BALKANLAR'DAKİ MÜLTECİ KRİZİ Dr. Erhan TÜRBEDAR
Blog No : 2011 / 19
-
26.06.2011
4 dk okuma
Dr. Erhan Türbedar, TEPAV Dış Politilka Analisti Yeni Balkan, 27 Haziran 2011 Her yıl 20 Haziran’da kutlanan Dünya Mülteciler Günü, Balkanlar’da devam eden mülteci sorununu da hatırlattı. Eski Yugoslavya coğrafyasında mülteci sorununun ortaya çıkmasından bu yana 20 yıl geçmiş olmasına rağmen, Batı Balkan ülkelerinde mülteci ve zorla yerinden edilenler (displaced person) statüsünde olan yaklaşık 450 bin kişi kalıcı çözümler için beklemeye devam ediyor. Sahip olduğu mülteci ve yerinden edilenler sayısı bakımından ise Sırbistan Avrupa’da birinci, dünyada ise 13. sırada yer alıyor. Mültecilerin sorunlarına çözümler üretmek için bu yıl içinde Sırbistan, Hırvatistan, Karadağ ve Bosna-Hersek’in kendi aralarında ortak bir komisyon kuracakları duyuruldu. 1990’lı yıllarda eski Yugoslavya coğrafyasında yaşanan savaşların, bölge ülkelerindeki nüfus yapısına büyük etkileri oldu. Savaşlar yüzbinlerce kişinin ölümüne yol açtığı gibi, 3 milyona yakın insanın mülteci veya zorla yerinden edilen kişi haline gelmesine neden oldu. 1990’ların ortalarından bu yana, yaklaşık 2,5 milyon kişi Balkan ülkelerindeki evlerine geri döndü. Geri kalanların ise çoğunlukla geri dönebilecekleri evleri bile artık bulunmuyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin aktardığı verilere göre, Batı Balkanlar’ın dört ülkesinde 73 bin 500 civarında mülteci ve yerinden edilen kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bunlardan 45 bini Sırbistan’da, 14 bini Bosna-Hersek’te, 8 bin 500’ü Hırvatistan’da ve 6 bini Karadağ’da bulunuyor. Bunların içinden bir kısmının dilencilikle geçimini sağlamaya çalıştığı belirtiliyor. Balkan ülkeleri içinden BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin ilgilenmek zorunda kaldığı ilk üç ülke, 313 bin kişiyle Sırbistan, 179 bin 500 kişiyle Bosna-Hersek ve 57 bin 430 kişiyle Yunanistan’dır. Yunanistan’dakilerin yüzde 97’si sığınmacı (asylum seeker) statüsündedir. Batı Balkan ülkeleri içinden en yoğun mülteci akımıyla karşı karşıya kalan Sırbistan olmuştur. 1990’lı yıllarda eski Yugoslavya coğrafyasından yaklaşık 700 bin kişinin Sırbistan’a sığındığı tahmin ediliyor. Eski Sırp lider Slobodan Miloşeviç kendi siyasi çıkarları doğrultusunda Sırbistan dışında yaşayan Sırpları uzun süre kullanmış ve en sonunda bunların bir kısmını mülteci haline getirmiştir. Sırbistan’ın verilerine göre günümüzde 73 bin 600 kişi mülteci statüsüyle, yaklaşık 200 bin Kosova kökenli ise yerinden edilen statüsüyle Sırbistan’da yaşamaya devam ediyor. Gerçi yaklaşık 18 bin Kosovalı Sırp’ın yerinden edinmiş statüsüyle Kosova’nın kuzeyinde yaşadığı tahmin ediliyor. Sırbistan’daki mültecilerin en büyük kısmını Hırvatistan’dan gelenler oluşturuyor. Hırvatistanlı Sırp Mülteciler Derneği’nin verilerine göre, yaklaşık 40 bin civarında Sırp, Hırvatistan’dan iade edilmeyen dairesinin bulunduğunu iddia ediyor. Bu yüzden Hırvatistanlı mülteciler, hakları ve mülkleri iade edilmediği sürece, Hırvatistan’ın AB üyeliğinin ertelenmesi gerektiği görüşünü savunuyor. Bosna-Hersek’e gelince, 1992-1995 yılları arasındaki savaş yüzünden evlerini terk eden 2,2 milyon kişi içinden yaklaşık 500 bin kişinin yabancı ülkelerde yerleşik hale geldiği tahmin ediliyor. 2000 yılının sonunda tamamlanan kayıtlara göre, Bosna-Hersek’teki yerinden edilenlerin sayısı 556 bin 214 kişiden ibaretti. Mart 2005 tarihli kayıtlarda ise, sadece 186 bin 451 kişi kendini yerinden edilenler listesine saydırmıştır. Günümüzde bu rakamın 100 bin civarına gerilediği tahmin ediliyor. Buradan hareketle, 2000 yılından sona Bosna-Hersek’teki yerinden edilenlerin bir kısmının evlerine geri döndüğü, bazılarının bulundukları yerde yerleşik hale geldikleri, bazılarının da yurt dışına çıktığı tahmini yürütülebilir. Bosna-Hersek’te Hırvatistan kökenli yaklaşık 6 bin civarında mültecinin de bulunduğu belirtilmelidir. 1990’lı yıllarda yaşanan savaşlar nedeniyle komşu ülkelerden Karadağ’a sığınanların sayısı 16 bin civarındadır. Diğer taraftan, 1999’da yaşanan savaş esnasında Makedonya’ya sığınan, çoğunluğu Roman asıllı olmak üzere yaklaşık 1.600 Kosovalı mülteci de bulunuyor. Mülteci ve yerinden edilenlerin sorununu sadece istatistiklerle değerlendirmek yeterli değildir. Örneğin, bir kişi evine geri dönmüş, ancak insani yardımlarla hayatını sürdürüyor olabilir. Bu gibi kişiler ise eninde sonunda tekrar göç yoluna düşebilir. Diğer taraftan, bazı kişilerin, sırf mülkiyetlerini geri almak ve satabilmek maksadıyla, geri dönüş kaydını yaptırdıkları biliniyor. Bundan dolayı, sürdürülebilir bir geri dönüş hususu, başka faktörlerin de hesaba katılmasını gerekli kılar. Örneğin, barınma sorunu giderilmeli, iş imkanı sağlanmalı, uygun eğitim koşulları bulunmalı, sosyal güvence olmalı, ayrıca hukuki ve siyasi güvenlik sağlanmalıdır. Bu koşullardan herhangi birinin eksik kalması durumunda, geri dönüş süreci caydırılabilmektedir.

© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.