TÜRKİYE-AB MÜLTECİ ANLAŞMASI MERKEL’İ GÜÇLENDİRDİ
Paylaş :
PDF İndir :

21.03.2016


20.03.2016

AB Haber

Türkiye-AB arasındaki anlaşmanın en önemli isimlerinden Almanya Başbakanı Angela Merkel gelinen noktanın, yasa dışı göçle mücadele açısından büyük önem taşıdığını vurgulayarak, ‘Avrupa olarak bu zor sınavın üstesinden gelebileceğimizi gösterdik’ dedi

Berlin’deki hemen tüm siyasi yorumcular politikaları sınananın Avrupa Birliği’nden daha çok Merkel olduğu ve Alman siyasetçinin bir kez daha başarıya ulaştığı konusunda hemfikir. Gerçi çok sayıda köşe yazarı ve yorumcu, Ankara ile varılan anlaşmanın Türkiye’deki durumun giderek gerginleşmesi nedeniyle rizikoları olduğunu ve Türk hükümetinin mülteci krizindeki kilit konumunu ‘şantaj’ şeklinde kullanabileceğini öne sürüyor, ama aynı zamanda Merkel’in diğer AB liderlerini Ankara ile işbirliği konusunda ikna ederek, birliğin dağılmasını önlediği vurgulanıyor.

Merkel göreve geldiği 2005 yılından bu yana, 2008’de tüm dünyayı sarsan ekonomik kriz, ardından 2012’de Yunanistan’ı iflasın eşiğine getiren gelişmeler, 2013’de Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ile Ukrayna’da yaşanan savaş ve son olarak geçen yaz Macaristan sınırında bekleyen onbinlerce sığınmacıyı Almanya’ya davetiyle zor dönemlerin başarılı yöneticisi olarak öne çıktı. Amerika’nın önde gelen ekonomi dergisi Forbes tarafından hazırlanan ‘Dünyanın en güçlü kadınları’ listesinin birinci sırasını yıllardır kimseye kaptırmayan Merkel, sığınmacılar konusunda izlediği politikalar nedeniyle karşılaştığı tüm ulusal ve uluslararası baskılara rağmen yine planlarını yürürlüğe koydurabildi. Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin oluşturdukları Visegrad Grubu içinde yer alan Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Macaristan’ın Merkel’in izlediği sığınmacı politikaları karşısında yürüttükleri politikalara paralel, kendisine yönelik Birlik Partileri içindeki ciddi muhalefetle giriştiği mücadeleden kazanan taraf olarak çıktı.

Berlin’deki siyasi yorumculara göre, Alman başbakanının AB içinde kendisine açılan cepheleri dağıtmasında AB’nin tek koldan hareket etmemesi durumunda bunun özellikle Yunanistan’a ve Orta ve Doğu Avrupa’daki diğer birlik üyelerine olumsuz ekonomik yansımalarının olacağını belirtmesi ve adeta ‘göz korkutması’ oldu. Yunanistan üzerinden AB’ye ulaşanların Türkiye’ye iadesi Merkel’in AB’deki ortaklarını ikna etmesi için elindeki en önemli kart olarak tanımlanıyor. Bu bağlamda belki de en çok yankı bulan tavır değişikliği, yıllarca Türkiye’nin AB ile olan yakınlaşması sürecine en sert tavır koyan Merkel’in, bu kez Avrupa’daki sığınmacı krizinin Türkiye olmadan aşılamayacağını ifade etmesi oldu. Bundan daha bir kaç hafta önce sığınmacılar krizini Merkel’in siyasi geleceği için ‘hayati bir mesele’ olarak niteleyen ve istifa ihtimalini gündeme getiren siyasi yorumcular, sığınmacı anlaşması sonrasında ise Alman başbakanının pes etmeyerek, yine güçlü bir liderlik sergilediğini savunuyorlar.

Öte yandan Angela Merkel’in Avrupa’ya sığınmacı akınının Türkiye’nin yardımı ile aşılacağı inancının aksine, Alman halkı bu yaklaşımı gerçekçi bulmuyor. Alman televizyon kanalı ZDF tarafından yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, halkın yüzde 79’u, sığınmacı krizinin Türkiye’nin desteği ile çözülebileceğine inanmıyor.

Voa




Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten