelirken, ikinci olasılık yozlaşmış düzenin Paşinyan iktidarında da devam edeceği ihtimaline işaret etmektedir.

Dolayısıyla, Erivan sokaklarını sert adımlarla kat eden halk lideri Paşinyan’ı, bundan sonra takım elbisesi içinde siyasetin kaygan zemininde ustaca manevralar yapmak zorluğu beklemektedir. Şimdiye kadar iktidar şansı pek de olmayan muhalefet hareketi için de yer almış olan Paşinyan’ın bunu başarabilecek incelik, kıvraklık ve tecrübede bir siyasetçi olup olmadığını ise zaman gösterecektir. Tabi ki halktan göreceği destekten emin olan ve devlet kurumları, özellikle güvenlik teşkilatı ve yargı, içinde gerekli gördüğü değişiklik ve reformları yapan bir Paşinyan’ın bahsi geçen çevrelere karşı sert bir tutum takınarak, bunları tasfiye etmeye girişmesi de bir ihtimaldir. Bununla ilgili olarak,  Paşinyan’ın Başbakan olduktan sonra yaptığı ilk işlerinden birinin Ulusal Güvenlik Servisi ve Polis Teşkilatı başkanlarını değiştirmek olduğunu akılda tutmak da fayda vardır.

 

Paşinyan’ın Sınırlı Dış Politika Seçenekleri

Yukarıda belirtildiği gibi, Paşinyan halk hareketine önderlik ederken söylem ve sloganlarını oldukça dar bir çerçevede tutmuş ve Sarkisyan ve ECP karşıtlığını çokça aşan bir söylemden kaçınmıştır. Bunun önemli bir nedeni, Ermenistan’daki toplumsal ve ekonomik koşullardan memnun olmayan olabildiğince geniş bir kitleye hitap ederek, bunları harekete geçirebilmek hedefiydi. Ne var ki, Paşinyan’ı bu şekilde hareket etmeye yönlendiren bir başka düşüncesinin, daha doğrusu bir çekincesinin daha olduğu da anlaşılmaktadır.

Paşinyan, Ermenistan’daki halk hareketini “kadife devrim” olarak adlandırmıştır. Bilindiği üzere, “kadife devrim,” 1989’da eski Çekoslovakya’daki komünist yönetimin barışçıl yollarla devrilmesine verilen addır. Paşinyan’ın “kadife devrim” adlandırmasının, Ermenistan’daki hareketin çok özenle muhafaza edilen barışçıl niteliğine bir gönderme olduğu düşünülebilir. Ne var ki, “kadife devrim” tanımının çağrışım yaptığı bir diğer şey ise rejim değişimidir. Nitekim, hareket kitlesellik kazandıkça Ermenistan’da, güncel tabirle bir “renkli devrim mi oluyor” sorusu sorulmaya başlanmış ve bununla birlikte tepkisini anlamak için gözler Rusya’ya çevrilmiştir. Tüm bunlar olurken, Paşinyan da, “renkli devrim” benzetmesini reddetmiş, Ermenistan’daki hareketin yalnızca Ermenistan’ın iç işleriyle ilgili olduğu ve dışarıdan herhangi bir destek alınmadığı şeklinde açıklamalar yapmaya başlamıştır. Paşinyan, ayrıca, hareket başarıya ulaştığında Ermenistan’ın dış politikasında bir değişikliğe gidilmeyeceğini ve bu alanda her şeyin olduğu gibi kalacağını ifade etme ihtiyacını duymuştur. Tüm bunlardan anlaşılan şey, Paşinyan’ın, Rusya’yı endişelendirmekten ve bu ülkenin Ermenistan’a dolaylı veya dolaysız müdahalelerinden büyük endişe duyduğudur.

Esasen, Paşinyan endişesinde haksız değildir. Rusya, demiryolları, doğalgaz boru hatları gibi Ermenistan’ın stratejik öneme sahip varlıklarının hemen tümüne sahiptir. Ayrıca, bu ülkede iki askeri üssü bulunmaktadır. Bunlar Rusya’ya, Ermenistan’a dolaylı ve dolaysız yollarla müdahalede bulunmanın yollarını sağlayan araçlardır. Bu gerçeklik, yalnızca Paşinyan’ın değil Ermeni siyasetçi ve devlet adamlarının tümünün siyaset alternatiflerini daraltan yapısal bir durumdur. Nitekim, 14 Mayıs günü Soçi’de düzenlenen Avrasya Ekonomik Birliği Zirvesi’nde Paşinyan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmüş ve Ermenistan ve Rusya arasında daha da yakın siyasi ve askeri ilişkilerin tesisini ümit ettiğini ifade etmiştir.[5]

Paşinyan’ın başında olduğu Yelq, Ermenistan’ın Rusya ekseninden ayrılarak AB ile entegrasyonunu savunmaktadır.[6]  Ne var ki, yukarıda bahsedilen sebeplerden dolayı Paşinyan’ın Yelq programında yer alan dış siyasete dair bu programatik yaklaşım yönünde adımlar atmasının reel açıdan çok da mümkün olmadığı görülmektedir. Bunun, önümüzdeki süreçte özellikle Batı hegemonyasından etkilenen gençler arasında Paşinyan’a karşı olan güveni azaltabilecek bir etken olabileceği akla gelmektedir. Buna ek olarak, Paşinyan’ın ülkedeki yolsuzlukların üzerine gitmesi, Rus şirketleriyle içli dışlı olan Ermeni oligarkların, bundan dolayı da Rus şirketlerin çıkarlarını zedeleyebilecek bir gelişme olacaktır. Böyle bir durumda da, Rusya’da Paşinyan yönetimine karşı bir tepki oluşabileceği kaydedilmelidir.

 

Ermenistan’da Yürütme ve Yasama Arasındaki Olası Çatışma

Tüm bunlar, “devrim” sonrasında Paşinyan’ı bekleyen olası sorunlardır. Ne var ki, altı çizilen bu sorunlar bir noktada daha çok genel ve soyut kalan bir takım öngörülerdir. Öte yandan, bu genel ve soyut öngörülerle ilgili olan ve çok daha somut bir analize tabi tutulabilecek bir takım hususlar da belirtilebilir. Bunların başında, yukarıda değinildiği üzere ECP’nin parlamentodaki ağırlığı ve bundan dolayı yürütme ve yasama, yani hükümet ve parlamento arasında baş gösterecek çatışma olasılığı gelmektedir. Bu olasılığı anlamak için ilk olarak aşağıdaki tabloda gösterilen parlamentodaki koltukların parti ve koalisyonlara göre dağılımına bakmakta fayda olacaktır.

 

Parti / koalisyon

Sandalye sayısı

Oran

ECP

58

%55.23

Tsarukyan Bloğu

31

%29.52

Yelq

9

%8.57

EDF

7

%6.66

Toplam

105

%99.98

Tablo 4) Ermenistan parlamentosunda parti ve koalisyonlara koltuk dağılımı.

 

Ermenistan Anayasası’nın 71. maddesine göre, daha fazla oy gerektiren bazı istisnai durumlar dışında, teklif edilen yasa ve yasa değişiklikleri, ancak yarıdan bir fazla oyla, yani hâlihazırdaki parlamentoda 53 oyla yasalaşabilir.[7] Ne var ki, yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere ECP, parlamentoda koltukların yarısından fazlasına sahiptir. Bunun anlamı, ECP’nin Paşinyan hükümetinin önerdiği tüm kanun tekliflerini reddedebileceğidir. Bir başka deyişle ECP, Paşinyan hükümetinin tüm yasama girişimlerini anayasal çerçevenin dışına çıkmadan engelleyebilecek güçtedir. Dolayısıyla, Paşinyan’ın topluma sözünü verdiği reformların gerçekleştirilmesine yönelik tüm girişimler ECP tarafından sabote edilebilir. Bu durumun, Paşinyan’ın elini bağlarken, ECP’ye büyük bir pazarlık gücü sağlayacağı görülmektedir.

Hatırlanacağı üzere, Paşinyan’ın protestolar sırasındaki taleplerinden bir tanesi ECP’ye avantaj sağlayan nispi (orantılı)  sistemini öngören seçim kanunu değiştirildikten sonra ülkede erken seçime gidilmesiydi. Paşinyan, bu sayede, ECP’nin parlamentodaki çoğunluğunu kırarak yukarıda bahsedilen sorunu aşmak istemekteydi.

Ne var ki, bununla ilgili olarak Paşinyan’ın karşısında iki sorun bulunmaktadır. İlk olarak, “anayasal kanun” olarak tanımlanmış olan seçim sistemini değiştirmek için parlamentodaki oyların 3/5’ine yani 63 oya ihtiyacı vardır.[8] Paşinyan’ın bu sayıya ulaşması ise ancak ECP’den en az 16 oy alması ile mümkün olabilecektir. ECP, 8 Mayıs’ta Paşinyan’ın Başbakan seçilebilmesi için bazı milletvekillerinin Paşinyan için oy kullanmasına karar vermişti. Ancak, kendisi için dezavantajlı bir durum yaratacak seçim sisteminin değiştirilmesi konusunda da benzer bir tavır alması pek de olası gözükmemektedir.

İkinci olarak, ECP bunu yapsa bile, Ermenistan’da erken seçim anayasal olarak mümkün gözükmemektedir. Ermenistan Anayasası’nın 92.1. maddesine göre “olağanüstü parlamento seçimleri” anayasanın 149.3; 149.4 ve 151. maddelerinde tanımlanan şartların oluşması sonucunda parlamentonun fesh olmasıyla gündeme gelebilir.[9]  Anayasanın 149.3; 149.4 ve 151 maddelerinde tanımlanan parlamentonun feshi durumu ise iki tur oylama sonucu parlamentonun başbakan seçememesi ve hükümet programının parlamento tarafından onaylanmaması halinde ortaya çıkar.[10]

Parlamento hâlihazırda Paşinyan’ı Başbakan seçmiştir. Yani, parlamentonun feshine dair birinci olasılık artık söz konusu değildir. İkinci olasılık, yani Paşinyan hükümetinin parlamentodan güvenoyu alamaması ise ihtimal dâhilinde görülmemektedir. İlk olarak, parlamentonun Paşinyan’a güvenoyu vermemesi sokağı yeniden hareketlendirebilir ve ECP’nin iyiden iyiye toplumdaki itibarını kaybetmesine neden olabilir. İkinci olarak ise, oldukça ciddi yaralar almış ECP, erken bir seçim sonrasında parlamentodaki sandalyelerini koruyamayacağının, yani parlamentodaki gücünü kaybedeceğinin çok iyi farkında olmalıdır. Bundan dolayı, erken seçim ihtimalini ortadan kaldırmak için Paşinyan hükümetine güvenoyu vermesi gayet olasıdır. Paşinyan’ın bu konuyla ilgili referanduma gitmesi ise, referanduma götürülmesi önerilen yasa tasarısının anayasaya uygun olması şartını getiren anayasanın 206. maddesi nedeniyle,[11] anayasal açıdan mümkün değildir. Kısacası, anayasanın çizdiği sınırlar içinde kalındığı takdirde bir sonraki seçime, yani 2022 yılına kadar, hâlihazırdaki parlamentonun yerinde kalacaktır. Bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda, Paşinyan’ın ortaya koyduğu toplumsal ve siyasal hedeflere ulaşabilmesinin belki de tek yolunun, muhalif halk hareketinin halen sokakları doldurulduğu günlerde, ülkede süratle erken seçime gidilmesi ön şartını koyması ve bu konuda kararlı bir tutum sergilemesi olduğu akla gelmektedir. Bununla ilgili olarak, Paşinyan’ın, Sarkisyan’ın istifasından sonra erken seçim yerine parlamento tarafından başbakan seçilmeyi ön plana koymasının kendisi açısından stratejik bir hata olmuş olduğu düşünülebilir. 

Sonuçta, şayet anayasayı ihlal eden farklı yollar denenmezse, önümüzdeki süreçte Paşinyan ve ECP arasındaki mücadelenin, parlamentoda yürütme ve yasama arasındaki mücadele şeklinde devam edeceği iddia edilebilir. Öte yandan, yine yukarıda ifade edildiği gibi, parlamento içi siyasette bunalan Paşinyan’ın, sıkışan sistemi öne sürerek yeniden sokağa dönme ihtimali de olasılık olarak yerinde durmaktadır.   

 

Ermenistan’ın Yeni Hükümeti

“Devrim” sonrasında Ermenistan’da siyasetin değerlendirildiği bu incelemenin sonunda geçtiğimiz günlerde şekillenen Paşinyan hükümetinin yapısını irdelemek de önem arz etmektedir. Bunun için aşağıdaki tablodan yararlanılabilir.

 

Görev

İsim

Doğum Tarihi

Parti

Eğitim

Mesleki Kariyer

Başbakan

Nikol Paşinyan

1975

Sivil Sözleşme (Yelq Bloğu)

Lise mezunu – Gazetecilik (tamamlanmamış)

Gazeteci; Sivil Sözleşme Partisi Başkanı

Birinci Başbakan Yardımcısı

Ararat Mirzoyan

1979

Sivil Sözleşme (Yelq Bloğu)

Tarih

(Doktora)

Sivil Toplum; Sivil Sözleşme Partisi Kurucu Üyesi

Başbakan Yardımcısı

Tigran Avinyan

1989

Sivil Sözleşme (Yelq Bloğu)

Uygulamalı Matematik – Finans

(Yüksek Lisans)

IT sektörü

Başbakan Yardımcısı

Mher Grigoryan

1972

 

---

Hukuk

Hukukçu; Bankacılık sektörü

Dışişleri Bakanı

Zohrab Mnatsakanyan

1966

---

Ekonomi (Yüksek Lisans)

Diplomat

 

AB-Ermenistan Ortaklık Anlaşması Baş Müzakerecesi

 

2014, Ermenistan’ın Birleşmiş Milletler Nezdinde Daimi Temsilcisi

Savunma Bakanı

Davit Tonoyan

1967 (Kazakistan)

---

Rusya Federasyonu Askeri Diplomatik Akademisi

Ermenistan Silahlı Kuvvetleri’nin Nato Temsilcisi

 

2010 - 2017, Savunma Bakan Yardımcısı

 

2017 -2018, Acil Durumlar Bakanı

Diaspora Bakanı

Mkhitar Hayrapetyan

1990

Sivil Sözleşme (Yelq Bloğu)

Oryantal Çalışmalar

(Yüksek Lisans)

Medya sektörü

 

Türkoloji Portalı AllTurkey.am Ortak Kurucusu

Ekonomik Kalkınma ve Yatırımlar Bakanı

Artsvik Minasyan

1972

Ermeni Devrimci Federasyonu

Ekonomi (Doktora)

2005-2007 Çalışma ve Sosyal İşler Bakan Yardımcısı

 

2016, Ekonomik Kalkınma ve Yatırımlar Bakanı

 

2016-2018 – Doğa Koruma Bakanı

Eğitim ve Bilim Bakanı

Arayik Harutyunyan

1979

Sivil Sözleşme (Yelq Bloğu)

Arap Çalışmaları (Yüksek Lisans)

Erivan Kent Konseyi

 

Akademisyen

Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı

Maneh Tandilyan

1978

Aydınlık Ermenistan Partisi (Yelq Bloc)

İşletme (Yüksek Lisans)

Özel sektör-finans

Bölgesel Yönetim ve Kalkınma Bakanı

Suren Papikyan

1986

Sivil Sözleşme (Yelq Bloğu)

Tarih (Doktora adayı)

Sivil Sözleşme Partisi Başkan Yardımcısı

Adalet Bakanı

Artak Zeynalyan

1969

Cumhuriyet Partisi (Yelq bloğu)

Tıp-Hukuk

1998-2001, Sağlık Bakan Yardımcısı

 

Sivil Toplum

Sağlık Bakanı

Arsen Torosyan

1982

---

Tıp

Sağlık sektörü

 

2013 – INSEAD (Middle East Health Leadership Programme, Abu Dhabi)

Tarım Bakanı

Artur Khachatryan

1972

Ermeni Devrimci Federasyonu

İşletme

(Yüksek Lisans)

2016 – 2017 Bölgesel Yönetim ve Kalkınma Bakan Yardımcısı

 

2017 - 2018, Şirak Vilayeti Valisi

Spor ve Gençlik Bakanı

Levon Vahradyan

1984

Tsarukyan Bloğu

Spor Akademisi-Kamu Yönetimi

Spor ve Gençlik Bakanlığı

Finans Bakanı

Atom Janjughazyan

 

 

1971

---

Teknik Bilimler (Doktora)

1999, Finans Bakanlığı Mali İşler Başkan Yardımcısı 

 

Doğa Koruma Bakanı

Erik Grigoryan

 

1979

---

Çevre Ekonomisi

2015, AGİT Ermenistan Ofisi

 

2015, BM Kalkınma Programı Kazakistan Ofisi

 

Doğa Koruma BakanYardımcısı

 

2017-2018, Başbakan Danışmanı

Enerji Altyapısı ve Doğal Kaynaklar Bakanı

Artur Grigoryan

1969

Müreffeh Ermenistan Partisi (Tsarukyan Bloğu)

Hukuk

2010-2012 Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı

Kültür Bakanı

Lilit Makunts

1983

Ermenistan Liberal Partisi

Filoloji (Doktora)

Akademisyen

Acil Durumlar Bakanı

Hrachya Rostomyan

1981

---

Eğitim Fakültesi (Doktora)

Diş Doktoru

 

2012 - 2018, Spor ve Gençlik Bakanı

 

2013 – 2016, Ulusal Olimpiyat Komitesi Genel Sekreteri

Ulaştırma, İletişim ve Enformasyon Teknolojileri Bakanı

 

Ashot Hakobyan

1968

---

Hukuk

İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı

 

Özel sektör

Tablo 5) Paşinyan Hükümeti’nde yer alan bakanlar.[12]

 

Paşinyan hükümeti bir Başbakan, üç Başbakan Yardımcısı ve on yedi bakandan oluşmaktadır. Başbakan ve iki yardımcısı Yelq’dendir. Üçüncü Başbakan Yardımcısı herhangi bir partiye üye değildir. On yedi bakandan sekizi Yelq üyesidir. Bunların altı tanesi Paşinyan’ın Sivil Sözleşme Partisi üyeleridir. EDF ve Tsarukyan Bloğu’na mensup ikişer, marjinal bir parti olan Ermenistan Liberal Partisi’ne mensup bir bakan vardır. Yedi bakan herhangi bir partiye üye değildir.   

 

Parti / koalisyon

Bakan sayısı

Sivil Sözleşme (Yelq)

3+3(başbakan ve iki yardımcısı)

Aydınlık Ermenistan Partisi (Yelq)

1

Cumhuriyet Partisi (Yelq)

1

EDF

2

Tsarukyan Bloğu

2

Ermenistan Liberal Partisi

1

Bağımsız

7+1 (bir başbakan yardımcısı)

Toplam

17+4

Tablo 6) Paşinyan hükümetinin parti ve koalisyonlara göre kompozisyonu.

 

Buna göre hükümet üyelerinin yalnızca %38.1’i Paşinyan’ın lider olduğu Yelq üyesidir. Diğer partilere mensup bakanlar hükümetin %23.8’ini oluşturmaktadır. Bağımsızlar ise %38.1 oranındadır. Bu kompozisyonda dikkat çeken önemli bir olgu, hükümette, “devrim”e kadar ECP ile koalisyon ortağı olan ve ideolojik yaklaşımı bu parti ile oldukça benzeşen EDP’den iki bakanın bulunmasıdır. Benzer şekilde, ECP’ye genelde destek vermiş olan Tsarukyan Bloğu’ndan da iki bakan mevcuttur. Bu dört bakandan üçü daha önceki ECP hükümetlerinde de görev almış kişilerdir. Bunun yanında, bağımsız olan bazı bakanların da daha önce bürokraside veya Bakan veya Bakan Yardımcısı olarak görev yapmış oldukları görülmektedir. Bu olgular, Paşinyan’ın “kadife devrim” ve Ermenistan’da yeni bir sayfa açmak yönündeki söylemleri ile bir tezat oluşturmaktadır. Öte yandan bu, hâlihazırdaki romantik atmosfer bir yana, ülkedeki reel denge ve siyaseti de yansıtan, bu açıdan anlaşılabilir bir tablodur. Ayrıca, Paşinyan’ın hükümet ve bürokrasi tecrübesi olan kişilere kendi hükümetinde yer vermesi, kendisini bekleyen türlü zorlukları aşma konusunda yardımcı olacaktır. Diaspora’daki en köklü ve etkili örgüt olan EDF’den iki milletvekillerin hükümette yer almasının, Paşinyan’ın diaspora ile sürdürmek istediği ilişkilere işaret ettiği de bu çerçevede düşünülebilir.

Paşinyan hükümetinde dikkat çeken önemli ve olumlu bir unsur, hükümet üyelerinin on ikisinin, yani yarıdan fazlasının, yüksek lisans veya doktora derecelerine sahip olmasıdır. Yine önemli ve olumlu bir unsur olarak hükümet üyelerinin yaş ortalamasının 42 olduğunun altı çizilmelidir. Hükümetin en genç üyesi olan Diaspora Bakanı Mkhitar Hayrapetyan 1990 doğumludur. En yaşlı üye ise 52 yaşındaki Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan’dır. Hükümetin genelde yüksek tahsilli gençlerden oluşması, ona dinamizm ve güncel gelişmeleri anlamlandırma kabiliyeti katacaktır. Bunların yanında, yirmi bir kişi arasında yalnız iki kadının olması cinsiyet eşitliği açısından olumlu bir tablo ortaya koymamaktadır.

Yukarıda ifade edildiği gibi Ermenistan halkının Paşinyan’ın başlattığı harekete kitlesel iştirakinin sebeplerinden belki de en önemlisi ülkenin içinde bulunduğu darboğaz ve bunun vatandaşların yaşam kalitelerine olan olumsuz etkisidir. Bu anlamda, Paşinyan’ı bekleyen en önemli ve zor görevlerden biri, yukarıda bahsedildiği gibi, ekonomik gelişmeyi sekteye uğratan yolsuzluklara son vererek, ülke ekonomisini düze çıkartmaktır. Bu açıdan bakıldığında, ekonomiden sorumlu bakanın seçiminin Paşinyan açısından önemli olduğu görülmektedir. Bununla ilgili olarak, 2016 yılında Sarkisyan hükümetinde Ekonomik Kalkınma ve Yatırımlar Bakanı olarak görev yapan EDF’li Artsvik Minasyan’ın yine bu pozisyona getirilmesi dikkat çekmekte ve bazı soru  işaretlerine neden olmaktadır.  

Hükümet komposizyonunda dikkat çeken bir başka isim de yukarıda bahsi geçen Diaspora Bakanı Mkhitar Hayrapetyan’dır. Hayrapetyan, Erivan Devlet Üniversitesi Oryantal Çalışmalar Fakültesi’nden yüksek lisans derecesine sahiptir ve Türkoloji çalışmalarına odaklanan allturkey.am portalının  kurucularındandır. Her ne kadar, Erivan Devlet Üniversitesi Oryantal Çalışmalar Fakültesi’nde yapılan Türkoloji çalışmaları genelde oldukça kalitesiz ve ideolojik olsalar da, Türkoloji ile ilgilenen bir bakanın hükümette yer alması, Ermenistan-Türkiye ilişkileri açısından olumlu bir gelişme olabilir.

Savunma Bakanı Davit Tonoyan ve Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan da hükümetteki dikkat çeken isimlerdendir. 2017-2018 yıllarında Sarkisyan hükümetinde Acil Durumlar Bakanı olan Tonoyan, bundan önce de yedi sene Savunma Bakan Yardımcılığı görevinde bulunmuştur. Yani Tonoyan, yeni hükümetteki  “eski Ermenistan”ın temsilcilerinden biridir. Bu anlamda, Paşinyan’ın “yeni Ermenistan”ına ne gibi yeni bir vizyon getireceği soru işaretidir. Aynı soru, daha önce Sarkisyan hükümetinde dört sene boyunca AB-Ermenistan Ortaklık Anlaşması Baş Müzakerecesi olan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan için de geçerlidir. Bu benzerliğin yanında, Savunma ve Dışişleri bakanları arasında önemli bir başka benzerlikt daha göze çarpmaktadır. Bu da, hem daha önce Ermenistan Silahlı Kuvvetleri’nin NATO Temsilcisi olan Tonoyan’ın, hem de AB ile olan müzakereleri yürüten Mnatsakanyan’ın kariyerleri nedeniyle Batı dünyasını ve Batılı kurumları tanıyan kişiler olmalarıdır. Bu iki ismin yeni hükümetteki önemli bakanlar olarak yer almaları Paşinyan’ın Batı ile kurulacak ilişkilere verdiği önemi göstermesi açısından anlamlıdır.

 

Sonuç

Sarkisyan’ın başbakanlığının engellenmesi ve Paşinyan’ın bu makama seçilmesi kuşkusuz Ermenistan’da bir ayı aşkın bir süre devam eden muhalefet hareketi açısından çok önemli bir başarıdır. Ancak, Ermenistan’da henüz her şey bitmemiş, “devrim” tamamlanmamıştır. Aksine, gelinen aşamada, çok daha karmaşık yeni bir döneme girildiği görülmektedir.

Paşinyan’ı bekleyen iki önemli konu söz konusudur.  İlk olarak, Paşinyan bundan sonra sözünü verdiği reformları hayata geçirmek ödeviyle karşı karşıyadır. Bu reformların başında ise, Ermenistan’daki yolsuzlukların üzerine giderek, ekonomi ve siyasi alanlardaki yozlaşmanın giderilmesi gelmektedir.  Ne var ki bu, Ermenistan’daki toplumsal, ekonomik ve siyasi dengeler nedeniyle, gözüktüğünden daha zor bir süreç olacaktır. İkinci konu ise, dış siyaset ile ilgilidir. AB ile entegrasyonu savunan Paşinyan’ın karşısında hareket alanını kısıtlayan çok ciddi yapısal engeller söz konusudur. Dış siyasette yaşanacak sorunların iç siyasette de yansımalarının olması muhtemeldir.

Her ne kadar ECP bu aşamada yenilmiş gözükmekteyse de, henüz her şey bitmemiştir. Bundan sonra ECP, bir yandan sokaktaki dinamiğin sönümlenmesini beklerken, diğer yandan Paşinyan’ın toplumun arzularını yerine getirecek güç ve liyakate sahip biri olmadığı düşüncesinin toplumda yaygınlaşmasını sağlayacak yolların arayışı içinde olacaktır. Bu çerçevede ECP’nin parlamentodaki ağırlığını, Paşinyan’ın, arkasına aldığı halk desteğini sürdürebilmek için gerekli olan reformları sekteye uğratmak ve bu sayede rakibinin sahip olduğu toplumsal desteğin gitgide azalmasını sağlamak için kullanması oldukça olasıdır. Önümüzdeki süreçte Ermenistan’daki siyasete yürütme ve yasama arasındaki mücadelenin damga vurması beklenebilir. Bu mücadelede zorlanan Paşinyan’ın anayasal çerçeveyi zorlaması ve sıkıştığı durumlarda sokağa yönelmesi ihtimal dâhilindedir. Ne var ki, böyle bir durumun gerçekleştirmesi Ermenistan’da istikrarsızlık yaratan popülizmin hâkim hale gelmesi anlamı taşıyabilir.

Böyle bir siyasi ortamda, Paşinyan hükümetinin niteliği de önem kazanmaktadır. Bu hükümet ile ilgili dikkat çeken olumlu hususlardan bir tanesi genç ve eğitim düzeyi yüksek bir kadro olmasıdır. Öte yandan, EDF ve MEP’den milletvekillerinin hükümette yer alması ve bağımsız hükümet üyelerinden bazılarının geçmiş hükümetlerde ve bürokraside görev almış olmaları Ermenistan’da yeni bir sayfa açan kadife devrim söylemi ile tezat oluşturmaktadır. Öte yandan, Paşinyan’ın bu tercihinin anlaşılabilir yapısal ve siyasi nedenleri olduğu da görülmektedir. 

  

 


[1] Bu oylamada ECP’li bir milletvekili Paşinyan’a oy vermis, ECP’den ve EDF’den birer, Tsarukyan Bloğu’ndan iki milletvekili oylama katılmamıştır. 

[2] Oliver Carroll, “Nikol Pashinyan: Who is Armenia's Protest Leader and Probable Next Prime Minister,” Independent, Mayıs 3, 2018, erişim tarihi Mayıs 15, 2018, “https://www.independent.co.uk/news/world/europe/nikol-pashinyan-armenia-opposition-leader-prime-minister-biography-a8334861.html; “Who is Armenian Opposition Leader Nikol Pashinyan?” Aljazeera, Mayıs 2, 2018, erişim tarihi Mayıs 15, 2018, https://www.aljazeera.com/news/2018/05/armenian-opposition-leader-nikol-pashinyan-180502113826029.html.

[3] Davit Abaghyan, “Nikol Pashinyan: Serj Sarkisyan is Still in Armenia, I am Happy About That,” Aravot, Mayıs 9, 2018, erişim tarihi Mayıs 15, 2018, http://www.aravot-en.am/2018/05/09/212307/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=facebook.

[4] Hripsime Jebejyan, “‘At Least 1/3 of Government, 17 Ministries, Must Belong to ‘Prosperous Armenia Party’: Gevorg Petrosyan,” Aravot, Mayıs 11, 2018, erişim tarihi Mayıs 15, 2018, http://www.aravot-en.am/2018/05/11/212398/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=facebook.

[5] “New Armenian PM Tells Putin He Wants Closer Ties with Russia,” New York Times, Mayıs 14, 2018, erişim tarihi Mayıs 15, 2018, https://www.nytimes.com/reuters/2018/05/14/world/europe/14reuters-russia-armenia-putin-pashinyan.html.

[6] Turgut Kerem Tuncel, “2 April 2017 Parliamentary Elections in Armenia," Center For Eurasian Studies (AVİM), Analysis No.2017 / 16, Nisan 14, 2017, erişim tarihi Mayıs 15, 2018. http://avim.org.tr/en/Analiz/2-APRIL-2017-PARLIAMENTARY-ELECTIONS-IN-ARMENIA.

[7] Ermenistan anayasası’nın İngilizce tam metni için bkz.

http://www.parliament.am/legislation.php?sel=show&ID=1&lang=eng.

[8] Ermenistan Anayasası’nın 103.2. maddesi, yedi adet “anayasal kanun” tanımlamaktadır. Bunlar, Parlamento Usul Kuralları Kanunu, Seçim Sistemi Kanunu, Adli Kurallar Kanunu, Anayasa Mahkemesi Kanunu, Referandum Kanunu, Siyasal Partiler Kanunu ve Ombudsman Kanunu’dur.

 

“Article 103. Adoption of Laws, National Assembly Decisions, Statements and Addresses

2. The Rules of Procedure of the National Assembly, the Electoral Code, the Judicial Codes, the Law on the Constitutional Court, the Law on Referendum, the Law on Political Parties and the Law on the Human Rights Defender shall be constitutional laws and be adopted by at least three fifths of votes of the total number of Deputies. Legal regulation of a constitutional law must not extend beyond the scope of its subject matter.

[9] “Article 92. Extraordinary Elections to the National Assembly

1. Extraordinary elections to the National Assembly shall be held after the dissolution of the National Assembly in the cases prescribed by part 3 of Article 149, parts 3 and 4 of Article 151 of the Constitution.”

[10]Article 149. Election and Appointment of the Prime Minister

3. In case Prime Minister is not elected, a new election of Prime Minister shall be held seven days after voting, wherein the candidates for Prime Minister nominated by at least one third of the total number of Deputies shall be entitled to participate. In case Prime Minister is not elected by majority of votes of the total number of Deputies, the National Assembly shall be dissolved by virtue of law.

4. The election of the Prime Minister shall be held by roll-call voting.”

 

“Article 151. Programme of the Government

1. The Prime Minister shall, within a period of twenty days following formation of the Government, submit to the National Assembly the Programme of the Government.

2. The National Assembly shall approve the Programme of the Government within a period of seven days, by majority of votes of the total number of Deputies.

3. In case the National Assembly does not approve the Programme of the Government and does not elect a new Prime Minister in accordance with parts 2 and 3 of Article 149 of the Constitution, the National Assembly shall be dissolved by virtue of law. If the National Assembly elects the Prime Minister, yet again does not approve the Programme of the Government, the National Assembly shall be dissolved by virtue of law.

4. Part 3 of this Article shall not extend to the Programme of the Government formed in accordance with Article 115 of the Constitution. In case the Programme of this Government is not approved, the National Assembly shall be dissolved by virtue of law.”

[11] “Article 206. Calling a Referendum

The President of the Republic shall call a referendum within a period of three days following the adoption by the Constitutional Court of a decision on compliance with the Constitution of a draft law submitted upon popular initiative, as well as the adoption by the National Assembly of a decision on holding a referendum. The referendum shall be held not earlier than fifty and not later than sixty-five days after calling a referendum.”

[12] Bu tablo oluşturulurken kullanılan kaynaklar şunlardır: Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti resmi websitesi (http://www.gov.am/en/structure/); Ani Hovhannisyan, “Armenia's New Government: Short CVs and Contacts,” Hetq.am, Mayıs 12, 2018, erişim tarihi Mayıs 15, 2018, http://hetq.am/eng/news/88792/armenias-new-government-short-cvs-and-contacts.html; “Armenia’s New Government: Who’s Who,” EVN Report, Mayıs 14, 2018, erişim tarihi, Mayıs 15, 2018, https://www.evnreport.com/politics/armenia-s-new-government-who-s-who


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten