CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: IRAK DA TERÖRDEN TEMİZLENMELİ
Paylaş :
PDF İndir :

08.09.2016


Star, 7 Eylül 2016

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Suriye’nin kuzeyinde huzur sağlandı” dedi, Irak’tan gelen tehditlere dikkati çekti: Oraların güvenliği için de her şeyi gözden geçirmeliyiz.’

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama’ya, “FETÖ elebaşı serbestçe görüşmelerini yapıyor, röportajlar veriyor. Aramızda suçluların iadesi anlaşması var. Ya iade edin ya da gözaltına alın” dediğini söyledi.Erdoğan, G20 zirvesi için gittiği Çin’den dönerken gazetecilere gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu:

 

- FETÖ ABD ile ilişkilerde belirleyici: FETÖ denilen bu küresel şebekenin 170 ülkede örgütlenmesi var. 15 Temmuz’da ülkemizde cereyan eden bu vakanın yarın nerelerde cereyan edeceği bilinmez. ABD ile stratejik ortak olarak çalışmalarımızı bugüne kadar nasıl sürdürdüysek, seçimden sonra da adımlarımızı ona göre atacağız ve geliştireceğiz. Orada belirleyici olan konulardan biri FETÖ meselesidir. Belgeleri, bilgileri onlara teslim ediyoruz. İşi daha da sıklaştıracağız. Ayın 18’inde BM Genel Kurulu sırasında yine bazı görüşmeleri süratlendirerek Amerika’daki FETÖ’yü çökertmeniz lazım.

 

- Ya verin ya gözaltına alın: Biden’la, Obama’yla ayrıntılı konuştuk. Dedim ki, ‘Bu adam 400 dönüm arazideki kâşanesinde (TDK: Büyük, süslü köşk) hala görüşmelerini yapıyor, röportajlar veriyor.’ Ülkelerimiz arasındaki suçluların iadesi anlaşması var. 10. madde, mahkeme kararını verene kadar FETO’nun gözaltında tutulması gerektiğine işaret ediyor. Bize ikide bir ‘Türkiye’de anti Amerikancılık’ meselesini söylüyorlar. Bu kendiliğinden olmuyor. Vatandaşlarımız, ‘Bizim dostumuz olan ABD onu nasıl kendi topraklarında barındırır? Barındırdığına göre demek ki bize dost değil’ diyor. Anlattım bunu Obama’ya, ‘Anti Amerikancı davrananlar böyle bakıyor’ dedim. Ya bir an önce bunu bize iade edin ya da siz gözaltına alın.

 

(PYD konusunda ABD’nin tutumunda değişiklik var mı?) En azından Türkiye’ye müdahale söz konusu değil. El Rai’de de rahat çalıştık, Cerablus’ta da rahat çalıştık, çalışıyoruz.

 

- 15 Temmuz’dan sonra ordu güçlendi: (FETÖ konusunda) Önce ülkemizden başlayacağız. Türkiye duyarlı olacak ki dünya duyarlı olsun. Güvenlik güçlerimiz gerek DAİŞ gerek PKK, PYD, YPG, FETÖ’ye karşı mücadeleyi sürdürüyor. Karşı taraflara ciddi bedeller ödetiyoruz. 15 Temmuz sürecinde tutuklamalar da oldu ama netice itibarıyla ordumuz daha güçlü hale geldi. Askerlerimize bir özgüven geldi. Cerablus operasyonu kararlılığımızın en önemli ifadesiydi. (Kamunun FETÖ’cü yapıdan arındırılması) Oran vermek mümkün değil. Yapacağımız daha çok şey var.

 

- At izi it izine karıştı: (FETÖ ile mücadelede yanlış insanların ihraç edildiği iddiası) At izi, it izine karışmış vaziyette. ‘Ben bir şey atayım da nasılsa tutar’ diyenler var.  Özellikle medya dünyasında bu çok var. Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle alakası yok. Ama o insana o yaftayı yapıştırıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmalıyız.

 

 (Akıncı Hava Üssü’nde yakalanan ve serbest bırakılan ‘imam’ Adil Öksüz’le ilgili) Arkadaşlar takip ediyorlar.

 

- Hastane iddiası doğru değil: (Başbakanlığı döneminde ameliyata gireceği zaman, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın hastanenin FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle orada ameliyat olmasını önlediği iddiası) Hiç alakası yok. Ben zaten ‘Devlet hastanesinde ameliyat olurum’ demiştim. Nitekim o ameliyatımı da Pendik Devlet Hastanesi’nde oldum.

 

- Sır kadrolar: (‘Dere geçerken at değiştirilmez’ dönemi kapandı mı?) MİT olsun, Genelkurmay olsun, devlet yönetiminde insan kolay yetişmiyor. Öyle makamlar var ki bu makamlar sır makamlardır. Buralara adam yetiştirmede ciddi sıkıntılar çekersiniz. Bazı çevreler gerek asker gerekse MİT noktasında sürekli bu tür meseleleri kaşıyorlar. Ülkemiz hassas dönemden geçerken böyle yapılması doğru  değil.

 

- Efkan Ala dava arkadaşımız: (Efkan Ala’nın istifası) Efkan Bey müsteşarımdı. Milletvekili olmadan bakan yaptığım arkadaş. Kabiliyetleri olan arkadaşımız. Son hassas dönemdeki gelişmeler sebebi ile Başbakan’la değerlendirme yaptık. Böyle bir şeyin olmasının uygun olacağını söylediği için ‘Madem böyle düşünüyorsunuz, hayırlı olsun’ dedik. Ama Efkan Bey, bizim yol arkadaşımız, dava arkadaşımız. Bundan sonra da kendisinden istifade etmeye devam edeceğiz.

 

Rusya ve Çin’le ilişkiler hızlanıyor

 

- Akkuyu ve Türk Akımı’nda yeni dönem: Rusya ile ilişkilerimizde, bir ara kesintiye uğrayan Akkuyu nükleer santrali ve Türk Akımı ile ilgili adımlar hareketlendi. Onlar da kararlı. (G20 aile fotoğrafında Putin’le samimi sohbet görüntüsü) Yanlış yorumlayanlar olabilir tabii ama doğrusu şu; bizim aslında hepsiyle muhabbetimiz gayet iyi.

 

- Çin’le nükleer ve demiryolu işbirliği: Türkiye’nin tarihi İpek Yolu’nu canlandırma çalışmalarında Çin’i destekliyoruz. Enerji alanında da yeni ve önemli işbirliklerinin altyapısını oluşturuyoruz. Üçüncü nükleer enerji santralını Çin’le yapma durumu söz konusu olabilir.

 

Merkel ‘diz çöktü’ demek seviyesizlik

 

- AB liderleri olumlu noktaya geldi: Merkel tutumunu gözden geçirmiş. Tusk ve Junker’le yaptığımız görüşmede de onların çok daha olumlu noktaya geldiklerini gördüm. ‘1 Ekim itibari ile vize işini eş zamanlı olarak yapacağız. Geri kabul anlaşması ile bunu yapacağız diyorsanız, onu yapacağız’ dedik. Bu iş bu yıl içinde biter diye düşünüyorum. Gümrük Birliği güncellenecek. (Alman basınında, ‘Erdoğan, Merkel’e diz çöktürdü. Türkiye mültecileri kullanarak Avrupa’ya şantaj yapıyor başlıkları) Bizim mülteciler için neler yaptığımız ortada. Onları niye kullanalım ki? Asla şantaj da söz konusu değil. Alman basınına atfen aktardığınız o ifadeyi yakışıksız buluyorum. Ne benim diz çöktürmeye ihtiyacım var, ne de Merkel’in diz çökmeye. Şansölyeleri hakkında o denli yakışıksız ifadeler kullananlar, kendi seviyesizliklerini gösteriyorlar.

 

Kılıçdaroğlu’nun sözlerine üzüldüm

 

- 15 Temmuz ruhu bozulmasın:  Son zamanlarda, bazılarının yine o eski günlere dönme hasreti içerisinde olduklarını görmek bizi üzüyor. ‘KHK’lara karşıyım’ vb. yaklaşımların doğru olmadığını düşünüyoruz. Çünkü şu andaki OHAL’in geçmiştekilerle hiç bir ilgisi yok. Hayat normal bir şekilde devam ediyor.

 

- Külliye milletindir: Üzgünüm, üzülüyorum.  (Kemal Kılıçdaroğlu) Yenikapı’ya gelmek istemiyordu. Davet ettim. Başbakan da aradı. Ondan sonra geldi. Konuşmalar da toparlayıcı idi, rahatsız olmadık. Ardından Adli Yılın açılışı vardı. TBB Başkanı ziyaret talebinde bulundu. ‘Kongre Merkezimiz rahat, bu sene orda yaparız’ dedim. Metin Bey arzulu idi. Oylama yapmışlar. 2’ye 8 olumsuz bakmışlar. Kılıçdaroğlu da davete ‘hayır’ dedi. Yaptığı benzetmeler hoş değildi. ‘Yargı bağımsızlığına ters düşer’ dedi. Nasıl ters düşüyorsa? Burası partinin merkezi değil ki!

 

CERABLUS OPERASYONUNU HARİTADAN ANLATTI

 

RAKKA İÇİN ABD İLE KONUŞUYORUZ

 

- Sırada Münbiç ve El Bab var: Şu anda Cerablus’ta atılan adımlar güneye doğru gidiliyor, Münbiç’e doğru. El Rai’de de şu anda mesafe alındı. Batı ile doğu birleştirildi. Şimdi birinci olarak El Bab var. İkinci olarak da Münbiç’te bize verdikleri sözün (YPG Fırat’ın doğusuna çekilecek) yerine getirilmesi. Biz ‘Henüz çekilmediler’ diyoruz. Çekildiklerinde mesele kalmaz.

 

- Halep’te ateşkes umudu: Halep’te acımasız saldırı, kuşatma var. Obama ve Putin’le görüştük, ‘Ateşkesi bir an önce sağlayalım’ dedik. Olumlu bakıyorlar. Putin, 2-3 gün içinde çözüme ulaşılabileceğinden söz etti. Dışişleri bakanlarımız üçlü görüşecekler, gerekirse Putin ve Obama’yı biz de arayacağız. Bayram öncesinde ateşkes sağlamayı ümit ediyoruz. Kızılay’la yardımları ulaştırmayı planlıyoruz.

 

- Gaziantep saldırısı fitili ateşledi: Gaziantep’deki kına gecesindeki saldırı fitili ateşleyen hadise oldu. ‘Daha bekleyemeyiz’ dedik. Ön hazırlıklarımız vardı. Bu hadisenin istismarını yapan PKK’ nın tavrını da unutmayalım. Adeta müşterek yapılmış gibi. Olayın ardından, ‘Bunlar HDP üyesi’ şeklinde açıklamalar yapıldı. Halbuki alakası yok. Gittik tanıştık, hastanede ziyaret ettik. 10 yaşında bir çocuk demokrasi nöbetlerine katılmış.

 

- 2-3 ay sürer dediler, 10 gün sürdü: (Haritada Türkiye sınırının güneyini göstererek) Şu yeşil olan yerler ne yazık ki DAİŞ, PYD ve YPG’nin elindeydi. Biz ılımlı muhalifleri eğit-donat kapsamında yetiştirmiştik. İlk etapta 1000, sonra 1400’e çıkararak bunları Cerablus’un biraz daha batısına soktuk. Fırtına obüsleri destek verdi. Koalisyon da hava desteği sağladı. Böylece kısa sürede Cerablus alındı. DAİŞ güneye doğru inmeye başladı. Obama daha önceki görüşmemizde ‘Münbiç Araplarındır, oraya PYD, YPG falan gelmeyecek’ demişti. Buna rağmen PYD’lileri yukarıya çıkarmak istediler. Biz ise yukarıdan inmeyi teklif etmiştik, ‘Bu 2-3 ay sürer’ diyerek yanaşmamışlardı. Halbuki o işi birlikte yapsaydık...

 

- Rakka için askerlerimiz konuşuyor:

 

 Cerablus’u terk etmek zorunda kalan DAİŞ, El Bab’a gidiyor. DAİŞ’in en önemli merkezi Rakka. Obama, Rakka konusunda beraber bir şeyler yapmak istiyor. Bir sıkıntı olmayacağını belirttik. ‘Askerlerimiz biraraya gelsinler, görüşsünler, ne gerekiyorsa yapılır’ dedik. Neler yapılabileceği, görüşmeler neticesinde netleşecek. Ancak, biz artık bölgede var olduğumuzu göstermek durumundayız. Geri adım atma şansımız yok. Geri adım atarsak oralara DAİŞ, PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleri yerleşir. Benzer riskler Irak için de söz konusu. Orada da, PKK kendine yer edinmeye çalışıyor. Musul, kuzeyinde Türkmenlerin yaşadığı Telafer var. Türkmenleri orada tamamen bitirmeye kalkabilirler. Başika kampımız da orada. Aynı şekilde Barzani’nin bizlerle olan münasebeti, ‘Bizi yalnız bırakmayın’ yaklaşımları var. Oraların güvenliği ile ilgili olarak da her şeyi gözden geçirmemiz gerekiyor. Rakka’da ABD’nin tavrı belirleyici olacak... Bu arada Fırat’ta stratejik konumu olan bir köprü de bu süreçte alınmış oldu. Doğu ile olan ilişki de böylece kurulabilir duruma geldi.

 

- Mülteciler için kent: Mülteci sorunu konusunda dünya iyi sınav veremiyor. Merkel daha olumlu yaklaşıyor. Oluşturulacak güvenli bölgede, gerekirse Türkiye’nin güney sınırında da mültecilerin yerleşebileceği konutlar yapılabilir. Vakıf kurulabilir, çadırdan kurtarılabilirler. Güvenli bölgeye prensipte kimse karşı çıkmıyor. AB Başkanı Tusk, AB Komisyonu Başkanı Juncker’la konuştuk. Bize 178 milyon euro ödediklerini ifade ettiler.3+3 milyar euro vaat etmişlerdi.




Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten