Pazartesi günü Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya dışişleri bakanlarının katılımıyla Üçlü Zirve geleneğinin sekizincisi Sofya’da gerçekleşti. Üç ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve Balkanlar’da bölgesel işbirliği konuları üzerinde durulduysa da, Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’nın AB içinde tek ses olmasını sağlayacak bir mekanizmanın oluşturulması konusu görüşmelerin odağında yer aldı. Bunun dışında, kabul edilen Ortak Bildiri metninde, bölgede dayanışmanın geliştirileceği, Batı Balkan ülkelerinin AB ve NATO üyeliklerinin destekleneceği, ekonomiden kültüre değişik alanlarda ortak projeler üzerinde çalışılacağı ve güvenlik konularında işbirliğinin yoğunlaştırılacağı yönünde mesajlar verildi. Balkan ülkeleri son yıllarda bölgesel işbirliği alanında önemli tecrübeler kazandı. Bölge ülkelerinin hükümetleri adeta bir bölgesel işbirliği ağı içine sürüklenmiş olduğu gibi, halk da bölgesel işbirliğinin nimetlerinden bilgilenmeye başlamış gibi gözüküyor. Bölgesel işbirliği platformları bütün ülkeleri kapsayabildiği gibi, Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya arasında düzenlenen üçlü zirveler örneğinde olduğu gibi, daha kısıtlı katılımlı da olabiliyor. Ne var ki bu üç ülke yıllardan beri aralarındaki karşılıklı bağları geliştirmeye çalışsa da, ortak çıkarların tespit edilmesi ve hayata geçirilmesi noktasında yeterince başarılı olamadı. Komşuluk ilişkisinin yanında Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’yı birbirine bağlayan temel hususlar AB üyeliği, NATO içinde müttefiklik ilişkisi ve Karadeniz bölgesine yakınlıktır. Avrupa’nın ekonomik kriz ile sarsıldığı bir ortamda Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’nın AB içinde daha fazla ortak tutum sergilemeye çalışıyor olmaları oldukça anlamlıdır. Kaldı ki her üç ülke de son yıllarda Brüksel’le bazı sorunlar yaşıyor. Yunanlar, ülkelerine dayatılan sıkı ekonomik tedbirler karşısında kendilerini kurban olarak görüyor. Bulgaristan ve Romanya ise Schengen’e üyeliklerinin sürekli erteleniyor olmasından rahatsızlık duyuyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2011 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan AB içinde yolsuzlukların en yoğun olduğu ülkeler arasındadır. Organize suçlar, yaygın yolsuzluk ve yeterince etkin olmayan yargı sistemine rağmen Bulgaristan ve Romanya 2007 yılında AB üyeliğine kabul edildi. Günümüzde ise bazı AB ülkeleri Bulgaristan ve Romanya’ya organize suçlar ve yolsuzluklarla karşı daha fazla mücadele etmeleri için baskılar yapıyor, bu çerçevede Schengen üyeliklerine muhalefet ediyor. Nedenine gelince ekonomik kriz AB ülkelerinde milliyetçi duyguları arttırdığı gibi, yasadışı göçle mücadelelerini de artırdı. Bulgaristan ve Romanya sınır noktalarında yasadışı göçle mücadelede gerekli teknolojik donanıma sahip olmalarına rağmen, yolsuzluk nedeniyle göçler istenen etkinlikte kontrol edilemiyor. Yunanistan üzerinden de yüksek oranlı yasadışı göçün gerçekleştiği dikkate alınırsa, Atina, Sofya ve Bükreş’in bu alanlarda işbirliğine gitmeleri faydalı gözüküyor. Bu konu AB güvenliğini de yakından ilgilendiriyor. Diğer taraftan çevrelerinde kalıcı istikrar arzulayan Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’nın Batı Balkanlar’ın AB üyeliklerinin sözcülüğünü yapıyor olmaları da son derece anlamlıdır. Ancak bu konuda tek başlarına Brüksel’i etkileme kapasiteleri yeterli değildir. Kaldı ki Romanya Batı Balkanlar’da doğru dürüst müdahil olmuş bile değildir. Balkan ülkeleri arasında sayılmayan Macaristan bile Batı Balkanlar’la Romanya’dan çok daha fazla ilgileniyor. Yine de Atina, Sofya ve Bükreş’in Batı Balkanlar’ın lehine konuşuyor olmaları başlı başına bir nimettir. Yunanistan ve Bulgaristan’la ciddi sorunlar yaşayan Makedonya dışında, Atina, Sofya ve Bükreş’in yakınlaşmaya çalışıyor olmasından kimse rahatsızlık duymuyor. Ancak Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya birer ortak gibi davranmaya çalışıyor olmakla birlikte, özellikle Avrupa’yı Asya’ya bağlayan enerji ve ulaştırma koridorları alanında birbirlerine karşı rakip oldukları ortadadır. Ayrıca Karadeniz Bölgesi’nde nüfuzun artırılması noktasında özellikle Romanya ve Bulgaristan arasında bir çeşit rekabetin de varlığı hissedilebilir.
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
BALKAN KAPİTALİZMİ: ŞÜPHELİ KOŞULLARDA ZENGİN OLMAK
Erhan TÜRBEDAR 09.08.2012 -
BATI BALKANLAR’IN AB’YE KATILIM SÜRECİ KRİZ İÇİNDE Mİ?
Erhan TÜRBEDAR 12.12.2012 -
KARADAĞ SEÇİMLERİ AZINLIKLARIN ÖNEMİNE İŞARET ETTİ
Erhan TÜRBEDAR 21.10.2012 -
BOSNA SEÇİMİNDE SOLUN EROZYONU
Erhan TÜRBEDAR 11.10.2012 -
ROMANYA TÜRKLERİ
Erhan TÜRBEDAR 09.12.2012
-
HUNGARY-TURKEY RELATIONS - 24.05.2022
Zoltan EGERESI 24.05.2022 -
DIFFERENCES IN THE PERCEPTION OF AZERBAIJANI AND ARMENIAN INDEPENDENCE
Farhad MAMMADOV 20.11.2013 -
1915 - 2015: RECTIFYING A HISTORIC INJUSTICE - Şükrü Server AYA
Şükrü Server AYA 03.03.2015 -
JOINT DECLARATION OF THE 8TH SUMMIT OF THE ORGANISATION OF TURKIC STATE - ORGANIZATION OF TURKIC STATES - 13.11.2021
Organization of Turkic States 15.11.2021 -
“BALKAN EKSPRESİ” TÜRKİYE’YE DÖNDÜ
- 25.08.2010